42.BÖLÜM

107K 5.6K 346
                                    

Karşımda Arat'ı görmemle mutlu olsam da bana yaşattıkları affedilemezdi.

Onun karısı olduğum gerçeği beynime düşerken yüzümde oluşan gülümsemeyle Arat da gülümsedi.

Bunu görmemle hemen ciddi ifademi takınıp önüme döndüm. Kalbim yerinden çıkacak gibi çarparken tepkisiz kalmak çok zordu.

"Hayırlı olsun, çocuklar."

İsteği yerine geldiği için Bektaş Baba'nın keyfi sesine yansımıştı.

Bense hem şaşkın hem mutlu hem de sinirliydim. Bütün duyguları bir arada yaşıyordum.

"İstediğinizi yaptım, bırakın beni de gideyim."

Sinirli çıkan sesime karşılık Bektaş Baba denilen adam pişkinlikle gülerken elime aniden elini geçiren Arat sert sesiyle konuştu:

"Saçma saçma konuşma, Deniz."

"Beni aldatan sensin ama saçmalayan benim. Bırak elimi, istemiyorum seni!"

Hâlsiz bedenime karşın sesim hayli yüksek çıkmıştı.

"Bana bağırma."

Tıslayarak söylediği kelimeler bende bir etkiye sebep olmazken hemen cevap verdim:

"Sen de bana emir verme."

Sinirden elimi daha fazla sıkarak gözlerimin içine baktı.

"Siz tanışıyor musunuz?"

Bektaş Baba'nın ağzından şaşkınlıkla çıkan soruya Arat keyifle cevap verdi:

"Evet, hatta sevgiliydik."

Sinirden kudururken cevabı yapıştırdım:

"Evet, öyleydik. Artık hiç bir şey değiliz."

Sözümü bitirmemle elimi elinden kurtarırken Arat yeniden konuştu:

"Biz gidelim."

Arat beni takmadan ben ve ondan biz diye bahsediyordu. Oysa benim için artık o yoktu.

"Birkaç gün misafirimiz olun."

Adamın teklifine bana sormadan cevap veren Arat kendi borusunu öttürmeye devam ediyordu.

"Olur."

Hırsımdan saçımı başımı yolmak istiyordum.

"Yemeğe geçelim isterseniz."

Bektaş Baba'nın dediğiyle bende film kopmuştu. Acıkmıştım ve beni damardan vurmuştu. Tepki vermeden adamın yönlendirmesi ile başka bir odaya geçtik.

Boydan boya üstü çeşit çeşit yemeklerle dolu olan sofrayla açlık daha çok beynime uyarı vermeye başladı.

Bektaş Baba masanın başında yerini aldı. Onun sağ tarafına oturan Arat'ın karşısında ben de yerimi aldım. Her şeyi unutup karnımı doyurma derdine düşerek yemek yemeye başladım.

Sakin bir şekilde yemeğimiz devam ederken Bektaş babanın sorusuyla yemek boğazıma takıldı.

"Nasıl tanıştınız?"

Önümde duran sudan içerken kaçamak bakışlarımı Arat'a gönderdim.

"Hafiyecilik oynarken..."

Arat'ın verdiği cevaba benle birlikte Bektaş Baba da şaşkınca bakıyordu.

Gözlerimi sonuna kadar açarken kaşlarım havaya kalktı.

"Erkek kılığına girip içimize sızdın, yalan mı?"

MAFYA KORUMASI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin