Kampın detaylarını konuşmak üzere sık gittiğimiz bir kafede toplanmıştık. Damla bize seçtiği yeri anlatıyordu.
"Yedigöller'i seçtim özellikle son baharda inanılmaz güzel manzarası oluyor. Sadece yiyeceğimiz yemeği kendimiz yapmamız ve malzemeyi götürmemiz gerekiyor çünkü etrafta bir şeyler alabileceğimiz büfe yok. Bir tane restoran var orada yiyebiliriz."
"Sıla yemek yapar bize." Diyen Gökçe'ye döndüm.
"Allah Allah niye bir yerlerle gittiğimizde yemekleri sürekli Sıla yapıyor? Babanızın uşağı mı benim sevgilim?"
"Sorun değil bir tanem, insanları beslemeyi seviyorum." Diyerek güldü Sıla.
"Yemek konusunu hallettiğimize göre nasıl hayatta kalacağımız kısma geçelim. Gündüzleri ateş yakmak yasak ama akşam 7'den sonra ateş yakabiliriz. Yanımızda kuru çıra falan da götürmemiz lazım bazen kalmamış olabiliyormuş. Elektrik olmadığı için powerbanklerle falan idare edeceğiz onun dışında zaten çok yalnız olmayacağımız için bir sorun çıkacağını sanmıyorum."
"Beni tekrar ikna etmeniz gerebilir." Dedi Aslı vaz geçmeye yaklaşarak.
"Mızıkçılık yapma işte. Kızım manzarası çok güzel diyorum düşünsene çekileceğin fotoğrafları."
"Aynen Aslı ününe ün katman lazım senin planlarımız için önemli bu. Kesinlikle gidiyorsun. Öte yandan ben gelmiyorum." Dedi Gökçe.
"Yine ne oldu?" Damla'nın yüzündeki bakış 'Tek tek sizinle mi uğraşacağım ben?' diyordu.
"Hiç bana göre değil."
"Üşümekten korkuyorsan senin için kendimi yakabilirim Gökçe." Damla'nın dediği cümleden sonra şaşkınlıkla ona baktık. Yürümeleri artık bambaşka bir boyuta ulaşmıştı. O sırada nasıl benden daha romantik cümleler kurabildiğini düşünüyordum. Hoş benim Sıla'ya söylediğim üşüyorsak birbirimizi yakalım cümlesi daha güzeldi.
"Ya da istersen beraber yanabiliriz." Damla hızını alamamış devam etmişi.
"Yavaş." Dedi Aslı çayını içerken.
"Koştu resmen." Dedi Elif.
Gökçe kızarmıştı. Ne diyeceğini bilemez bir halde öylece Damla'nın yüzüne bakıyordu. Bunların çadır kesin alev alacaktı.
"Böyle yapma demiştim sana." Diye mırıldandı gözlerini kaçırarak.
"O zaman kabul et artık, seviyorsun işte beni."
"Damla..." Gökçe cidden yorgun görünüyordu. Damla'nın aksine düşündüğü çok şey var gibiydi. "Lütfen..." Başka bir şey söylememişti. Damla sıkıntılı bir nefes verdikten sonra,
"Peki." Diyerek arkasına yaslanmıştı.
Ortam sessizleşmiş, duyulan tek şey tavuğu kesmeye çalışırken tabağa vurduğum bıçağın sesiydi. Kızlar yine 'Gerçekten mi İlay?' bakışları attılar. Onlara omuz silktikten sonra kestiğim tavuk parçasını ağzıma attım.
"Neyse malzemeleri mesaj olarak atarım size. Herkesin ne getireceğini paylaştırırız yanımızda gereksiz yük olmaz. İki arabayla gideceğiz."
"Ne zaman gidiyoruz?" diye sordu Aslı.
"Ayarlarız birkaç güne." Damla'nın bütün keyfi kaçsa da bilgi vermeye devam ediyordu.
Telefona gömüldükten bir sonra kafasını kaldırdı.
"Hanginizdi?" diye sordu kaşlarını çatarak.
"Ne hangimizdi?" Neysen bahsettiğini bile bilmiyordum.
"Hanginiz haber verdi bunlara?" derken Emirhan'ın gruba attığı mesajı gösteriyordu.
Emir: Kampa gidiyormuşuz
Emir: Olmadı böyle az daha geç söyleseydiniz
Oğuz: Aynen
Batu: Dışlandık ulan
Aslı sessizce elini kaldırdı.
"Dün ağzımdan kaçırdım."
"Gel de uğraş şimdi. Zaten keyfim kalmamıştı hepten kaçtı." Diyerek ayağa kalktı Damla. "Ben gidiyorum, görüşürüz sonra."
Damla giderken Gökçe üzülerek yere bakmıştı. Bunların arasını da yapmak lazımdı gerçekten, her seferinde böyle olmazdı. Kamp bunun için idealdi, dönüşte el ele olmaları için bazı planlar yapmam gerekiyordu anlaşılan.
Ama şu anlık güzel beynimi yormama gerek yoktu o yüzden yemeğimi yemeye devam ettim. Sonrasında Damla ile Emirhan büyük kavga etmişlerdi. Damla daha fazla Emirhan ile aynı ortamda bulunamayacağını söylese de ortalık biraz yatışınca sakinleşeceklerini umuyordum. Çünkü biri en yakın arkadaşım diğeri kuzenimdi. Sürekli yan yana gelmeleri kaçınılmaz olacaktı.
"Biz sizin arabayla geliyoruz." Diyen Elif ve Aslı, bizim arabaya binmiş. Gökçe ve Damla'yı yalnız bırakmıştık. Kavga ederken kaza yapmasalar bari. Damla yolu göstereceğinden makul bir hızda önümüzde sürüyordu. Arabayı Sıla sürmek istediği için koltuğu ona bırakmış kızlarla konuşuyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aptalın Biri (GirlxGirl)
KurzgeschichtenBaşlangıç Tarihi: 05.06.2018 Yarı Texting -,- Arkadaşlar sevişme çok (belki hiç) yok bu hikayede... Anonim: Ben bir ayyaşım Sekiz çizer ayaklarım Özlemişim sarhoşluğunu bu semtin sokaklarının Gecenin 1'i Aptalın biri Kalbinin dışında bekliyor içer...