Okul normal seyrinde devam ederken Sıla yeni arkadaşlarından sürekli bahsetmeye başlamıştı. Artık onlarla tanışmanın farz olduğunu düşündüğümden Sıla'dan kafeye davet etmesini istedim. İnşallah gözüm tutardı da Sıla'm artık mutlu olurdu.
Okul çıkışı kafede buluşmak için sözleşmiştik. Benim dersim bir saat erken bittiğinden Gökçe ile kafeteryada oturmuş çene çalıyorduk. O da Damla'yı bekliyordu. Araları çok iyi olmuştu ve sanırım mutlu devam eden bir ilişkiye başlamışlardı.
"Heyecanlı mısın?" Gökçe'nin sorusuna güldüm.
"Neden kızım sevgilisiyle tanıştıracakmış edasıyla soruyorsun soruyu?"
"Bir nevi öyle. Elinde büyüdü Sıla senin."
"Haklısın aslında. Kendi başına arkadaş edindi, aşırı mutluyum."
"Hiç sorma. Üç yıldır Sıla'yı tanıyan beni düşün bir de."
"Büyüdü değil mi?" dedim Gökçe'ye yan bir bakış atıp.
"Büyüdü, büyüdü."
"Damla da senin elinde büyür umarım." Diyerek güldüm.
"Damla büyümese de olur." Derken kızardı. "Onun çocukluğu da güzel."
"Ohooo, ateş bacayı sarmış bile. Bizim alt kattaki kiracılar çıkacakmış. Çıktıklarında isterseniz siz de gelin oraya taşının. Apartmanı gökkuşağına boyayalım." Derken güldüm. Olabilirdi aslında ama ilk iki kat ne tepki verirdi bilemiyorum. Şu an bile Sıla ve beni ev arkadaşları sanıyorlardı.
"Valla mı?" Gökçe anında teklifimin üstüne atlamıştı.
"Daha çıkmalarına bir ay falan var ama Damla'yla konuş istersen. Aranızda halledebilirseniz, gelin taşının. Kira almayacağım sizden."
"Apartman sahibi arkadaş mı... Allah herkese versin bundan. Sana sarılabilir miyim?"
"Cıvıklaşma. Hadi ben kaçtım, buluşacağımız kafeye geçiyorum." Diyerek ayağa kalktım.
"Görüşürüz yarın."
"Görüşürüz." Diyerek vedalaştıktan sonra yanından ayrıldım. Okuldan çıkıp yürüme mesafesinde olan kafeye doğru yürüdüm. Araba Sıla'daydı, o arkadaşlarını getirecekti. Uygun bir yere oturup Sıla'yı beklemeye başladım. Heyecanlı değilim dersem yalan olurdu.
Çok değil, benden biraz sonra Sıla iki arkadaşıyla kapıdan girmişti. Gözleri doğrudan beni bulurken kocaman gülümsedi. Aynı şekilde gülümseyerek karşılık verdim.
Masaya yaklaştıklarında oturmadan önce ellerini bana uzatıp isimlerini söylediler.
"İnci." Dedi daha kısa boylu olan.
"Sanem." Dedi diğeri. İkisiyle de tokalaşıp, "İlay." Dedim.
"Nasılsınız?" diye sordum sıcak davrandığımı umarak. Tavırlarım yüzünden her şeyi batırmak istemiyordum.
"Demek Sıla'nın dilinden düşmeyen İlay sensin." Dedi Sanem gülerek. İnci'ye göre daha sıcakkanlı duruyordu.
"Öyle mi?" derken Sıla'ya baktım. Utanarak kafasını çevirdi.
Normalde notlardan sonra Sıla'nın başı daha kalabalıktı ama kalabalık gittikçe dağılmış ve bu ikisi kalmıştı. İkisiyle de iyi anlaşıyordu ve akşam evde heyecanla onları anlatıyordu. Zaten bu yüzden tanışmak istemiştim. İkisinden de Berfin'den aldığım enerjiyi almıyordum, o yüzden şimdilik sorun yoktu.
Gülerek kızlara döndüm. "Nerelisiniz?"
"Ben İzmir." Dedi Sanem.
"Muğla." Dedi İnci.
"Yakınmışsınız."
"Öyle denk geldi. Sevindik biz de." Diyerek güldü İnci.
Kızlar iyiydi. Cidden iyilerdi yani herhangi bir şey hissetmiyordum. Sezgilerim kuvvetliydi dolayısıyla tek bakışta insanların ne mal olduğunu anlayabiliyordum ama kızlar konusunda kötü bir şey hissetmiyordum. İkisi de üniversiteye okumaya gelmiş sıradan kızlar gibiydiler. İnci'nin bileğinde gökkuşağı bilekliği vardı. Bunu bile bile İnci ile arkadaş olmuştu Sanem ve bu yüzden Sıla'yı yargılamamışlardı.
Kızlar tatlı söylerken bende atıştırmalık kızartma tarzı şeyler söyledim. Yiyeceklerimiz gelene kadar sohbete devam ettik. Sıradan konular konuşuyorduk ama Sıla o kadar mutluydu ki sürekli ağzı kulaklarındaydı. Bizim anlaşmamıza sevinmiş olmalıydı. Özellikle Berfin meselesinden sonra yaşadıklarımız düşünülünce bu kızlar nimet gibi bir şeydi.
"Bunu söylesek mi bilemiyoruz." Diyerek İnci'ye baktı Sanem. Aha, bir şey geliyordu. Lütfen Sıla'yı üzecek bir şey olmasın, lütfen.
İnci kafasını olumlu anlamda sallayınca Sanem konuşmaya devam etti.
"Biz Sıla'nın kızları sevdiğini daha okulun ilk günü fark etmiştik zaten. Onunla daha erken arkadaş olmak istemiştik ama Berfin herkese Sıla'nın sevgilisinin okulun sahibi olduğunu yanlışlıkla da olsa onu üzersek senin bizi okuldan dahi atabilecek gücün olduğunu söyledi. O yüzden biz de biraz çekindik. Ama ikiniz de dünyalar tatlısısınız bu yüzden bu durum çok tuhaf geldi."
Konuşmanın ortasında bende bağlantılar kopmuştu. Sinirden ellerim titremeye başlayınca Sıla ellerimi tuttu. Bütün o kabusların, Sıla'nın girdiği depresyonun, kendisini üzmesinin sebebi çocukça davranan ya da aklı sıra Sıla'yı diğerlerinden uzak tutmak isteyen bir kız yüzünden miydi?
Ben şimdi bu kızı parçalasam, haklıydım. Hem de sonuna kadar haklıydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aptalın Biri (GirlxGirl)
Historia CortaBaşlangıç Tarihi: 05.06.2018 Yarı Texting -,- Arkadaşlar sevişme çok (belki hiç) yok bu hikayede... Anonim: Ben bir ayyaşım Sekiz çizer ayaklarım Özlemişim sarhoşluğunu bu semtin sokaklarının Gecenin 1'i Aptalın biri Kalbinin dışında bekliyor içer...