7.5

9.2K 619 47
                                    

Gençler gençler böyle saraylı kraliçeli hikaye seviyorsanız gidip Loyalty'i okusanızaaaaaaa :D Azıcık reklam göz çıkarmaz diyerekten sizi hikayeye yönlendiriyorum <3

<<<<<<<<<<<

Büyük bir yorgunlukla kendimi yatağa attım. Duş sırasını Sıla'ya vermiştim çünkü ayakta duracak halim yoktu. Bütün gün oradan oraya koşturmuştuk ve yorgunluktan canım çıkmıştı. "Sadece bir hafta ara verdim." Diye söylenirken yüzümü buruşturmuştum.

Yatakta hareketsiz bir şekilde yatarken banyonun kapısının açılmasıyla kafamı kaldırıp kapıya baktım. Sıla utana sıkıla üstüne sardığı havluyla çıkmıştı. Havlunun kenarlarını sanki her an düşebilecekmiş gibi sıkı sıkı tutarken gördüğüm manzara ile bütün gülüşüm yüzüme yayılmıştı.

Kendimi ıslık çalıp laf atan abazalar gibi hissediyordum. Tam şu an ıslık çalıp, "Pişt yavrum, hepsi senin mi?" demek istiyordum. Bacaklarına gözüm kaydığında yutkunup bakışlarımı çektim. Aklıma gelen edepsiz düşünceler anında alev alev yanmamı sağlarken hızla ayağa kalktım. Çünkü Sıla o haldeyken biraz daha aynı odanın içinde durursak o havluyu çekip atma ve Sıla'yı yatağa sürükleme fikri kafamda o kadar çok ön plana çıkıyordu.

Bir şey demeden Sıla'nın arkasından çıktığı banyoya girdim. Üstümdeki kıyafetlerden kurtulurken soğuk suyu açıp yanan tenimi sakinleştirmeye çalıştım. Soğuk suyun altında on saniye falan durabilmiştim. İradem mükemmeldi.

Suyu ayarlayıp duş aldım. Sıla'nın bana yaşattıklarını aynen ona yaşatma fikri geçti aklımdan. Bu fikri sevmiştim. Duş kabininden çıkıp havluya sarıldım. Sıla gibi havluyu sıkı sıkı tutmak yerine her an düşecebilecek seviyede göğsümün kenarından tutturdum.

Odaya girdiğimde Sıla telefonundan bakışlarını kaydırıp bana baktı. Anında kızaran yüzüyle bakışlarını kaçırmaya çalıştı. Fakat kaçıramıyordu. Havluyu tutturduğum yere baktı, yutkundu. Sonra yavaşla bacaklarıma indiğinde bir kere daha yutkundu. Fark ettirmemeye çalışması ise tatlı bir çabadan öteye geçemiyordu.

Belli etmeden parmaklarımla küçük bir hareket yaparak havluyu aşağı doğru çektim. Havlu kayıp düştüğünde Sıla çığlık atıp daha da kızaran yüzünü saklamaya çalıştı.

"İlay ben kalp krizinden ölmeden önce üzerine bir şeyler giy." Diye bağırdı kafasını gömdüğü yastıktan. Boğuk çıkan sesi beni daha çok tahrik ederken kendi kazdığım kuyuya düştüğümü fark etmiştim. Üstüme sporcu sutyeni altıma da şort giydikten sonra saçlarımın bir kısmını kuruttum.

"Saç örmeyi biliyor musun?" diye sordum yeni sakinleşmeye başlayan Sıla'ya.

"Balık sırtı mı istiyorsun?"

"Aynen."

"Biliyorum, gel otur. Ve üstüne bir şey giy." Dedi tekrar kızarmaya başlarken. Hava zaten sıcaktı ve bütün gün terlediğimiz, üstüne yeni duş aldığımız için klimayı açma taraftarı değildik.

Omuz silkip Sıla'nın tarafında yere oturdum. Arkamdan bacaklarını iki yanıma uzatırken yine yutkundum. Sıla da şort giymişti.

Parmaklarının saçlarımda dolaşması beni sakinleştirmiş, mayıştırmıştı. Gözlerimi kapatsam uyuyacak gibiydim. Ama öncesinde Sıla'dan izimi almam gerekiyordu.

Sıla eline tutuşturduğum toka ile saçımın ucunu bağladı. Aynaya bakma gereği bile duymadan kendimi yatağa attım.

"Sıla." Dedim seslenerek.

"Efendim sevdiğim?"

"Gel beraber uyuyalım." Diyerek yanıma çağırdım. Bir yandan da elimle yatağın kenarına vuruyordum. Sıla beni geri çevirmedi. O da utangaçlığını yenmek için kendince büyük adımlar atmaya çalışıyordu.

Yavaşça gelip yanıma yattı.

"Bir iz sözümüz vardı diye hatırlıyorum." Dedim sırıtırken. Sıla bana biraz daha sokularak başını bir yere gömmeye çalıştı.

"Kaçamazsın, sen dedin iz diye. Ama anlamadığım neden boynuma değil. Yani boynuma olsa herkes görürdü böylece senin olduğumu daha rahat anlarlardı."

"Tam da o yüzden. Eğer senin boynuna bir iz koyarsam herkes arkandan konuşacak ve kimin altına yattığın konusunda hadsizce fikir yürüteceklerdi. Sonra ben bunları duyacak ve hepsini parçalayacaktım. Olayların önüne geçmek için boynuna koymuyorum sevdiğim." Dedikten sonra titrek bir nefes aldı. "Ayrıca kalbinin üstüne koymak istiyorum. Sadece ben görsem de yeterli."

"Yani mememi emmek istediğinden değil?" dedim gülüşümü zorla bastırarak.

"Ya İlaaaaya yaaaaa." Dedi bana arkasını dönüp yüzünü saklamaya çalışarak. Şu an utançtan kıpkırmızı olduğuna emindim.

"Tamam tamam. Gel hadi, yap izini." Dedim onu belinden tutup kendime çevirerek.

"Ama bana bakma tamam mı?"

"Bakmayı düşünmüyorum zaten. Çünkü bakarsam muhtemelen kendimi tutamam ve sonrasında pişman olacağım şeyler yaparım."

Sıla derin bir nefes aldı. Kendiyle bir savaş içindeydi sanki. Üstüme çıkıp karnıma oturduğunda gözlerimi kocaman açtım. Bu kız beni delirtmek mi istiyordu Allah aşkına?

Karnımdan aşağı doğru kayarken hafifçe sürtünmüştü. Dudaklarımdan kaçan inlemeye sahip çıkamazken bana gözlerini kocaman açıp bakma sırası Sıla'daydı.

Sıla'nın göğsü hızla inip kalkıyordu. En son baldırlarımda durduğuna öne eğildi ve işaret parmağıyla sutyenimi tutup gerektiği kadar aşağı çekti. Beni çıldırmak üzereydi ve bunun farkında bile değildi!

Tenime değen dudaklarıyla başımı geriye atıp gözlerimi kapattım. Dudaklarımdan tekrar bir inleme kaçmasın diye dişlerimi sıktım. Vücudumun alt bölgesi ise alev alacak ısıya çıkmıştı.

Sıla'nın dilini hissettiğimde ise bendeki bütün bağlantı koptu. Dudaklarımdan çıkan sese ben bile şaşırmıştım. Sesi duyan Sıla ise canımı acıtacak kadar sert bir şekilde emmeye başlamıştı. Geri çekildiğinde dudaklarına baktım. Dilini dudaklarının üstünde gezdirdiğinde "Sikeyim." Dedim yüksek sesle ve Sıla'yla yer değiştirerek onu altıma aldım. Beni çok fena tahrik ettiniz Sıla Hanım. En azından bayılacak bile olsanız, sizden o şehvetli öpücü alacağım.

Dudaklarına eğilip öpmeye başladım. Bir süre üst dudağını emdikten sonra ağzını aralayarak bana izin verdiğine dilimi içeri doğru ittim. Sıla onun şokuyla bir süre karşılık veremese de diliyle bana ayak uydurmaya çalışmıştı. Kontrolümü yavaşça kaybediyor, sonunda pişman olacağım şeyler yapmaktan korkuyordum. O yüzden geri çekildim ve alnımı Sıla'nın alnına dayadım.

"Sen bayılmadan önce söyleyeyim, beni çok fena tahrik ediyorsun ve ben daha ne kadar kendimi kontrol edebilirim bilmiyorum." Dedim dudaklarım dudaklarına sürterken.

"Az önce küfür ettin." Dedi. Konuştuğunda onun da dudakları dudaklarıma sürtmüştü. Takıldığı noktaya içimden söverken gülümsemeden de edemedim.

"Emirhan'a söyleme."

"Ben bayılmadan önce beni bir kere daha öpersen söylemem." Diyerek gözlerimin içine baktı. Senden önce ben bayılacaktım be kızım!

Eğildim ve fazla şehvetli olmayan kısa bir öpücük bıraktım dudaklarına. Sıla'nın gözleri kapanırken bende kendimi yana attım. Bayılmıştı. Geriye alev alev yanan beni bırakarak. Çantamdan sigara paketini çıkarıp altıma hissettiğim ıslaklığı gram umursamadan balkona çıktım. Buna da şükür diyerek yaktım sigarayı. Buna da şükürdü.

Aptalın Biri (GirlxGirl)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin