Aptalın Biri (GirlxGirl)

2.5

Bugün geldiğim gibi uyuyacağım için sabahtan bölüm fırlatayım dedim sözümden dönmüş olmayayım asdjkfa

<<<<<

Okul zaten bitmek üzereydi ve yaklaşan üniversite sınavları bir yerimde değildi. Nasıl olsa bizim okulun üniversitesine devam edecektim. Altıntaş Kolejlerinin anaokulundan üniversiteye kadar şubesi vardı ve ben kendimi bildim bileli başka bir okulda okumamıştım. Çünkü neden okuyayım değil mi?

Okula gitmek içimden hiç gelmiyordu ama voleybol antrenmanım vardı ve tabi ki Sıla'yı görmek istiyordum. Dünkü konuşmadan sonra mesaj atmamıştı. Yemin ediyorum ölüp kalacak diye tırsmıyorum değil. Ciddi ciddi kalp krizinden gidebilir ki bu büyük bir problem.

Okulun otoparkına havalı bir giriş yaparak arabayı park ettim. Gözlerin üstümde olmasını seviyor değildim ama bazı insanlar yerlerini bilmeli.

Damla çoktan bahçenin köşesindeki banka oturmuş beni bekliyordu. Evi bilmem kaç kilometre ötedeyken her zaman benden daha önce gelmeyi nasıl başarıyor? Gidip yanına oturduğumda telefonuyla uğraşıyordu.

"Geldin mi?" diye sorduğunda göz devirdim.

"Yoldayım hala Damla."

"Sırf sormak için sorduğumu biliyorsun." Diyerek göz devirmeme karşılık verdi.

"He." Diye cevap verdikten sonra telefonumu çıkarıp oyun oynamaya başladım. Sosyallik konusunda üstümüze yok gerçekten.

"Dün partiden erken çıkmışsın?" diye sordu başını telefondan kaldırmayarak. Aynı şekilde cevapladım.

"Öyle oldu."

"Doğum günündü ve pasta bile kesmemiştik."

"Tutacak bir dileğim yoktu zaten merak etme."

"Birisi rahatsız mı etti?"

"Edecek gibi oldular da beceremediler." Diye yanıtladıktan sonra içimden bir his kafamı kaldırmamı söyledi. Kafamı kaldırıp etrafa kısacık bir bakış attığımda Sıla ile göz göze geldik. Beni izliyordu, kesinlikle emindim.

Göz göze geldiğimizde ani bir şekilde başını eğdi ve hızla okula doğru yürümeye başladı. Ve ben arkasından gülümseyerek bakıyordum. Bu hali inanılmaz tatlıydı.

Onu rahatsız etmek için mesaj atmaya karar verdim.

İlay: Az önce mavi gözlü bir kızla göz göze geldim

İlay: Aklıma sen geldin

İlay: Gidip okuldaki bütün mavi gözlü kızları araştırsam mı acaba

Anında çevrimiçi olmuştu.

Sıla: Lens mi takayım

Sıla: Gözlerim mi acısın

Sıla: Onu mu istiyorsun

İlay: Şaka yapıyorum

İlay: Öyle bir şey yapma

Sıla: Yapabilirim de yapmayabilirim de

Sıla: Kendime güvenmiyorum

Sıla: Bok da çıkabilir

İlay: Acaba o kız kadar güzel mi gözlerin

İlay: Gözlerini kaçırmasa biraz daha uzun bakardım

İlay: O kadar güzeldi gözleri

Sıla: Beni mi deniyorsun?

Sıla: Eğer öyleyse yapma

Sıla: Kalbim kırılacak

Bir insan kendi kendini kıskanabilir mi? Ona iltifat ediyorum halbuki, acaba başka bir kızla mı göz göze geldiğimi düşünüyor?

İlay: Pekala

İlay: Tahminlerime göre sınıfa girdin

İlay: Muhtemelen beni görebileceğin bir konumda oturuyorsun

İlay: Kafamı kaldırıp pencerelere göz gezdirsem

İlay: Göz göze gelir miyiz?

Sıla: GÖNÜL RAHATLIĞIYLA İZLEYEMİYORUM BİLE ARTIK SENİ AMK

Sıla: Ne ara bu kadar kafaya takar oldun beni

İlay: Anlam veremediğim bir yerlerden sürekli burnuma manolya kokusu geldiğinden beri.

Sıla: Hasiktir

Sıla: Bir şey mi hatırlıyorsun

İlay: Sadece bir koku hatırlıyorum

İlay: Gerçekten güzel bir kokuydu

İlay: Öyle güzeldi ki unutamamışım

İlay: Üzgünüm

Sıla: Eminim senin kokun daha güzeldir

Sıla: Ama sen benim için

Sıla: Menekşe kokuyorsun.

Sonra çevrimdışı oldu. Menekşeler nasıl kokardı ki?

Damla'yı kolumla dürttüm.

"Lan." Dedim dikkatini bana vermesi için.

"Efendim?"

"Menekşeler nasıl kokar biliyor musun?"

"Menekşelerin kokusu yoktur İlay." Diye yanıtladı beni umursamazca. "Ama birisi demişti ki, menekşeyi kokladığınız zaman özlediğiniz kokuyu hissedersiniz. Biraz değişik bir bir bitki anlayacağın, bir ara kafayı takmıştım ona." Diyerek ekledi.

Sanırım birazdan gidip Sıla'ya sarılacaktım.