9.5

8.3K 565 47
                                    

Dayanamadım lan sjfksfsjsfk

<<<<<<<<<<

Serum ve oksijen bitmişti. O sırada Sıla'nın bugün neden hiç utanmadığını düşünüyordum. Acaba banyo zirvesinden sonra artık o kadar çok utanmıyor mu? Bir şeyi merak ediyorsam sormalıydım. Bunu Çağan'dan öğrendim.

"Sıla?" dedim elini tutarak. "Sen bugün hiç utanmadın hatta beni öptün. Niye utanmıyorsun?" Yalnız soruya bak, utansana lan dermiş gibi.

"Bilmem, daha rahat davranabiliyorum artık yanında. Tabi ben değil de sen beni öptüğünde hala utanıyorum. Önceden bahsetmiştim. Farklı bir utanma o." Yine kızarmaya başlamıştı. Resmen rahat duran kızı bozmuştum iki dakikada.

"Anladım, anladım tamam." Dedikten sonra güldüm. Pislik değil miyim, illa bahsedeceğim. "Anlaşılan banyoda yaptıklarımız işe yaramış."

"Hiii, İlay." Diyerek yataktan kalktı. Bayılıyorum şu haline ya. Hele elini ağzına koyup 'Hiii' deyişine.

"Ben kendimi bir hayli iyi hissediyorum. Eve gidelim de devam filmini çekelim." Dedim doğrularak. Elimi serumun iğnesine attığımda durdurdu. "Bekle hemşire çıkarsın damarına falan zarar verirsin çıkarırken."

"Niye ya dizilerde kitaplarda böyle pat diye çıkarıyorlar bir şey olmuyor."

"Mallar çünkü. Sen çıkarma." Dedi göz devirerek. Göz devirmesi bile sevilesiydi. Gitti hemşire buldu getirdi serumumu çıkarttırdı. Hastaneden çıktıktan sonra hemen eve gitmek istemedim çünkü toparlamıştım biraz. Temiz hava almak istiyordum.

"Sahilde yürüyelim mi biraz?"

"İyi misin? Yürüyebilecek misin?"

"Aşkım kaza geçirmedim sadece grip oldum." Sıla frene bastığında hafifçe öne savruldum. Ne oldu acaba diye düşünürken aşkım dediğimi fark ettim. İçimden gelmiş, ağzımdan kaçmış. Hiç fark etmedim.

"Ay, senin o aşkım diyen ağzını ısırırım." Dedi sevinçle bana dönerek.

"Isırabilirsin." Dedim sırıtarak.

"Şey sonra. Kaza yapmayalım şimdi." Diyerek arabayı yavaşça sürmeye devam etti. Sıla araba sürerken konuştuklarıma dikkat etsem iyi olacaktı yoksa arkamızdan gelen bir araba bize geçirecek falan.

Sahile yakın bir yere arabayı park etti. İnip yürümeye başladık. Parmaklarımızı birbirine kenetledim. Sıla'nın parmakları bile güzeldi, ince ve uzun.

"Sıla senin boyun kaç?" diye sordum birden.

"Niye sordun?"

"Hiç merak ettim." Omuz silkerek karşılık verdim. Gerçekten merak etmiştim.

"1.68"

"Kaç kilosun?"

"Amacın ne sevgilim?" diye sordu gülerek.

"Benimkileri sorsam şakır şakır söylersin. Bende bilmek istiyorum."

"51."

"Ben kaç kiloyum?"

"En son 59'dun ama arttı mı bilmiyorum."

"63 kiloyum." Diyerek güldüm. "Kas yaptım. Gerçi bu aralar verdim yine bir iki kilo."

"Kas demişken, karın kaslarına bayılıyorum. Benim göbeğimle çok uyumlu oluyorlar." Dedi kıkırdayarak.

"Senin göbeğin yok ki?"

"Hayır be, var. Oturduğumda büzüşüyor böyle." Dedi suratını buruşturarak. Kahkaha attım. Konumuz çok saçmaydı ama Sıla'yla normal bir şekilde muhabbet ediyorduk. Güzel bir şeydi.

"Ama bel gamzen var." Diyerek sırıttım.

"Onu hangi ara gördün?" diye sordu yüksek sesle.

"Gözümden kaçar mı sence? Şu an öpülesi yerlerin listesinde 2. Sırada."

"Öyle bir liste mi var?"

"Birinciyi duymak ister misin?" dedim nefesimi kulağını üfleyerek.

Kafasını salladı. Eğildiğim yerde kulağının arkasından öptüm. Anında huylanıp kıkırdadı. İşte bu ses ise ömrüm boyunca duysam sıkılmayacağım sesler arasında birinci sıradaydı.

"İstersen eve gidince listeyi uygulamalı olarak gösterebilirim. Ama istisnasız vücudunun her bir noktası var."

"Eve gitmeye korkmaya başladım." Dedi iki adım uzaklaşarak. Aramızdaki mesafeyi kapatıp tekrar elini tuttum. "Kaçma, gel buraya."

"Bir tanem tamam utangaçlığım bayağı bir geçti. Ama sen yine de şey etme."

"Ney etmeyeyim?"

"Şey etme işte."

"Ney?"

"Azdırma beni." Dedi yüksek sesle. Birkaç kişi bize dönünce hızla uzaklaştık. Sıla utancından ölecekti neredeyse. Kendimi gülmemek için zor tutuyordum. Sonra dayanamadım patlattım kahkahayı. Üstüne bir öksürmeye başlayınca yine soluksuz kaldım.

"Eve gidelim." Dedi Sıla koluma girerek.

"Yapacaklarıma razısın yani?" diye sordum gülerek.

"Hastayken sevişmeyelim diyen sen değil miydin." Diye karşılık verdi.

"Hasta olmasam tamamız yani?"

"Her gün sevişiyormuşuz gibi yaptığımız konuşmaya bak ya." Derken kızarmıştı yine. Olacaktı, az kalmıştı. Muhtemelen tatile gittiğimizde sevişirdik. Evet, tahminim o yöndeydi.

"Neyse. Eve gidelim de bir duş alayım. Kendimi berbat hissediyorum." Dedim üstümü koklamaya çalışarak. Burnum açıldığından beri üstümü başımı koklamaya çalışıyordum.

"Onu da ben yaptırayım istersen?" dedi Sıla gülerek. Şaka yapmıştı. Ciddi değildi. Ama benim gibi biri bunu ciddiye alırdı. Amaç piçlik yapmak değil mi?

"Yaptır valla. Kolumu kaldıracak halim yok."

"Ciddi misin?"

"Sen değil misin? Duygularımla mı oynuyorsun sabahtan beri?"

"Yok şey, en sevdiğim. Ciddiyim tabi. Yaptırırım." Dedi kafasını sallayarak. Şimdiden transa girmişti. Gülerek kendime çekip yanağından öptüm. Hastalık mükemmel bir şeydi.

Aptalın Biri (GirlxGirl)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin