66. BÖLÜM

89.1K 4.6K 361
                                    

Uykunuzdan birinin sizi izlediği hissiyle uyandınız mı hiç?

Sanırım biraz önce ben onu yaşadım. Gözlerimi açmamla tepemde dikilmiş bakan Arat'ı görmem bir oldu.

"Ne yapıyorsun sabahın köründe?"

Hava aydınlanmış mı? Oda hâlâ karanlık ama. Biz daha yeni uyumadık mı? Neden hemen uyandık ki?

"Saat öğlen üç."

Arat'ın dediğiyle şaşkınlıktan ağzım açıldı, sonra geri kapandı.

Sanki bir saat uyumuş gibi hissediyordum. Nasıl yorulmuşsak?

Yataktan bana öpücük verip çıktı. Ben de havada kapıp gülümsedim.

Yataktan kalkıp ilk önce odayı karartan perdeleri açtım.

Sonra da telefonumu elime alıp arama filan var mı diye kontrol ettim. Biricik de dâhil olmak üzere kimse aramamıştı.

Bugünün normal geçiyor olması beni şaşırtırken aşağıdan gelen kapı sesiyle banyoya yöneldim.

Dolabın önünden geçerken bir an kendimi gördüm sandım.

Bu ben değildim, değil mi? Canavardan farkım yoktu
şu anda, saçlarım porsumuştu. Ağzımdan akan salya dudağımın kenarında kurumuştu.

Ulan Arat bu sıfatı mı izliyordu? Ben olsam iğrenirdim.

Başımı iki yana sallayıp saçlarımla bir savaşa giriştik.

En sonunda saçlarımı karşıma almaktan vazgeçip onların huyuna gitmeye karar verdim.

"Tamam, kazandın! Bir numara sensin, saç!"

"Arat, oğlum!"

O uğursuz ses evin içinde yankılanıp bana kadar ulaşmıştı.

Ah, kaynanam, nasıl severim seni? Kaynana candır, gerisi heyecan...

İçimden geçene kendi kendime gülerken banyodan çıkan Arat ne ayak dercesine baktı.

"Sevgili annemiz gelmiş. Onun sesini duyunca bir neşe bastı bana."

Arat hadi oradan bakışını atıp giyinme odasına geçti. Bense hemen onun çıktığı banyoya dalıp şu kazanın başında iksir karıştıran cadı görünümümden kurtuldum.

Çıktığımda boş odaya Arat'ın ismini seslenip kendi kendime dinledim. Üstüme Biricik'in bayıldığı gün aldığım kot tulumu giydim. Çok tatlı olmuştum.

Hamileliğin beşinci ayına girdiğim için artık yavaş yavaş yanaklarım dolmuştu. Çıkan minik göbeğim ve ben güzel bir görüntü veriyorduk.

Karnımdaki küçük adamın anne beni doyur artık kıpırdanmalarıyla rotayı doğrudan mutfağa çevirdim.

Salona kısa bakışımı atıp mutfağa geçmek ve geçememek arasında kaldığımda şokla salona geri döndüm.

Arat tekli koltukta yayılmış, bacak bacak üstüne atmıştı.

Karşısındaki ikili koltukta da annesi ve Bektaş Baba oturuyordu.

Sessizce duruyorlardı. Ben bu görüntü karşısında vefat edebilirdim.

Beni gören Bektaş Baba hemen gülümseyip konuştu:

"Gel, kızım. Ben de tam Arat'a annesine evlenme teklifi ettiğimden bahsediyordum."

Şok olan bir tek ben değildim. Arat da yeni duymuştu ki koltuğun kenarına elini yumruk yapıp koydu. Benim şokum neydi ki onun şokunun yanında?

MAFYA KORUMASI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin