Biz geldiiik
Bölüm sizi strese sokacak.
Smut da var.
Yorum ve vote atmazsanız yine kaybolurum ortalıktan ha
İyi okumalar!
Dylan'dan
Dört gündür hiçbir şeye tahammülüm yoktu çünkü terk edilmiş gibi hissediyordum.
Bir hafta önce, Thomas benimle birlikte şuan orada bulunduğu avukatlar bürosunun seminerine gitmek istemişti. Kabul etmiştim, zevkle. Sıkıntı o günün gecesi, telefonuna gelen mesajla başlamıştı. Dallamanın teki saat gece üçte, seminere katılacak mısın diye benim güzel eşime mesaj atınca, o da yanıtlayınca kafayı yemiştim. Kıskançlık olduğunu söylüyordu ama bence değildi, tamamen haklı bir çıkışmaydı. Eski bir yakın arkadaşı olduğunu bilmiyordum ama gecenin üçünde benim eşime kim mesaj atsa aynı tepkiyi verirdim.
Tartışma oldukça fazla büyüyünce, bana daha fazla sabredemeyeceğini söyleyerek erkenden gitmişti ve günlerdir ne zaman arasam soğuk bir şekilde konuşuyordu benimle. Ona da hak veriyordum çünkü sözde kıskançlık olarak adlandırdığı bu şeyi milyon kez bir daha yapmayacağıma söz vermiştim ama elimde değildi işte.
Telefonumu elimde çevirirken derin bir nefes aldım ve numarasını arayıp kulağıma götürdüm. İki çalışta açıldı. "Ne yapıyorsun?" diye konuştum hemen.
"Ben de tam seni arayacaktım." dedi, yine aynı soğuk sesle. "Birkaç gündür düşünüyorum. Aramızda olanları." Ufak bir heyecanla duruşumu düzelttim. Affedecekti.
"Evet, haksız olduğumu biliyorum. Özür dilerim."
"Özür dilemen bir şeyi değiştirmiyor Dylan. Özür dileyip aynı şeyi tekrar ve tekrar yaptığında bir manası kalmıyor." Bir şey diyemedim. "Dediğim gibi, yanlız kalmak oldukça fazla düşünmeme yardımcı oldu. Kendimi düşünmemi sağladı." Kaşlarım çatıldı hafifçe.
"Nasıl yani?" Garip konuşuyordu.
"Sürekli ve sürekli aynı tartışmalardan yoruldum Dylan. Boğuluyorum. Kıskançlığın bitse, karışmaların bitmiyor. Yapamıyoruz, farkında değil misin?" Ayağa kalktım istemsizce. Teleşla dudaklarımı araladım.
"Ne diyorsun avukat? Neyi yapamıyoruz?" Kalbim korkuyla atıyordu çünkü bu konuşma bana tanıdıktı.
"Boşanmak istiyorum Dylan. Daha fazla dayanamıyorum." Şoktan bir şey diyemedim. "İki buçuk yıldır evliyiz. Ve ben aşkın her şeyi düzeltmediğini geç anladım."
"A-" Konuşamadım. Garip bir üzüntü çöktü üstüme. "Avukat ben-"
"Boşanma evraklarını hazırladım. California'ya gel. Evine göndermeyeceğim çünkü imzalamayacağını biliyorum."
"Sinirle karar veriyorsun. Hatalı olduğumu biliyorum, ayrıca beni ne kadar sevdiğini de. En azından yanına geldiğimde, konuşalım." Bir şey demedi. "Lütfen."
"Kararım kesin Dylan. Seni bekliyorum." dedi ve kapattı telefonu. Şokla kulağımdan indirip sonlanmış çağrıya baktım. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki hayatımda üçüncü kez bu kadar korkuyordum.
"Patron." Bana seslenen Bennet'a baktım. Endişeli duruyordu. "İyi misiniz?"
"Thomas." Kaşları çatıldı hafifçe. "Boşanmak istiyor." dedim tek nefeste. Şokla dudakları aralandı, bir şey diyemedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
killer in my bed •[bxb]
FanfictionKaranlık ve sırlarla dolu bir hayatı olan Dylan, hayatına almak zorunda kaldığı avukata daha önce hiç hissetmediği şeyler hissetmeye başlar.