KIMB -1-

3.6K 211 157
                                    

Hikaye kapağı nasıl olmuş? İlk deneyimimdi.

Hepinizi baştan uyarmak istiyorum. Bu hikayenin büyük bir çoğunluğunda Dylan size sinir krizi geçirtecek. Sülalesine söveceksiniz çünkü şerefsiz psikopatın önde gideni.

Yorum ve vote atmayı unutmayın aşklarım. İyi okumalar!














Bölüm Bir: "Sevgili"

Burda ne işim var, neden katil mafyanın tekine adımlarımı uydurdum hiçbir fikrim yoktu. Galiba insanın canı tehlikede olunca, sorgusuz güvenebilecek birisi arıyordu.

Eve girmem kolay olmuştu, adamları beni kapıda görür görmez almışlardı çünkü içeri. Galiba haber çoktan onlara gitmişti. Dylan'ın neden bunu adamlarından birine yaptırmadığını düşünüyordum. Birinci seçenek, görüşmelerinin sadece avukatı ile sınırlı olması ve onları telefondan aramak zorunda olmasıydı. Dinlendiğini düşünüyor olabilirdi.

İkinci seçenek ise artık kendi adamlarına bile güvenmiyordu. Ki birisi onu pusuya düşürdüğüne göre bu bana da mantıklı gelmişti.

Kasanın şifresini girdiğimde bir ses çıkartarak kilidinin açıldığını belli etti. Siyah defter direkt gözüme çarparken açtım ve dizlerimin üstüne yere çöktüm, sayfaları karıştırıp ismini buldum.

Valentino Hawkin, 564. Klasör

Masadaki bilgisayara geçtim ardından. Açmaya çalıştığımda şifre istemesiyle kaşlarım çatıldı. Tekrar defteri karıştırıp bilgisayarın da şifresini bulduktan sonra, girmemle bilgisayar açıldı. Klasörü aratıp ismin üzerine tıkladım ve bir video klasörü girdi ekrana.

Videoya girdiğim gibi gördüklerimle kapatmam bir oldu. Tüylerim ürperirken sandalyemi geriye ittim refleksle. Şok ve korkuyla gözlerim aralandı.

Nefes nefese masaya baktım bir süre. Ben neyin içine düşmüştüm?

Görüntüleri aklımdan silmeye çalışarak defterde yazan Valentino Hawkin'in epostasına gönderdim videoyu. Muhtemelen Valentino Hawkin'e şantaj yapıyorduk. Dylan halleder halletmez tekrar onu ziyarete gelmemi söylemişti.

Bilgisayarı kapattım ve hızlı adımlarımla çıktım odadan. Aynı şekilde kimseye bir şey demeden evden de çıkıp arabama bindim ve hapishaneye sürmeye başladım.

İçeri girdiğimizde gardiyan her zamanki yolun aksine başka bir yoldan götürdü beni. Kapıyı açtığında farklı oda ile gözlerimi kestirdim. Dylan'ın elleri bu sefer kelepçeli değildi ve daha rahat oturuyordu. Üstelik bir koltukta.

"Kelepçeler." dedim elini göstererek. Sırıttı.

"Korkum hâlâ hüküm sürüyor avukat." Kaşlarını kaldırıp indirdiğinde hafifçe çattım kaşlarımı. Galiba dinleniyorduk, onu anlatmaya çalışıyordu.

Ve dinleyen kişiler hükumet değildi, Dylan'ın düşmanlarıydı.

"Buraya gel." diyip yanına vurduğunda ona baktım ilk kaşlarım çatılı. Ama tekrar kaşlarını kaldırıp indirdiğinde ona adımladım ve önünde durdum.

"Bay Dylan, vereceğiniz ifadenizi..."

"Neden bu kadar resmisin bebeğim?" Belimden tutup beni yan bir şekilde koltuğa oturttuğunda bir sonraki adımımı anlatacağını anladım. Dudaklarını boynuma yaklaştırdı ve öptü. "Dosyayı gönderdin mi?" diye fısıldadı aynı zamanda öperken.

killer in my bed •[bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin