Başlangıç Tarihi: 05.06.2018
Yarı Texting -,-
Arkadaşlar sevişme çok (belki hiç) yok bu hikayede...
Anonim: Ben bir ayyaşım
Sekiz çizer ayaklarım
Özlemişim sarhoşluğunu bu semtin sokaklarının
Gecenin 1'i
Aptalın biri
Kalbinin dışında bekliyor içeri...
Bölüm Aslı'dan ahjdklsfsdfsd ileride Aslı ve Elif hikayesi yazma olasılığım %15000 jkflsdfdsgdflgdf
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
<<<<<<<<<<<<
Aslı'dan
"Aslı biz ne yapıyoruz?" diye sordu yanımda uzanan kız. Çıplak vücutlarımıza göz attım.
Tek kaşımı kaldırarak yanıtladım, "Fütursuzca sevişiyoruz."
"Peki doğru bir şey mi yapıyoruz?"
"Bunun yanlış olduğunu üçüncü sevişmemize kadar fark etmemen şaşırttı beni Elif."
"Dalga geçme." Diyerek yüzünü yastığa gömdü. İtiraf etmeliydim ki, tatlıydı. Onun ilk öpücüğünü aldıktan sonra her şey aşırı hızlı gelişmişti. Mesela ikinci gün onun evine gelmiştim ve aramızdaki çekime karşı koyamayıp sevişmeye başlamıştık. İki kat yukarıda İlaylar vardı ve bu gizli kaçamağımız yüzünden ben evden her çıktığımda adrenalin seviyemiz nirvanaya ulaşıyordu.
Yurttan birileriyle kavga ettiği için babasına kendini felaket acındırmıştı ve İlay'ın ona teklif ettiği eve yerleşmişti. Böyle daha rahat olduğunu her seferinde dile getirip İlay'a teşekkür ediyordu.
"Tuğçe'yle görüşüyor musun?" diyerek ağzını aradım. Pekala, sonuçta sevgili değildik. Onun üzerinde hiçbir hakkım yoktu. Biz sadece libidosuna yenik düşmüş iki maldık.
"Hayır. " Dedi net bir şekilde. Kafasını bana doğru çevirip yüzüme baktı. Yatak başlığına yaslanmış telefonla uğraşıyordum. İkimizin de pek utanma duygusu olmaması birbirimizin yanında çıplak oturmamıza yetiyordu. "Neden sordun?"
"Sadece merak ettim."
"Eksikliğimi hissetmiyor olsa gerek." Diyerek iç çekti. Yanlış zamanda, yanlış kişiyle takılıyordum. Bu farkında olduğum gerçek bile beni ona dokunmaktan alıkoyamıyordu.
Omzunu öpüp yataktan kalktım. Duşa girip üstümü giyinirken hala yatakta yatıyordu.
"Çıkıyorum ben." Dedim kapıya giderken.
"Dikkat et, İlay evde." Diyerek güldü. Gülerken köpek dişi dudaklarına takılıyordu ve bunu bile inanılmaz tatlı buluyordum.
"Yakalanırsam, sıkıldım sana geliyordum derim." Diyerek bende güldüm. Bu, saklamamız gereken bir şeydi.
Evden çıkıp arabayı park ettiğim sokağa doğru yürüdüm. İlay'a yakalanmamak için arabayı bile iki sokak aşağıda bırakıyordum. Arabaya binerek derin bir nefes aldıktan sonra eve doğru sürmeye başladım. Özellikle annemin bunu öğrenmemesi gerekiyordu. Abartmıyordum, ciddi anlamda beni evlatlıktan reddedebilirdi. İlay'a tepkisini göstermiyordu ama onaylamadığını açıkça belli ediyordu.
"Neredeydin?" diye sordu kapıdan girdiğimi gören annem.
"Arkadaşlarımla dışarıda. Ne zamandan beri beni sorguluyorsun?" Normalde hiç karışmazdı. Anne hissiyatı mı nedir bir şeylerden mi şüphelenmişti acaba? Bir de Elif'le özellikle dikkat ediyorduk boyunlarımızı sağlam bırakmak için.
"Hiç, merak ettim sadece."
"İyi." Diyerek omuz silktikten sonra kendimi odama attım. Yakalandım diye üç buçuk atmıştım. Kalbim hala fazlasıyla hızlı atıyordu.
Evlatlıktan reddedilirsem Oğuz abim bana bakardı inşallah. Çokta güvenmek istemiyorum şimdi. Ay harbi, ne bok yerdim o zaman? Gerçi, bu tehlikeyi sevdiğim de bir gerçekti.
Çalan telefonumu cebimde bulup çıkardım.
"Buyur Fatih." Dedim mırıldanarak.
"Akşam dışarı çıkıyoruz gelecek misin?" Liseden arkadaşlarımdı. Hala bağlantıdaydık.
"Gelirim, neresi?"
"Ben alırım seni."
"İyi tamam, görüşürüz."
Telefonu kapattıktan sonra biraz yattım. Kalkıp hazırlandıktan sonra çıkma vaktine kadar oyalandım. Arabaya binmeden önce Fatih karşılamak için sarıldı.
"Özlettin kendini."
"Bende sizi özledim." Çok da özlediğim söylenemezdi aslında. Arabaya binip emniyet kemerimi taktım.
"Yeni bir mekân bulmuş bizimkiler. Oraya gidiyoruz."
"Batu geliyor mu?" Haliyle arkadaşlarımız ortaktı. Evde görmediğim için sormuştum.
"Net bir şey söylemedi."
Sessizce arabayı sürmeye devam etti. Bar kafe tarzı bir yere gelmiştik. Ortamı hoştu. Canlı müzik de vardı. Bizimkilerle selamlaştıktan sonra yanlarına oturdum. Kafede gözümü kestirdiğimde köşede duran kişiyi ilk bakışta tanımıştım. Yanındaki çocuğa sırnaşıyor, yüzsüzce üstüne üstüne düşüyordu. Benim Elif'ime o kadar çektirdikten sonra ne yapıyor bu sürtük? 'Benim Elif'im? Oh Aslı'cım, tebrikler. Güzel sahiplendin, Allah bozmasın.' İç sesimi görmezden gelip bir süre masayı inceledim. Muhtemelen üniversitedeki arkadaşlarıydı.
Zaman akıp giderken bakışlarım kapıya kaydı. Haydaa, bunların ne işi vardı burada? Emirhan, İlay, Sıla, Damla, Gökçe, Elif... Bir abim eksikti. O malda henüz kendine gelememişti zaten Damla'ya inanılmaz kızgındı.
"Ne işiniz var burada?" Yanlarına gidip konuştuğumda ses tonuma ben bile şaşırmıştım. Sertti.
"Babasının mekanı sanki." Diyerek güldü İlay. "Batuhan söyledi, güzel canlı müzik var diye biz de gelelim dedik. Gruba baksaydın ya."
Senin ağzına sıçayım Batuhan.
Elif heyecanla bana ve etrafa bakarken kaçınılmaz olan gerçekleşti. Tuğçe'yi gördü. Dudakları şaşkınlıkla açılırken çocukla gayet samimi görünen Tuğçe'den gözlerini alamamıştı. Bu neden canımı sıkmıştı bilmiyorum.
"Elif gelip bana yardım etsene." Diyerek elinden tutup çekiştirerek lavaboya soktum. Ağlamıyordu ama sanki bütün gözyaşlarını içine akıtır gibiydi.
"Gördün değil mi? Eğer gelmeseydim bana hiç söylemeyecektin."
"Neden söyleyeyim Elif?" dedim sinirlenmeye başlayarak. "Kızın umurunda bile değilsin neden söyleyip canını sıkayım?"
"Beni sever misin?" diye sordu gözlerime bakarak. Bizim için bunun anlamı farklıydı, bu şu an seni istiyorum demekti. Boş tuvalet kabinine sokup arkamızdan kilitledim. Ben seni severim dedikten sonra öptüğüm için kibarca, sevişirken onu sevmiş oluyordum. Hay aklıma sokayım ya.
Dudaklarımı boynuna indirerek kalçasını avuçladım. Maşallah bendeki de yılların tecrübesi.
"Boynum." Diye mırıldandı. "Moraracak."
"Fark etmedim." Diyerek üstündeki tişörtü sıyırdım. Göğüslerine inerken içimden basılmamak için dualar ediyordum. Damla şerefsizi kesin anlayacaktı. Eh, diğerleri de salak değildi tabi. Allah'ım bugün de başıma bela almazsam gerçekten uslu bir kız olacağım. Galiba olacağım. Üzgünüm emin olamadım. Zira Elif'i çoktan avuçlamıştım ve inlemesini bastırsın diye elimle ağzımı kapatmıştım. Çok üzgünüm sevgili arkadaşlarım, Aslı'nız sandığınız kadar masum değil...