8.BÖLÜM

217K 10.3K 676
                                    

Dün geceye kadar birlikte gitmeye can atan ben şu an onunla aynı havayı bile solumak istemiyordum.

Uçağın boğucu havası üzerimde daha fazla baskı hissetmeme neden olurken yanımda oturan adama kaçamak bir bakış attım.

Adam gözlerini kapatmış kollarını da birbirine bağlayıp kısmet kapatıyordu resmen.

Aklıma gelen düşünceyle gülmeye başladım.

Kısmet kapatmak bu adam için geçerli değildi kesinlikle uçağa bindiğimizden beri hostesler etraflarında fır dönüyorlardı.

Uçağın kalkış anonsu için konuşmaya başlayan kaptanın sesi ile paniklemeye başladım.

İlk defa biniyordum hatta ilk defa yaşadığım bu şehirden çıkış yapıyordum ve bunun için panik olmam normaldi.

Kendimi ne kadar sakinleştirmeye çalışsam da olmuyordu işte.

Düşüncelerimi bölen hostes kızın bana hitaben konuşması oldu.

"Lütfen kemerinizi bağlayın beyefendi."

Titreyen ellerimle birlikte kemeri birbirine takmak giderek zorlaşırken bütün uğraşlarımı bölen sıcak ellerle irkildim.

Gözlerimi kahvelerine çevirip baktım. Bana anlayışla bakıp ellerimi kenara itti.

Kemeri pratikçe takıp hiçbir şey olmamış gibi önüne döndü.

Ufacık bir temasıyla serseme dönen beynimi toparladım.

Hostes kadın gelip bize doğru dönük olan koltuğuna oturup kemerini bağladı.

Yanımda oturan gözleri kapalı adama bakmaktan dibi düşen kadına bütün öldürücü bakışlarımı yolladım.

Beni fark eden kadın sahte gülümsemesini bana atıp önüne döndü. İçimden ya sabır çekerek bende önüme döndüm.

Hızlanan uçağın sarsılmasıyla elimi hızlıca yanımda oturan adamın elinin üstüne koydum.

Bana şaşkınca bakan adamı umursamadan gözlerimi kapattım.

Korkuyordum şu an ve farkında değilmiş gibi yapmak en doğru seçenekti.

************************************

Genç adam elinin üstünde duran el yüzünden kalp krizine girmezse iyiydi.

Hatta öyle bir durumdaydı ki kalkıp uçakta doktor var mı kalbim yerinden çıkacak diye bağırmak istiyordu.

Dudaklarını birbirine bastırıp dayanmaya çalıştı. Kasılan bedenine sıkmaktan kırılmaya ramak kalmış dişleri de katıldı.

Yakın olmamalıydı bu çocuğa. Hala neden o kadar adamın içinden onu seçip götürdüğünü kendine açıklayamamıştı bile.

Kendini toparlayıp konuştu.

"Kangren oldu elim bırak artık."

Gözlerini açıp parlak bal rengi gözlerini gözlerine değdirince adam dünyadan kopmuştu.

Ta ki karşısındaki çocuğun sesini duyana kadar.

"Kusura bakmayın bu kadar hanım evladı olabileceğinizi tahmin etmemiştim."

Yediği lafı yutmaya çalışan adam öfkelenirken sinirle kemerini açıp ayağa kalktı.

Özel uçağının arka kısmında bulunan tuvalete girip kapıyı kapattı.

Yüzünü bol suyla yıkayıp kendine gelmeye çalıştı ama nafile.

Kendini biraz daha iyi hissedince tuvaletin kapısını açıp çıkmak için bir adım attı.

MAFYA KORUMASI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin