Kızıl Kanatlı Sakai Kuşu

33 6 2
                                    

Sabah,koridorun diğer ucunda,Miyu-
ki'nin odasından gelen neşeli mırıltı-
larla gözünü açmıştı.Uyku sersemi ya-
tağında doğrulup,dikkat kesilerek din-
lemişti Asahi!

Devrilen eşyalara aldırmadan,kimin duyacağını umursamadan,iki kızın o anda kendilerince uydurdukları belli olan şarkının sözleri ve söyleniş şekli efsaneydi.Yüzünü ovuşturmuş,usulca sırtüstü uzanarak,iki eli başının arka-
sında sırıtarak dinlemeye devam et-
mişti.Hikari'nin çınlayan sesiyle,Abel'-
in şarkı literatürüne eklendiği gibi ke-
silen efsanevi mırıltılar ve odada kaçı-
şan iki fare..!Anlaşılan saray,bugün de hareketli bir güne gebe olacak!diye düşünmüştü.

Nitekim Hikari'nin hemen arkasından
"Torunuma neden bağırıyorsun!"diye
odaya dalan anneanne,anneanneye
"Kendini kelebek sanan fare yüzün-
den olmasın!"diyen dadı Ning,dadıya
"Odada fare mi var?"diye soran Bao,
Bao'ya "Odada fare var!" diye bağıran Ai,Ai'ye "Yemekten fare mi çıktı? "diye
soran hizmetli kız,hizmetli kıza "Hani
neredeeeeee!"diye bağırarak elindeki kepçeyle odaya dalan Baş Aşçı Yoko,
Yoko'ya "Kralı uyandıracaksınız sessiz
olun!" diyen Hiroşi,en nihayetinde e-
lindeki kılıcı Hiroşi'nin burnuna da-
yayarak"HEPİNİZİN KELLESİNİ UÇU-
RURUM!SUSUN ARTIK "diye bağıran Haru..!Üstelik,yatağın altına girip sak-
lanan iki fare kikir,kikir gülüyordu..!
Bundan daha hareketli bir gün,geze-
genin kıyamet günü olurdu herhalde!

Sabahki gürültüden eser yok,etrafını sessiz bir bekleyiş içerisinde çevrele-
miş,Abel Sarayı'nın tiyatro grubuna baktı.Anneanne,dadı Ning,Ai,Bao,Yo-
ko,Hikari,Hiroşi ve Haru'ya..!Başrol
oyuncuları zaten aşağıda,İkari ağacı-
nın gölgesindeydi.Ne kadar da masum
görünüyorlardı..!Sabahki gösteriyi on-
lar yapmamış da,az kaldı birbirlerini paralayacak onlar değilmişcesine,na-
zik sözlerle birbirlerine hitap ediyor-
lardı şimdi.

Başını,birkaç saat önce ilkbaharın en güzel ışıklarını gezegenin yüzeyine sa-
lıp,gökyüzünü pırıl pırıl bir aydınlığa boğan,Abel'in kızıl güneşine çevirdi!Az sonra güneş tam tepedeyken,haya-
tının sonuna kadar taşıyacağı sembo-
lüne kavuşacaktı Miyuki.Ondan uzak
kalarak,onu korumaya çalışsa da,onu seviyor,ona değer veriyordu..!Taşıya-
cağı sembol,Asahi'nin umurunda bile değildi.Ancak Miyuki'nin kendisi için, her şeyin onun istediği gibi olmasını
diliyordu.Önemli olan onun mutlu ol- masıydı..!

Asahi bundan birkaç ay önce Haru'-
nun kutsal İkari ağacı tarafından kır-
baçlanarak cezalandırıldığı Dağat kı-
yılarında,ilk Dağat kralına ait mermer tahtta oturuyordu yine.Aşağıda,İkari ağacının etrafında,muntazam bir dai-
re halinde bağdaş kurarak oturmuş ve içlerinde Rin'in de olduğu,her kabile-
den toplamda yirmi genç kız vardı.El ele tutuşarak oturan kızlar hafif hafif salınarak,üç kabileye ait egzotik şarkı- ları büyük bir huşu içinde mırıldanı-
yordu.Kutsal İkari ağacının hemen ya- nıbaşında ,ayakta duran Miyuki'nin
üzerinde,yakası,kolları ve etek uçları altın işlemelerle süslü,beyaz ipek bir elbise vardı.Bu elbiseyi de Miyuki'nin
bu özel günde giymesi için,ama onun bilgisi dışında saray terzisine diktir-
mişti.Görebildiği kadarıyla oldukça da yakışmıştı ona.Elbisesinin kolları-
nı çekiştirmesinden heyecanlı olduğu
belliydi.Yanında olup ellerinden tuta- rak,ona güç vermeyi ne kadar da çok isterdi..Gözü,alanın diğer ucunda du- ran,iki adam büyüklüğündeki kum sa-
atine takıldı.Dün gece yarısı getirilip alana yerleştirilen saatin kumu,ağır ağır akıyor,üzerinde kalan kumun miktarından,zamanın dolmak üzere olduğu anlaşılıyordu!

Öte yandan İkari ağacının altında he-
yecan içinde bekleyen Miyuki,gözleri-
ni kum saatine dikmiş,zamanın dol-
masını bekliyordu.Terra Ormanı'nda yaşarken,daha önce sembolüne kavu-
şan melezlerden az çok ne yapılacağı-
nı ve neler olacağını öğrenmişti.Anne-
annesi de anlatmıştı ona.Birazdan,üç kabilenin oklarını sırayla gökyüzüne doğru fırlatacak,sonunda ona dönüp gelen okla sembolüne kavuşacaktı!Bir sene önce, bütün yalvarmalarına rağ-
men,anneannesinin onu yollamadığı,
Asahi'nin sembolüne kavuştuğu Okşi Töreni'ni hatırladı.Acaba Asahi de o gün,şu an onun olduğu gibi,heyecan
içinde beklemiş miydi?!Dün gece"Her şey iyi olacak!"demişti ona.Demekki korkacak bir durum yoktu..

Karanlık Prens Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin