Aceleyle düzelttim, belki sonra tekrar düzeltirim.
Geç attık biraz, idare edin.
Oy SINIRI 27.
Yorum atmayı unutmayın. İyi okumalar.
Bölüm Otuz Üç: "İntihar Tozu"
Sadece kafamı dağıtmak için biraz daha içkiye ihtiyacım vardı çünkü vitrindeki şişe hemen bitmişti. Ya da ben abartmıştım.
Dylan'ı çıkarmaya çalışıyordum kafamdan. En yakın arkadaşımı sevdiğini. Bu düşünce kalbimi ve zihnimi o kadar rahatsız ediyordu ki alkol tek çıkış yolu gibi gelmişti.
Dakikalardır üstümde göz hissettiğim Dylan'ın adamına baktım, aynı ifade ile gözlerime bakmaya başladı bu sefer. "Bana biraz viski bulur musun?" Kelimelerim hafif kaymaya başlamıştı. Kendimde gibi hissetmiyordum ama iyi de geliyordu.
Adam başını sallayıp üst kattaki küçük salondan çıktığında kafamı sertçe, hızımı ayarlayamadan masaya bıraktım ve inledim acıyla. Kafamı çarpmıştım.
Adam açık bir şişe ve bardak ile döndüğünde doldurdum yeni bardağa hızla. O da eski yerine dönüp beni izlemeye devam etti. "Benim ufak bir işim var, hemen geleceğim." Elimi salladım. Umrumda değildi pek açıkçası.
"İstediğin yere git." Bir şey demeden salondan çıktı. Başımdaki hızla garipleşen hisle yüzümü buruşturdum. Daha üç yudum aldığım içkinin hemen çarpması ile kaşlarım çatıldı. "Bu viski mi?" Kaldırıp şişeye baktım, viskiydi. Garip hissediyordum. Sarhoşmuşum gibi bir şey değildi.
Sertçe yutkunarak ayağa kalktım yavaşça. İçime birden karamsarlık bulutları oturmaya başlamış gibiydi, alkolün bunu alması gerekirken. Aynı zamanda garip renkler görüyordum, galiba odama gitsem iyi olacaktı. Bana içki içmek iyi gelmiyordu.
Duvarlara tutuna tutuna odamıza girdim ve kapattım kapıyı. Sendeleyerek yatağa oturduğumda gözlerime koltuktaki silah çarptı. Kaşlarımın çatılmasını engelleyemezken içimdeki garip heyecanlanmayla uzanıp aldım elime yavaşça.
"Dylan mı düşürdü ki?" Silah elimde incelemeye başladığımda kalp atışlarım hızlanmaya başladı. Garip hissediyordum. Çok garip, sanki silahın elimde bulunmasından zevk almıştım.
Silahı kaldırdım yavaşça, neden yaptığımdan emin değildim. Şakaklarıma yaslayıp aynadan kendime baktığımda görüntüm kaydı yine. "Bum." dedim gülümseyerek. Ardından gülümsemem soldu. Aynadaki görüntümde kalakaldım.
İçimdeki karamsarlık bulutu her yere yayıldı ve zihnimi bulandırdı. Kalp atışlarımın zirvelerde olduğunu hissedebiliyordum. Parmağım tetikte dolaştı istemsizce.
Emniyet kilidini indirdim silahı bastırdığım şakaklarımdan çekmezken. İçimde bir şeyler yapmamı söyleyip bana meydan okuyordu.
Yap, öldür kendini.
Elimi tetiğin üstüne koyup gözlerimi kapattım. Nefes alış verişlerim düzene girdi, doğru bir şey yaptığımı hissediyordum. Parmağımı indirecekken Dylan'ın bağırışı kulağıma geldi ve silahı bileğimi tutarak yukarı çevirdi.
Kurşun kulağımı çınlatacak büyüklükte bir sesle duvara saplandığında gözlerimi açtım. Karşımda nefes nefese korkuyla bana bakan Dylan'ı gördüm. Yüzü kasıldı. Ardından beni kendine getirmek istermiş gibi eli sertçe yüzüme indiğinde başım sola döndü. Kulağım çınlarken, ağrı çok yüksekti. Neredeyse hiçbir şey duyamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
killer in my bed •[bxb]
FanfictionKaranlık ve sırlarla dolu bir hayatı olan Dylan, hayatına almak zorunda kaldığı avukata daha önce hiç hissetmediği şeyler hissetmeye başlar.