50. BÖLÜM

98.6K 5.2K 489
                                    

Söylediğimle gözlerinde bir an için korku gördüğüme yemin edebilirim.

Sinirle bezenen her bir zerresini hissederken kararlı bakışlarımı bozmadım. Evet, böyle bir ifade kullanmış olmam onun canını yakmak içindi.

Yoksa ailesiz büyüyen ve aileye hasret olan benim gibi biri kendisine verilen aile olma şansını nasıl teperdi?

Sinirden yumruk yaptığı elinin bileğinden görünen damarlar mosmordu. Bir şey söylemeden kapıdan çıkmıştı.

Hemen ardından koridorda bir şeylerin kırıldığı duyuldu.

Hastaneyi yıkıyor başımıza, hadi hayırlısı.

Ağır mı oldu acaba?

Bunu düşündüğüme hemen pişman oldum.

Oh olsun! Müstahak ona.

Arat'ın verdiği tepki doğru yolda olduğumun bir nişanesiydi.

Yüzümdeki gülümseme Biricik'in bakışlarıyla soldu.

"Deniz, sen ne yapmaya çalışıyorsun?"

Olan biteni baştan sona ona açıklarken gözlerinde hem öfke hem acımasızlık belirdi.

"Aldıracağımı sanıp biraz da o üzülsün istedim."

Memnun olmuş ifadesiyle bana sarılıp konuştu:

"Aferin, kızım. Bakalım şimdi ne yapacak, Arat Efendi?"

"Ben de merak ediyorum."

Merak ediyordum... Beni, bizi kaybetmemek için sarf
edeceği çabayı gözlerimle görmek istiyordum.

Odanın kapısı açıldığında Hakkı'yı görmemle rahatladım.

"Çok sinirli... Deniz, delirdin mi sen ağabeycim?"

Hakkı'ya plandan bahsetmesin diye Biricik'e kaş göz işareti yaptım. Ağzı gevşeğin tekiydi, kesin yetiştirirdi.

"Nerede?"

Arat'ı sorduğumu anlayıp hemen cevap verdi:

"Gitti. Bir şey de söylemedi."

Gitsin!

On gündür neredeydi?

Ben her sabah güneşin doğuşunu beklerken neredeydi?

Günü bitirip geceye kavuşamazken neredeydi?

Söylediği lafın altında masumiyetimle ezilirken neredeydi?

Belki de aptallık ediyordum. Ama onun da canı yansın istiyordum.

Benim gibi o da acı çeksin istiyordum.

Mutlu mu olmuştum? Kesinlikle hayır. Ama bir yanım, "İşi bu raddeye o getirdi," diyordu.

"Hakkı, çıkabilir miyiz diye doktora sorsana."

Hastane havası sıkmıştı iyice. Hakkı bir şey söylemeden kapıdan çıkıp gitti.

Biricik'le sessizce bakışırken aklımdan geçenleri okuyabildiğini biliyordum. On dakikalık bir bekleyişin ardından Hakkı doktorla birlikte odaya geldi.

"Deniz Hanım, bebeği aldırmak istediğinizi söylemiştiniz."

Hakkı'nın yanında onay vermek zorunda kalırken yoksa bebeği şimdi mi alacak korkusu basmıştı.

"Kürtaj için en risksiz dönem beşince ve altıncı haftalar arasıdır. Sizin bebeğiniz on günlük olduğu için beklemeniz gerekecek."

İlk kez böyle bir şeyle karşı karşıya kaldığım için çok cahildim. Rahat bir nefes aldım.

MAFYA KORUMASI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin