9.1

8.3K 554 87
                                    

Döndüm arkideşler döndüm. Küçük bir depresyona girip çıktım o sırada baktım bizimkileri ayıracak gibiyim lanet olsun bu sevgilelere tribine falan girdim düzeldim çok şükür sjkddlsfs az kalsın gidiciydiler he :D

<<<<<<<<<<<<

"Çağrı Allah aşkına yüzme bilmiyorsun zaten ayağının basmadığı yere gitme!" Sıla sinirle Çağrı'ya kızarken bende onu izliyordum. Herkes dışarıdaki havuzda olduğundan kapalı havuzda kimse yoktu. Haliyle bu işimize gelmişti çünkü Sıla'nın kalabalıkla arası hiç iyi değildi.

"Ama Çağan gidiyor!"

"Çünkü Çağan yüzme biliyor, ya gel buraya şu can yeleğini tak ya da boyuna göre yerde eğlen!"

"Off Sıla abla ya!" diye Sıla'ya sitemini ettikten sonra Çağan'a döndü. "Çağan gel buraya sıkılıyorum."

"Bana ne yüzmeyi öğrenseydin." Diye yanıtladı Çağan omuz silkerek.

"Boğulup öleyim de hepiniz sevinin." Diyerek trip attıktan sonra ayağının bastığı yere giderek kendi kendine eğlenmeye başladı.

Sıla gelip yanıma oturdu. Arada çocuklara bakıyor çoğunlukla benimle ilgileniyordu. Mesela ben olsam çoktan çocukları falan unutmuş bütün ilgimi Sıla'ya yöneltmiş olurdum.

"Seni de güneşten mahrum ettik kusura bakma." Dedi gülerek.

"Hava sıcak zaten umurumda değil." Diye yanıtladıktan sonra Sıla'ya döndüm. "Hem benim güneşim burada."

"İlay bazen içinden öyle romantik bir insan çıkıyor ki yemin ediyorum şaşırıp kalıyorum."

"Sen gökyüzünü kahverengiye boyayarak zirveyi yaptın zaten bunlar ufak tefek şeyler." Diyerek sırıttığımda utandı.

"Yaaaa." Diyerek her zamanki tepkisini yaptığında ayağa kalktım.

"Gel havuza girelim de seni gizli gizli sıkıştırayım." Bir insan niyetini açık açık anca bu kadar belli edebilirdi.

"Olmaz çocuklar var." Dediğinde kahkaha attım.

Elinden tutup kaldırdım. Havuz kenarına geldiğimizde de birden belinden tutup kendimle birlikte havuza attım. Başımı suyun üstüne çıkardığımda sırıtıyordum.

"Klorlarda boğulacağım senin yüzünden." Diyerek yüzüne gelen saçlarını arkaya atmaya çalışıyordu. "Ne gülüyorsun?" diye sordu yüzüme bakarak. Dağılmış ıslak saçları da mükemmel duruyordu hani. Bu kaçıncı kendi kazdığım kuyuya düşüşümdü artık saymıyordum bile. Reglimin dün bitmesi iyi olmuştu. Sıla ile havuz macerası yapabiliyordum.

"Hoşuma gittin, ondan." Diye yanıtladım. O utanırken Çağan yanımıza gelmişti.

"İlay abla."

"Efendim Çağan?"

"Saçların neden böyle rengarenk?"

"Boyadım çünkü."

"Neden?"

"Canım istedi?"

"Neden?"

"Çocuğum sorgulama işte canım istedi boyadım." Diyerek bıkkınlıkla cevap verdim. Benim çocukluğum hiç böyle değildi. Bu ne lan doğru düzgün bir cevap alana kadar devam ediyor sormaya.

Sıla, Çağan'ın dikkatini çekerek benden uzaklaştırdı. İki çocuk bir olup Sıla'yı boğmaya çalıştığında devreye girdim. Su lan bu, su şakası olmaz daha sevişemedim ben o kızla. Sıla'yı kolundan tutup suyun yüzeyine çektikten sonra belinden destek verdim.

"Ne yapıyorsunuz lan?" dedim sesimi yükselterek. Tabi karşımdakilerin çocuk olduğunu birkaç saniyeliğine unutmuştum. "Yani çocuklar şakasına bile olsa boğulur mu öyle düşünsenize ölecek Sıla ablanız bir daha yemek falan yapamayacak."

"Değerimin bir yemek kadar olduğunu öğrendiğim şu dakikalar..." diyerek sustu Sıla.

"Daha sevişemeden ölecek mi deseydim." Dedim kulağına eğilip fısıldayarak. Bu sefer boğulan kısım bendim. Sıla utancından kafama bastırmış suyun dibine itmişti. Bebeğim sen utanıyorsun ölen neden ben oluyorum?

Suyun üstüne çıkıp derin derin nefesler aldım.

"Hiii, İlay iyi misin?" diyerek yanıma geldi. Normalde 'En sevdiğim' derdi ama çocuklar duymasın diye son zamanlarda hep İlay diyordu.

"İyiyim." Diyerek yanıtladım. Tekrar belinden tuttum. Destek alma ayağına yapışmıştım Sıla'ya.

"İlay elin yine yanlış yerlerde geziyor." Dedi Sıla tıslayarak. Bir yandan da elimi tutmuş göğsünden çekmeye çalışıyordu.

"Destek alıyorum tekrar batmayayım diye."

"Allah aşkına 1.77 boyun var su omzuna zor geliyor zaten."

"Olsun batarım ben."

"İyi tut. Tamam tut. Al senin olsun. Al." Diyerek elini çekti. Vay cesaretini sevdiğim utangaçlığın nereye kaçtı acaba? "Tut dedik mıncıkla demedik."

"Ah, şaşkınlıktan şey ettim bir anlığına." Diyerek güldüm.

Bir süre sonra çocuklar sıkıldılar. Sıla köfte patates yapacağını söyleyerek eve gitmeyi teklif etti. Bense çocukların yemek yediği gibi uyumasını diliyordum. Yani sabahtan beri yorulsunlar diye elimden ne geliyorsa yaptım. Her şey Sıla ile baş başa kalabilmek içindi. Bunların bayıltma tuşu falan yok muydu acaba Sıla gibi?

Sular damlatarak asansörden çıktık. Beklediğimiz gibi evde kimse yoktu. Biz havuza indikten sonra diğerleri de çıkmıştı.

"Doğru banyoya." Dedi Sıla çocuklara banyoyu işaret ederek.

İkisi beraber banyoya girdiler.

"Sıla ya biz de mi beraber girsek, ıslak ıslak gezmeyelim ortalarda." Dedim ağzını arayarak.

"Girelim en sevdiğim."

"Ha?"

"Girelim diyorum banyoya."

"İkimiz? Beraber?"

"İlay soran sensin?"

"Ateşin mi var?" dedim elimi alnına koyarak.

Sorumu gülerek yanıtladı. "Eğer orama burama dokunmayacaksan girelim."

"Bende diyorum ne oldu birden. Yok canım ne dokunacağım. Yapar mıyım hiç öyle şey?"

"Gittikçe inandırıcılığını kaybediyorsun." Diyerek sırıttı.

"Tamam ya. Dokunmayız. Ben dokunmam da bakalım sen dokunmadan durabilecek misin."

"Yani azgın olan benim öyle mi?"

"Değil misin?"

"İddiaya girelim o zaman." Dedi yüzünü tamamen bana dönerek.

"Ne iddiası?"

"Önce kimin dokunacağına dair."

"Kazanan ne alacak?" diye sordum sırıtarak.

"Kazanan karar versin."

"Bana uyar." Derken sırıtışım genişlemişti.

"Edepsiz." Dedi Sıla gülerek.

"O nereden çıktı?"

"Görebiliyorum en sevdiğim, aklından geçenleri görebiliyorum."

"İyi görebiliyorsan sorun yok işimiz kolaylaşır."

"Fırsatçı." Dedi sonra da.

"Yavrum sende istiyor musun istemiyor musun bir karar ver. Bende ona göre düşüncelerimi değiştireyim."

"İstiyorum." Derken sesi gittikçe kısılmıştı.

"Mükemmel."

Ve ecel terleri dökeceğim zamanların başlamasına çok az kalmıştı. Bugün de kendi kazdığım kuyuya düşmüştüm. Olsundu, alışmıştım artık.

Aptalın Biri (GirlxGirl)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin