69. BÖLÜM

77.9K 4.3K 120
                                    

Korku bedenimde can bulup beni telaş ve paniğe sürüklerken kendime telkinler veriyordum.

"İyi misin?"

Alya da telaşlanmıştı ama benim için, yoksa onun asansörde kalmamızla bir derdi olduğunu düşünmüyordum.

"İyi... İyiyim."

Zorla yutkunarak konuşmuştum. Şu an nefes almak bile zor gelirken konuşmak ek çaba sarf etmeme neden oluyordu.

"Yüzün bembeyaz..."

Ses tonu asansörde bulunan aynaya bakmamam için iyi bir nedendi. Çünkü korkumu tahmin ediyordum. Yüzümde görürsem daha kötü olurdum.

"Evlilik teklifi şoku..."

Durumumu başka bir şeye bağlayınca Alya'nın yüzünde rahatlama ifadesi gördüm.

En azından birimiz iyiydi artık.

"Zaten korkacak bir şey yok. Birazdan fark ederler bizi."

Umarım.

Kimse fark etmese bile Arat fark ederdi... Eder miydi? Ya etmezse?

Bunu düşününce titreyen ellerim level atlayıp deprem yaşadı. Başka şeyler düşünmem gerektiğini kendime telkin ettim.

Mesela bebeğimi düşünebilirdim. Tam altı aylıktı, doğuma üç ay vardı.

Ah, aptal! On günü unuttun. Neyse işte...

Korkmuyorsun, Deniz. Hatta nefesin de daralmıyor. Düşük tehlikesi oluyor muydu bu aylarda?

Bu düşündüğümle bir an nefesim kesildi ve dizlerimin üzerine çöktüm.

Alya anında yanıma çökerken panikle ne yapacağını şaşırdı.

"Su."

Kesik kesik söylediğimle çantasını açıp yere ters çevirdi.

İçinde bir ben yoktum, şükür ki su vardı. Önemli olan oydu zaten.

Şişenin dibindeki üç yudum suyu içip asansörün duvarına yaslanıp destek aldım.

Kendimi biraz daha iyi hissettiğimde Alya ile aynı anda kurtarıcımız olarak yerde duran telefonu fark ettik. Alya hızla telefonu eline aldı.

"Lanet olsun, çekmiyor!"

Yüzümü umutsuzlukla gölgeledim. Gökten altın yağsa benim kafama taş düşerdi. Bir insan bu kadar şanssız olur muydu?

Alya benden aldığı negatif enerjiyle asansörün duvarına tekme attı. On iki kişilik asansör iyice dar gelip beni basarken ayakta duran Alya'yı yanıma çekip oturttum.

"Sevgilin var mı?"

Konu açarsam belki unuturdum burada olduğumu.

"Doğru mu söyleyeyim, yoksa yalan mı?"

Sorusuna gülümserken sır verir gibi fısıldadım:

"Ağabeyine söylemem. Aramızda..."

Kahkahayla başını geri attı.

"Var."

Verdiği cevabın üzerine yüzümdeki sinsi sırıtışla konuştum:

"Üniversiteden mi?"

Kendisi özel bir üniversite de okuyordu. Kesin kendi kriterlerinde zengin birini bulmuştu. Malum, anasının bu konulardaki tavrını biliyorduk.

Başını hayır anlamında sallayıp gülümsedi.

"Taksici."

"Oha!"

Şaşkınlıkla ağzımdan kaçmıştı. Çünkü Alya mini etekler giyip okulun popüler kızı olabilecek özelliklere sahipti. Oldukça, hatta çok güzel ve zengindi.

MAFYA KORUMASI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin