KIMB -90-

1.3K 115 156
                                    

Biz geldik.

Oy sınırı 60. Yorum sınırı 80.

İyi okumalar!



Bölüm Doksan: "Sen Endişelenme Diye Yalan Söyledim"

Ormandaki, önceden kışın kafa dinlemek için geldiğim evime gelmiştim. Dylan moralimi bozmuştu, tam kendimi toparlayıp ona boşanmak istemediğimi söyleyecekken böyle bir şey yapması kendimi ezikmişim gibi hissettiriyordu.

"Salak." dedim önümdeki şömineye bir tane daha küçük dal atarken. "Önemli misafiriymiş. Önemli misafirinin..." Kapı birden yumruklandığında yerimde sıçrarken oraya döndüm. Ne oluyordu?

"Avukat." Ağzım şokla aralandı, bu dağ ayısı beni nasıl bulmuştu yine? "İçeri girebilir miyim?"

"Giremezsin!" diye bağırdım sinirle. "Git o kadınla öpüşmeye devam et seni aşağılık pislik!" Ben elime erkek eli bile değdirmemiştim aylardır, bu aptal ise milletle öpüşüyordu.

"Kapıyı açmazsan camını kırıp içeri girerim." Sertçe yutkunarak camıma baktım. "Olan güzel evine olur." Oflayarak ayağa kalktım, kapıya ulaşıp sinirle açtığımda bana baktı sırıtarak. Başını eğdi yüzüme.

"Birileri boşanmak istemiyormuş sanı-" Tokadı yüzüne geçirdiğimde devam edemedi. Yana dönmüş yüzünü düzeltirken bana baktı ve derin bir nefes aldı. "Bu ne içindi?"

"O çok önemli misafirin ile öpüştüğün için." Geriye çıkıp içeri geçtim ve tekrar şöminenin karşısına oturdum. Kapıyı kapatırken yanıma geldi ama oturmadı. Yukarıdan bana bakmaya başladı sadece.

"Şöyle bir yanlış anlaşılma olmuş, ben öpmedim. Kadın beni öptü ve ittim zaten." Bir şey demeden şöminedeki alevleri izlemeye devam ettim. Sinirliydim ama aslında çok da üzülmüştüm gördüğüm şeye. "Konuşmayacak mısın benimle?" Önüme geçtiğinde bacağına tekme attım oturduğum yerden.

"Alevleri izliyorum, keyfimi... Hey!" Birden havalandığımda çatık kaşlarımla yüzüne baktım ama umursamadan kucağında bedenimle yürümeye başladı. "İndir beni, dokunma!" Mutfak tezgahına oturtup bacaklarımın arasına geçti ve takım elbisemin ceketini çıkarttı. Ellerimi tezgaha yaslarken bana eğilen yüzüne baktım. O da ellerini ellerimin yanına yasladı.

"Özür dilerim bebeğim."

"Nerden senin bebeğin oluyormuşum?" Yanağımdan öptüğünde titreyen gözlerimi kapattım. Yüzünü boynuma gömüp içine çekti kokumu.

"Benim küçük bebeğimsin işte."

"Değilim bebeğin falan." Kaşlarım çatıldı ama içimdeki beni heyecanlandıran duygulara engel olamıyordum. "Git o kadına de." Başını çekip bana baktı.

"Sonra ikimizi de öldür kıskançlığından, değil mi?" Saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdı gülümseyerek. "Tatlı tatlı kızıyorsun..."

"Tatlı tatlı falan kızmıyorum."

"Sonra kaşlarını çatıyorsun, küfür ediyorsun hiç yakışıyor mu? Hım?" Yanağımdan öptü. "Senin gibi tatlı bir avukata?"

"Affetmeyeceğim işte. Kaybettin şansını." dedim somurtarak. Gülümsemesi genişledi. "Tatlı falan da değilim, sinirliyim."

"Öfkeli civcivsin yani."

"Civciv falan değilim, sana hiçbir şey olmadığımı söyledim!" Gülmeye başladığında, uzun zamandır görmediğim gülüşüyle yüzüm gevşedi. Mutlu duruyordu, Bennet ona söylemiş olmalıydı. "Unutturamayacaksın bu sefer."

killer in my bed •[bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin