Merhaba, ben tommykillme yazarın yakın arkadaşıyım.
Mezun senesi olduğu için Wattpad'e ara vermek zorunda kaldı ve bölümlerin çoğunu hazırlayıp hesabı bana devretti. Geçici olarak hesapla ben ilgileneceğim ve bölümler gelmeye devam edecek düzenli şekilde.
Önemli durumlarda hesaba gireceğini ve yorumlarınıza genel olarak bakmaya devam edeceğini söyledi. Onun dışında ben olacağım.
Oy sınırı 22
Yorum ve vote atmayı unutmayın, iyi okumalar dilerim!
Bölüm 28: "Kıskançlık"
Bugün evdeki sessizliğin zevkini almaya çalışıyordum ama bugün pazar oluşu ve Victoria'nın bize gelecek olması canımı sıkıyordu.
Yanlış anlamadığımdan emindim, Dylan'a karşı bir şeyler besliyordu ve ben de ister istemez korkuyordum. Ne kadar itiraf etmesem de Dylan'ın bana bir daha dönüp bakmamasından.
O yüzden şu son bir haftada kendimden o kadar çok ödün vermiştim ki Dylan'a karşı, şaşırıyordum. Tabi bunları neden yaptığımı hâlâ kabul etmek istemeyişim de tartışılırdı.
Ellerini beline yerleştirip bana baktı derin bir nefes alarak. Ağzındaki sakızı çiğnedi yavaş yavaş. "Daha ne kadar aksi aksi dikilip duvara bakacaksın?" Duvara baktığımı fark ettiğimde daha da çatıldı kaşlarım.
"Sanane, istediğim yerde dikilirim." Elini kafama koyup tutarak beni kendine çevirdiğinde elini itmeye çalıştım ama izin vermedi. Kafamı yukarıdan sıkıca tuttuğunda yüzüm buruştu. Çırpınmayı bıraktım.
"Bana bak avukat." dedi umursamazca sakızını çiğnemeye devam ederken. "Düzgün konuş benimle. Atarlanmadan." Dudaklarını birbirine bastırdı, bana baktı. Ardından sakızını çiğnemeye devam etti. "Neye sinirlendin yine, söyle şimdi." Kollarımı göğsümde birleştirdim ve omzunu silktim.
"Sinirlenmedim bir şeye, kafamı bırak." Bana baktı bir süre, ardından omzunu silkerek bıraktı.
"Arkadaşın gelecek, biraz neşeli olsana?" Kaşlarım daha da çatıldı. Dylan'a yavşayacak diye gergindim zaten.
"Sen neşeli ol!" diye birden bağırdığımda kaşlarını çatarken şokla bana baktı.
"Tamam." dedi son iki harfi uzatarak. "En iyisi sen biraz daha duvara bak." Yine başımın üstünden tutup beni duvara çevirdi ve bıraktı. Ben duvara bakmaya başladım yine, o da salondaki koltuklardan birine oturdu.
Ne yapmalıyım? Dylan'dan uzak durmasını nasıl sağlayabilirdim?
"Gel buraya, avukat." Ona çevirdim başımı. Ciddi olduğunu fark ettiğimde yanına yürüdüm ve oturdum koltuğa. Bir bacağını büküp koltuğa bıraktı ve bana döndü. "Ne oldu?"
"Bir şey olmadı." Bana yaklaştığında gözlerine baktım. Bir haftadır o kadar yakın davranıyordum ki ona artık garipsemediğimiz şeyler vardı. Mesela benimle birlikte uyuyordu, koltukta yatmak yerine. Ya da şimdi yaptığı gibi elini yanağıma koyabiliyordu.
"Bana anlatabilirsin." dediğinde gözlerine bakmaya devam ettim. Ardından alnımı oflayarak göğsüne yasladığımda kollarını etrafıma sardı. "Tamam, istediğin zaman anlatırsın." Başımı salladım, kapı çaldı o sırada. Bir süre ikimiz de takmadık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
killer in my bed •[bxb]
FanfictionKaranlık ve sırlarla dolu bir hayatı olan Dylan, hayatına almak zorunda kaldığı avukata daha önce hiç hissetmediği şeyler hissetmeye başlar.