22.BÖLÜM

206K 9.9K 908
                                    

Gözlerimi sırtımdaki ağrıyla açtım. Belim tutulmuştu. Pis Hakkı, ne olacak?

Sinirle yerden belimi tutarak doğruldum. Karşımda duran dağınık boş yatakta gözlerimi gezdirdim.

Kokusuyla beni bayılttı dün. Tabii, sabah uyanıp kaçmış it!

Yataktaki yorganı parmağımın ucuyla yere çekip çarşafı da kendimden olabildiğince uzak tutarak kaldırıp yere attım.

Hizmetçi hallederdi gerisini nasıl olsa. Banyoya ilerleyip elimi dezenfekte ettikten sonra günlük işlerimi hallettim.

Giyinme odama geçip karışıklığın içinde bulabildiklerimle yaptığım kombini giydim.

Sevgili Hakkı batırmıştı her yeri. Benim gibi düzenli biri için bu sinir bozucuydu.

Yerde kıyafetlerden oluşan dağı zorla aşarak odamın kapısına ulaşıp çıktım.

Merdivenlerden aşağı inerken masada oturan Hakkı ve inatçı keçim kahvaltı yapıyordu, ben olmadan!

Böyle aptal bir şey için eskiden alınmazdım ama şimdi hamile kadınlar gibi her şeye alınır olmuştum. Bu kız benim dengemi bozmuştu.

Sandalye çekip masaya oturdum. Benim gelmemi takmadan Deniz'in uzattığı reçelli ekmeği Hakkı bir lokmada yuttu.

Bana verse ben biblo yapıp köşeye koyardım. Sinirle elime aldığım bir dilim ekmeğe krem peynirini sürüp ısırdım.

Hakkı Bey'e reçelli ekmek, bizse kuru ekmek peynire talim edelim!

"Ağabey, iyi misin?"

Alayla sorduğu sorunun altında yine ne yatıyordu acaba?

"İyiyim, neden sordun?"

"Dün gece durmadan sayıkladın da..."

Anlamamış hâlde suratına bakarken bombayı bıraktı ortaya eşek herif. İleride âşık olursa canını okuyacaktım.

"Bir kızın ismini sayıklıyordun."

"Hangi kızın?"

İnatçı keçimin ağzından çıkan bu soruya; merak etti diye sevinsem mi, yoksa yanlış anladığı için üzülsem mi, bilemedim.

Hakkı'ya sinirle bakarken elimdeki krem peynirli ekmekten hırsla bir lokma koparıp çiğnedim.

"Kusura bakmayın, Arat Bey. Boş bulundum."

Al işte, kaset başa sardı. Ah, Hakkı, ah... Bunu burnundan fitil fitil getirmezsem ben de adam değilim.

Konuyu değiştirmek için yanımda servis yapan hizmetçi kıza çevirdim gözlerimi.

"Misafir odasını açar mısın?"

"Tabii, efendim. Misafiriniz mi var akşam? Ona göre hazırlık yapayım."

Masadaki tüm gözler merakla bana döndü. Deniz'inkiler de dâhil...

"Bundan sonra Deniz orada kalacak."

"Ağabey, ben ne olacağım?"

Meraklı ve hevesli çıkan sesiyle konuşan Hakkı olmasa ne yapardık, değil mi? İlla yırtık dondan çıkar gibi çıkacak!

"Seni koynumda uyutacağım, Hakkı."

Dediğime kahkahalarla gülen Deniz seyirlik bir görüntü sunarken ondan gözlerimi ayıramadım.

"Ağabey! Alo! Orda mısın?"

Hakkı gözümün önünde iri elini sallayıp beni kendime getirdi.

Senin için özel işkence odası yaptıracağım, Hakkı. Nerede kalacağım derdin de kalmaz.

MAFYA KORUMASI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin