76. BÖLÜM

77.7K 4.1K 91
                                    

Bu hayata sanırım hiçbir zaman alışamayacaktım. Evet, şu anda dernek yemeğinin düzenlendiği lokalde boy gösteriyordum.

Selda annenin bu derneğin kurucusu olarak en başta yer almasını dikkate alırsak ikinci gözde kişi bendim.

Alya neredeyse artık, yine gelmemişti. Zaten onunla görüşmek için randevu alacak duruma gelmiştik. Her konuşmamızda bir şekilde yanımdan sıvışıyordu.

Bunu göz önünden çekip rafa kaldırdım.

Alıştığım dünya yaşamımdaki düzene aykırı bu ortamın içinde pek de huzurlu hissetmiyordum. Kat kat boyalı kadınların yanında yaptığım bir kat makyajla çok sade duruyordum.

Selda Hanım da onlardan aşağı kalmamıştı. Bir şekilde etrafta gezinip herkese selam veriyordu. Tabii, ben de yanında selam verdiği herkese gülümseyip elini sıkıyordum.

Botoks yaptıran kadınlar gibi yüzüm aynı ifadede kalacak diye korkmaya başlamıştım artık. Gülmek şu durumda hayli yorucuydu. Her şey bir yana insanların beni incelemelerinden rahatsız olmuştum. Hayır, yüzümden çok vücuduma bakıyorlardı.

Ne var yani? Her zaman böyle değilim, doğum kilosu bunlar. Vereceğiz herhâlde.

"Canım, bu Arat'ın eşi Deniz. Denizciğim, bu da en yakın arkadaşım Nazan."

Selda annenin yanında duran kadına gülümseyerek konuştum:

"Memnun oldum."

Uzattığım eli hafifçe ucundan tutup sıktı. Buna göz yumup önüme döndüm.

Sıkıldığım ortamdaki altın varaklı şamdanlar üzerime üzerime gelmeye başladığında en kolay yol olan kaçışı gerçekleştirdim.

"Müsaadenizle."

Yerimden kibarca kalkıp yürümeye başladım. Rahatlamak için lavaboların olduğu kısma gelip içeri girdim. Kabinlerden birine girdim ve kapıyı kapattım.

Bir yarım saat burada otursam sorun olmazdı herhâlde.

Geçen on dakika bunalımlara girmeme neden olurken Esra'yı aramaya karar verdim.

"Alo, Deniz."

Telefonun açılmasıyla gülümsedim.

"Esra, ne hâldesiniz?"

Ufak bir kıkırdama eşliğinde konuştu:

"Biz iyiyiz merak etme. Küçük bey sütünü içti, uyuyor."

Çıkmadan önce sağıp bıraktığım sütten bahsediyordu.

Böyle söyleyince de kendimi inek gibi hissettim. Sağmak nedir ya?

"Tamam, canım. Ben tekrar ararım seni."

Telefon görüşmesinin ardından bir süre daha oyalandım.

Tam çıkmak için kapının kulpuna uzanmıştım ki içeri şuh bir kahkaha yayıldı. Önemsemeden kapıyı açmak için tekrar hamle yaptığım sırada adımı duymamla yerime sabitlendim.

"Ay, adı Deniz'miş. Bir görsen nasıl çirkin, benim kızımın parmağına su dökemez. Hayır, Arat gibi biri ne bulur böylesinde, anlamıyorum."

Konuşan kadın her kimse çıkıp ağzını yırtmamak için zor duruyordum.

"Çirkin mirkin ama zengin yere kondu. Allah çirkin şansı versin."

Diğer kadın da adı ağzı yırtılacaklar listemde yerini almıştı.

"Bir de Selda demez mi çok iyi kız diye bendeki beklenti tavan yaptı hâliyle. Bugün tanışınca anladım ki görmemişin teki resmen."

Selda annenin benim hakkımda iyi konuşmuş olmasına odaklanan Pollyannacı tarafım gülümsedi. Kadının ağır hakaretleri ise yenilir yutulur cinsten değildi.

MAFYA KORUMASI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin