11.3

7.9K 486 38
                                    

Evet sabah, evet ben uyuyamadım 😒😒

Günnnaydııın bebeklerim :D Hepinize musmutlu günler diliyorum :D 💞

<<<<<<<

Valizleri odanın içine fırlatıp kendimi yatağa attım. Toplasan üç saat sürmüş olan bu yolculuk beni niye bu kadar çok yormuştu anlamıyorum. Gerçi beni yoran yolculuk değil, Emirhan'ın halt yemesiydi. Daha henüz gelmişken ben açım diye tutturmuş, sabahın beşinde yiyecek bir şeyler bulmaya çalışmıştık. Üstelik bunu havaalanından çıktıktan sonra söylemişti. Araba kiraladıktan sonra küfür ettiğim hakkını kullanmış ve arabayı bana sürdürmüştü. Sokaklarda açık bir yer bulana kadar dolaşıp durmuştuk sonunda bulduğumuzda aç Emirhan karnını doyurabilmişti.

"İyi misin?" Sıla yanıma yatarak kıvrıldı.

"İyiyim. Yoruldum sadece."

"Kollarımda uyumak ister misin?" Kollarını iki yana açmış bana gülümsüyordu. Tabi ki bu teklife hayır demezdim. Göğsüne yattığımda kollarını bana doladı. Hafif bir şarkı mırıldanarak saçımı okşamaya başladı. Burası kesinlikle cennetti. En azından benim için cennetin tanımıydı. Zaten çok geçmeden uykuya dalmıştım.

Uyanmıştım ama henüz gözlerimi açmamıştım. Çünkü gördüğüm rüyanın devam etmesini istiyordum. Fakat saniyeler geçtikçe rüyam aklımdan siliniyordu ve ben sadece güzel olduğunu hatırlayabiliyordum. Ne zaman bir kâbus görsem günlerce aklımdan çıkmaz ama güzel bir rüya gördüğümde uyanır uyanmaz unutayım. Oh, ne güzel.

Gözlerimi kısarak açtım. Odanın karanlık olduğunu fark edince tamamen açtım. Kaç saattir uyuyorum ben? Üstelik midem kazınıyordu. Bana doğru kıvrılmış, bir elini yüzünün altına almış, bir elini de belime atmış Sıla'nın huzurla nefes alıp verişine baktım.

Bana yiyecek bir şeyler hazırlaması için onu uyandırmak istiyordum ama o kadar masum duruyordu ki resmen kıyamıyordum. Sonrasında bencilliğim ağır geldi ve Sıla'yı uyandırmaya karar verdim.

Tabi ki bunu öperek yapacaktım. Eğilip yanağını öptüm. Gülümsedi. Daha öpeceğim çok yer vardı, ne çabuk uyandın sevdiğim ya. Hiç bozuntuya vermeden gözlerinin hala kapalı olduğunu fark ettim. Bu Sıla dilinde 'Öp beni' demekti. Eğilip çenesinden ve burnundan öptüm. Alnından daha sonra tekrar yanağından öptüm.

"Dudağımdan öpsene amk kızı." Diye mırıldandığında kıkırdadım. Dudaklarına küçük bir öpücük bıraktım.

"En sevdiğim, gerçekten insanı deli etmekte bir numarasın." Doğrulup üzerime eğildikten sonra dudaklarımı benim onu öptüğümün bilmem kaç katı şehvetle öpmeye başladı. Nefes nefese geri çekildiğinde dudaklarını yaladı. "Şimdi kendime geldim işte."

"Kaç saattir uyuyorum ben?" Yastığın altından telefonunu çıkarıp saate baktı. "15 saat olmuş." Güldü.

"Aç olmama şaşmamalı. Seni uyandırdım ama, uykunu alabildin mi?"

"Sen uyuduktan birkaç saat sonra bende uyudum. Marketin açılmasını bekledikten sonra Gökçe ve Damla'yla markete gidip alışveriş yaptık. Kahvaltı hazırladım ve uyudum." Gününü kısaca özetlerken yatağın kenarına geçip ayaklarımı sarkıttım. Bu kadar saat uyumanın elbette zararları vardı mesela boynumu çevirdiğim zaman dışarı çıkan çat çut sesleri gibi.

Ayağa kalkıp gerindim.

"Bebeğim bana bir şeyler hazırlar mısın? Açlıktan ölüyorum."

"Kahvaltılık mı istersin yemek mi?"

"Kahvaltı."

"Tamamdır." Dedikten sonra gülerek yataktan kalktı. Lavaboda elimi yüzümü yıkadıktan sonra Sıla'yı izlemek üzere aşağı indim. Yıllardır buraya gelmiyordum. Bahçedeki salıncağı dedem Emirhan'la bana yapmıştı. Çocukken mutlu olduğum nadir zamanlardandı.

Sıla'nın yeni uyanmış olmasına rağmen coşkulu bir şekilde kahvaltı hazırlamasını hayran hayran izledim. İkimize yetecek kadar masayı hazırladıktan sonra karşıma oturdu. Evin içinde ses seda yoktu, yani ya dışarı çıkmışlardı ya da uyuyorlardı.

Tek bir kırıntı bile bırakmadan büyük bir iştahla önüme ne konulursa yemiştim. Sıla da gözleriyle beni yemişti. Bu klasik bir rutine dönmüştü artık. Ben Sıla'nın yemeğini yerdim o da beni yerdi.

"Ee ne yapacağız?" diye sordu salondaki koltuğa oturan Sıla. Yanına çökerken mal mal sırıttım.

"Hayır İlay." Dedikten sonra devam etti. "Damla'nın kesinlikle talimatı var. 'Lütfen uslu durun.' Dedi. Zaten yerin dibine geçtim onu dinlerken."

"Tamam, yarın Damla'yı öldürürüm sorun ortadan kalkar."

"İlaaay ya." Dedikten sonra yüzünü sakladı. Damla falan bahaneydi artık yanımda utanmasa da konu ne zaman sevişmeye gelse Sıla yine utangaçlıkta master yapıyordu. En azından artık bayılmayacağını biliyordum.

"Neyse o zaman. Denize gidelim mi?"

"Bu saatte mi? Korkarım ben."

"Bir şey olmaz. Hadi gidelim lütfen." 4 numaralı bakışımı attım. 'Senden lütfen diyerek bir şey istiyorum beni kırma.' Bakışı.

Sıla yalvarmalarıma dayanamayarak kabul etti. Karanlık, deniz, bikini, Sıla ve ben. Imdb: 9.4 Erotik + Romantik + Komedi + Korku.

Kamera hazır, İlay'ın Elli Tonu çekimlerine başlayalım.

Aptalın Biri (GirlxGirl)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin