34.BÖLÜM

160K 6.7K 396
                                    

Yıllar önce biri bana şu gün gelinlik giyeceksin, damadın gelip seni almasını bekleyeceksin, deseydi. Ona bir tarafımla gülerdim açıkçası.

Ama hayat tuhaftır. Yapmam dediğiniz şeyleri yapabiliyorsunuz.

Ben ki evlilik denilince nah çeken sert kız, aniden ikna olmuştum. Şartlar yüzünden...

Mecbur kaldığım bu durum nedeniyle oluşan hislerimi mutlu ya da üzgün olarak tanımlayamamam normal değil miydi? Çünkü hislerim tamamen koca bir boşluktu.

Ani gelişen durumlarla birlikte ilk defa bir limana sığınmak istemiştim okyanuslarda.

Tam olarak Deniz'in beni içinden çıkılmaz derecede zora soktuğu gün ortaya çıkan üvey baba belası hayatımın ortasına oturmuştu. Hayatımın en büyük cezası yeniden ortaya çıkmıştı yıllar sonra.

Beni takip ettiği gerçeğiyle yüzleşemeden Hakkı'nın üstüne yürüyüp ortamı iyice germişti.

Bu gergin ortama Hakkı'nın o benim nişanlım cümlesi tuz biber olurken intikam yeminleriyle defolmuştu.

Bir insanın ailesini seçememesi hep en büyük haksızlık gibi gelirdi bana. Böyle düşünmemin en büyük nedeni, intihar eden babamdan sonra beni sahiplenmesi gereken annemin lanet bir karı olmasıydı.

Babamın işsiz olmasına dayanamayıp gözlerimin önünde kendini vurması ilk travmaydı benim için.

İkincisi ise babamın kırkı çıkar çıkmaz annemin kendinden beş yaş küçük bir adamla evlenmesi ve o adamın beni taciz etmesiydi.

Daha küçücük bir çocuktum ve benden ne istediğini başlarda anlayamamıştım.

Babamın beni hayal kırıklıklarıyla bırakmasından sonra o adamda baba şefkati aramıştım ama onun derdi babalıktan çok başka şeylerdi. Pis elleriyle yaptığı tacizler erkeklerden soğumamın nedeni olmuştu.

Aile sandığım bu güvensiz ortamda beni koruyacak bir kişi bile yoktu.

O gün restorandaki adamın bana dokunması kalbimin derinlerdeki yaraların kapanmadığını göstermişti.

O anda beni koruyan Hakkı'ya kızmıştım, evet ama nedeni onun geç kalmış kurtarıcım olduğunu hissetmemdi. Şimdiye kadar neredeydin be adam, diyordu içimden bir ses.

Ve ilk kez bir erkeğe güvenen kalbime günlerce ceza verdim. Bu yüzden belki de ondan kaçtım.

Sığınacak birini bulmak benim için yanlıştı. Yıllar önce beni koruyabilecek tek kişinin, yani annemin bana sırtını döndüğü günler aklıma gelmişti bir anda. Anneme sığınmayı tek yol olarak gördüğüm zamanlar ve ona olanı biteni anlattığım anlar...

Sevdiği adamın gece kilitlediğim kapımı zorladığını ve ne kadar korktuğumu anlatmıştım. Peki, o ne yapmıştı?

Gözlerini kör eden aşkının arkasında durup beni iftira atmakla suçlamıştı. Hatta onu baştan çıkardığımı bile söylemişti.

Çocuktum ulan çocuk...

Bu bahaneyle yetimhaneye bırakılmak bir çocuk için ağırdı fakat yediğim iftira hepsinden beterdi.

Bu duruma karşı çıkamayan üvey babam ise bu işten yırtmanın keyfini yaşıyordu. Bir şey yapmasına gerek kalmadan kendini aklamıştı.

En büyük derdimin okumayı sökemeyişim olması gereken yaşlarda tacizi öğrenmiştim.

Ve en kötüsü de yalnız kalmayı, yetimhane koğuşunda buz gibi demir başlıklı yatağa yaslanıp sabaha kadar oturmayı öğrenmiştim.

Başlarda uzun geceler bu duruma ağlasam da sonradan bunun bir şans olduğunu fark ettim.

MAFYA KORUMASI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin