75. BÖLÜM

73.1K 4.1K 147
                                    

Bir haftadır Biricik'e üzülen ruh hâlim sütümün azalmasına neden olmuştu. Oğlum az emdiği için ağlıyor ve gece bizi saat başı uyandırıyordu. Yine bir nöbete daha uyanıp oğlumu emzirirken Arat da kalkıp bana eşlik etti.

"Ne olacak böyle?"

Sorduğu soruya cevap vermek yerine derin bir nefes aldım.

Hakkı bir haftadır her gün uğrayarak Biricik'in durumunu sorup gidiyordu.

Diyalogları, "İyi misin?" ve "İyiyim,"den ibaretti. Sonra lanet bir sessizlik ve giden Hakkı...

Bu can sıkıcı olaylar böyle sürüp gitmişti ki artık bu duruma son verme kararı aldım. Çünkü Biricik konuşmamayı âdet edinmişti. İşler çığırından daha fazla çıkmasın diye olaya el atacaktım.

Ne yapsam, nasıl yapsam diye düşünürken aklıma gelen fikirle doyan oğlumu yerine bıraktım.

Bu onlara oynadığımız ikinci oyun olacaktı. Umarım yerlerdi.

"Hakkı'yı iş bahanesiyle yurt dışına göndereceksin."

"Oldu, araları iyice açılsın."

Arat'ın dediğine gözlerimi devirip başımı iki yana salladım.

"Dinlesen keşke..."

Tamam devam et dercesine elini salladı.

"Ben Biricik'e Hakkı ülkeyi terk ediyor, diyeceğim sonra bam Biricik aşkına tutunup onu engelleyecek."

Arat düşünüp bekledi ve bir süre sonra başıyla onay verip beni kendine çekti.

"Zeki karım benim. Tabii, kimin karısı?"

Kıkırdayıp ben de ona sarıldım. Kendini beğenmiş!

"Tabii, akıllım."

Fısıltıyla söylediğime kahkaha attı.

"Şşt, sessiz ol! Uyanırsa ayağında sallarsın."

Ağzına hayali fermuar çekip sustuğunda bu sefer ben güldüm.

Bu kadar mı korkunçtu benim oğluşum?

Sabah olduğunda planı yürütmesi için Arat'ı işe yolcu ettim.

Öğle saati olduğunda her şey tam tıkırında ilerliyordu.

Arat dediğimi yapmıştı. Bununla da kalmamış, Hakkı'yı eve toparlanması için göndermişti.

İş sadece bana kalmıştı. Biricik'in hiç çıkmadığı yatağın yanına gidip oturdum. Yorgan başına kadar çekili yatan arkadaşımın poposuna bir tane patlattım.

Tepki vermeyen kıza imayla karışık konuştum:

"Sen kıçını devir yat, kocan elden gidiyor."

Dediğimi duyar duymaz yorganla birlikte yataktan atlayıp bıçak açmayan ağzını açıvermişti:

"Ne? Kim nereye gidiyor?"

Hah, işte şöyle hizaya gel.

"Sen sorarken çoktan valizini hazırladı bile."

Saçı başı dağılmış arkadaşım yataktan çıktığı gibi karşıma dikildi.

"Doğru dürüst anlat şunu, Deniz."

Biricik'in uyanışıydı sanırım bu, nasıl da kendine gelmişti.

"Yurt dışında iş var demiş Arat. Seninki hemen atlamış.

Kim bilir ne zaman döner?"

Ver kızım gazı, az kaldı.

"Beni bırakıp gidiyor yani?"

MAFYA KORUMASI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin