Hepimiz arabadan indiğimizde her an bir kavgaya ya da gergin bir ortama hazır olarak Damla ve Gökçe'nin inmesini bekledik. Beklediğimizin tam tersi bir şekilde ikisi de gayet uysaldı ve konuşarak arabadaki malzemeleri indirmeye başlamışlardı. Bu kavga etmelerinden daha tuhaftı. Sanki eski Damla ve Gökçe olmuşlardı birdenbire.
Arabalardaki her şeyi yüklenerek çadırları kuracak güzel bir yer aradık. Çadır kurmanın serbest olduğu, göl manzarasının da güzel göründüğü etrafında fazla insan olmayan bir yeri seçmiştik. Sonbahar manzarası gerçekten hoştu.
Üçer kişilik üç tane çadır kurmuştuk. İçinde rahat rahat yatmak için bu seçeneği seçmiştik. Sıla tek bakışta çadırın nasıl kurulacağını çözmüş hepimize yardım etmişti. Damla'nın zaten tecrübesi olduğundan kendi başının çaresine bakmıştı.
Katlanabilir sandalyeleri manzaraya karşı dizip bütün işleri bitirdiğimizde oturduk. Sıla manzaradan ziyade beni izliyordu.
"Manzaradan daha mı güzelim?" diye sordum gülerek.
"Senden daha güzel bir şey görmedim zaten. Seni ezberliyorum, gülümsemeni, güzel bir şey gördüğünce vereceğin tepkiyi, her şeyi beynime kazıyorum."
"Bende seni izleyeyim o zaman." Diyerek tamamen ona döndüm. Hiç konuşmadan gözlerimizin içine bakmaya başladık. Gülümsedik, kıkırdadık. O sırada birbirimize birçok şey anlattık ama konuşmadık. Hipnozda gibiydik.
"Dünyaya dönün." Damla'nın sesiyle girdiğimiz hipnozdan çıktık. "İki dakika aşk hayatınıza ara verin."
"İmkânsız." Dedim kafamı iki yana sallayarak.
"Olan var olmayan var ama." Diyerek tepki gösterdi Aslı.
"Aynen." Dedi Elif, Aslı'ya katılarak.
"İyi de siz birbirinizle çıkmıyor musunuz?" Söylediğim şeye sadece ikisi şaşırmıştı.
"Ne?" Aynı anda tepki vermişlerdi.
"Ne demek ne? Olum gecenin bir yarısı çıktın geçen gün kızın evinden." Dedim gülerek. Ne yani bunlar hiç fark etmediğimizi mi sanıyorlardı?
"Ya- yanlış görmüşsün." Aslı soğuk terler mi dökmeye başlamıştı bana mı öyle geliyordu?
"Sigara içmek için balkonun kenarında duruyordum. Hatta emin olmak için seni aradım ve telefonu meşgule attın. İki dakika sonra da banyodaydım diye mesaj attın. Hey yavrum hey bana masal anlatmaya çalışıyor."
Hiçbir şey içmediği halde boğazında bir şey kalmış gibi öksürmeye başladı Elif. Kendi tükürüğünde falan mı boğuluyor kız? "Biri vursun şunun sırtına." Diyerek baktım.
"Yanlış anlamayın." Dedi sakinleştiğinde. "Aslı sadece biraz uğraşmıştı. Evde sıkılmış sizi rahatsız etmek istemediğinden bana geldi." Toparlama çabasına hepimiz sırıtarak cevap vermiştik.
"Tamam o zaman, tek bir soru soracağım. Aynı anda cevap vermek zorundasınız tamam mı?"
"Gönder gelsin." Dedi Aslı kendinen emin bir şekilde.
"O gün ne yaptınız?"
Elif "Kahve içtik." Derken, Aslı "Film izledik." Demişti. Sonra tam tersini söylemişlerdi. En sonunda Aslı, "Film izlerken kahve içtik." Demeyi akıl etmişti.
Hepimiz fena çuvallayışlarına kahkahalarla güldük.
"Kabul edin işte, saklamanıza gerek yok."
"İyi de çıkmıyoruz ki biz." Aslı bunu öyle normal bir şekilde söylemişti ki cidden inanmıştım. Çünkü yalan söylemiyordu.
"Valla mı?" Elif onaylayarak kafasını salladı.
Yalan söylemiyorlardı ama aralarında bir şey olduğu kesindi. Neydi ki bunların arasındaki? Merak ediyordum ama söyleyecek gibi değillerdi.
"Fuckbuddy." Dedi Sıla kulağıma doğru eğilip. Önce kulağıma fısıldamasından ve söylediği kelimeden dolayı tahrik olsam da kısa sürede toparlandım.
"Yok canım." Dedim yüksek sesle. Demek ki etkisinden çıkamamışım yoksa bunu daha kısık sesle söylerdim.
"Ne oldu?" diye sordu Gökçe.
"Aynen İlay bize de söyle."
"Söylemem." Dedikten sonra tamamen Sıla'ya döndüm.
"Nereden anladın?"
Sıla yine kulağıma eğildi. "Yüzlerinde resmen biz sadece sevişiyoruz yazıyor İlay." Bunu dedikten sonra kıkırdadı. Kulağımın dibinde kıkırdaması hiç hayra alamet değildi. Karnım karıncalanırken elini tuttum.
"Biz de seninle fuckbuddy olabiliriz istersen." Dedim karşılık olarak.
"Bakıyorum da fırsatçılığın hala aynı." Diyerek sırıttı. Kulağıma daha çok eğildi, "Zaten öyle değil miyiz?" dedikten sonra sıcak nefesini üfledi. Kendime hâkim olmak istercesine elini daha çok sıktım. Ama bebeğim insanı tahrik edecek yer vardı yer vardı yani burada yapılmazdı ki.
"Seni kucaklayıp çadıra sokmama ve dışarıdakiler ses şöleni yapmamıza az kaldı, o yüzden kes şunu." Dedim dişlerimin arasından.
"Tamam, tamam." Diyerek geri çekildi ama hala sırıtıyordu. Etkilendiğimi görmeyi gerçekten seviyordu. Bekle sen, hele bir gece olsun o zaman benim borum ötecek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aptalın Biri (GirlxGirl)
Cerita PendekBaşlangıç Tarihi: 05.06.2018 Yarı Texting -,- Arkadaşlar sevişme çok (belki hiç) yok bu hikayede... Anonim: Ben bir ayyaşım Sekiz çizer ayaklarım Özlemişim sarhoşluğunu bu semtin sokaklarının Gecenin 1'i Aptalın biri Kalbinin dışında bekliyor içer...