12'YE YETİŞTİM ULANNNN
<<<<<<<<<
"İlay vazgeçtim. Çıkarma! Çıkarma sakın o üstünü!" diyerek çığlık atıp arkasına döndü Sıla.
"Ne oldu Sıla Hanım? Emindiniz kendinizden?" diyerek bikininin askısını çözerken sırıttım.
"Yarim tamam sen kazandın iddiayı falan valla bakamıyorum çıkarma üstünü."
"Hadi Sıla hadi bir an önce duş alıp çıkmamız lazım çocuklar aç."
"Sen al ben senden sonra girerim."
"Sıla buraya gel! İki adımlık banyoda kovalamaca oynamayalım istersen."
"Ama İlay'ım..."
"Çıkar üstündekileri."
"En sevdi-"
"Çıkar!"
"Ölürsem kabrime gelme istemem." Diyerek bikinisinin askısını çözdü. Buraya kadar her şey güzeldi. Fakat bikinisinin üstünü çıkardıktan sonra bende hatlar koptu. Sıla koluyla kapatmaya çalışıyor, baştan ayağı kıpkırmızı geçmiş bir şekilde yüzünü saklamaya çalışıyordu.
"Be-be-bence altımızı çı-çıkarmasakta o-lur." Dedim kekeleyerek. Çünkü dokunma dürtüm en üst seviyeye çıkmıştı.
"Be-be-ben-ce-cede." Sıla da aynı şekilde kekeleyerek cevap verdi.
Tek bir duş başlığı vardı dolayısıyla altına beraber girmek zorundaydık. Vaziyet fenaydı, heyecandan Sıla'dan önce bayılmak üzereydim.
Aynı boyda değildik. Sıla'nın boyu benden 7-8 santim kısaydı ama göğüs uçlarımız neredeyse birbirine değecekti. Sıla parmak ucunda bir yükselse ortalık alev alev yanacaktı.
Sıla'nın da benden aşağı kalır bir yanı yoktu. Domates tonunu aşmıştı kızarıklığı. Yani olağanüstü hâl ilan edilecek bir durumdu. En son bu şekilde kızardığında antrenman kampındaydık ve ona gözlerimin içine bakarak onunla kurduğum fantezileri görüp görmediğini sormuştum. Sonrasında banyoya kaçmıştı zaten. Şu an kaçacak bir yeri de yoktu.
"Soğuk." Dedim bir adım ileri atılarak. Su soğuk akmaya başlamıştı ve doğrudan bana vurmuştu. Bir adım ileri gittiğimde ise Sıla ile neredeyse tek vücut olmuştuk. Ellerim titremeye başlamıştı. Neredeyse dizlerimin bağı da çözülecekti. Sıla'ya onca laf atarken hazır olmayan tarafın ben olma ihtimali var mıydı acaba?
"İlay." Dedi Sıla kısık sesle. "Bayılmak üzereyim o yüzden teker teker girebilir miyiz? İddiayı sen kazandın tamam mı? Zaten bu gidişle ben kesinlikle kaybedeceğim."
"Tamam kabinin dışında bekliyorum sen çıktıktan sonra girerim." Diyerek duş kabininden çıktım. Buzlu camın arkasından Sıla'yı izleyerek kendime bir miktar eziyet ettim.
Bikinisinin altını çıkarıyordu. Aman yarabbi şu camı azıcık aralarsam resmen Sıla'yı çırılçıplak görecektim. Beynime dolan gerekli gereksiz görüntüler sayesinde kalp ritmim sınırlarını zorluyordu.
"İlay!" Sıla'nın seslenmesiyle transtan çıktım.
"Efendim."
"Havluyu uzatır mısın?" Kabinin kapısını biraz aralamış gözlerini kaçırarak bana sesleniyordu. Doğru ya üstümde bir şey yoktu benim. Ayrıca göğüs uçlarım aşırı dikleşmişti. Resmen ben tepki veremiyordum ama vücudum benim yerime tepki veriyordu.
Havluyu verdiğimde sarınarak çıktı. "Ben gidip yemek yapmaya başlayayım." Dedi kapıya doğru ilerlerken. Acele edişinden bir an önce kaçmak istediği belliydi. Yerlerin ıslak olması ise tamamen benim şansımaydı. Sıla kapıya varamadan ayağı kayınca bütün çevikliğimle onu tuttum.
Belinden tutup vücudunu dikleştirdim. Yüz yüze geldiğimizde aramızdaki çekim inkar edilemeyecek raddeye gelmişti. Bu yüzden dayanamadım ve dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Elini yanağıma koyunca beline daha sıkı sarıldım. O sırada düşen havlusu falan ikimizin de umurunda değildi çünkü ortada şehvet denen şey vardı.
Ne yaptığımdan tam emin olmayarak elimi Sıla'nın kalçasına attım. Sanki senkronize olmuşuz gibi aynı anda Sıla zıplayarak bacaklarını belime sardı. Sıla'yı taşıyarak lavabonun oraya götürdüm. Bu arada öpüşmemiz hala devam ediyordu ve nefessiz kalmak üzereydim. Son bir kez dudağını öptükten sonra geri çekildim.
"Siktir." Diyerek inledi Sıla. "Devam edersek buradan cesedim çıkacak. Sal beni ineyim."
Nedense gülesim gelmişti. O yüzden kahkaha atmaya başladım. "Gülme." Derken Sıla'da gülmeye başlamıştı. Neden güldüğümüz konusunda bir fikrimiz yoktu ama bir şeylerle geçiştirmezsek muhtemelen ikimiz de devam etmeye çalışacaktık. Bu hiç iyi olmayacaktı.
Önünden çekildiğimde Sıla indi. Ben tabi fırsatı kaçırmayarak havlusunu sarana kadar Sıla'yı inceledim. Sıla ise kıpkırmızıydı ve kalbinin sesini duyabiliyordum. Sıla çıktıktan sonra duşa ben girdim. Az önce soğuk dediğim su bile yanan vücudumu söndürmüyordu. Boynuma kadar kızarmıştım muhtemelen. Soğuk suyla duş aldıktan sonra –gerçi bir faydası da olmadı hala yanıyorum– diğer havluya sarınarak çıktım. Ayağımın kaymamasına dikkat ettim çünkü banyoda beni tutacak bir Sıla yoktu.
Banyodan çıkar çıkmaz doğruca Sıla'nın odasına gidip getirdiğim iç çamaşırlarımı üstüme geçirdim. Sıla benden giyersin dediği için yanıma kıyafet almamıştım. Sıla'nın dolabının karşısına geçip giyebileceğim şeylere baktım. Bir tane şort bir tane tişört alıp üstüme geçirdim. Buram buram Sıla kokuyorlardı. Belli olmuştu, bu tişört bende kalacaktı.
Odadan çıkıp mutfağa Sıla'nın yanına gittim. Çocuklar zaten kendi hallerinde oynuyorlardı. İkisinin elinde de tablet vardı. Mutfak Amerikan mutfaktı. Salonla mutfağı ayıran betona oturup Sıla'yı izlemeye başladım. Sıla'yı mutfakta izlemeye bayılıyordum. Arada sırada bana dönüp gülümsemesini seviyordum. Sıla'yı seviyordum ve artık bundan gram şüphem yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aptalın Biri (GirlxGirl)
KurzgeschichtenBaşlangıç Tarihi: 05.06.2018 Yarı Texting -,- Arkadaşlar sevişme çok (belki hiç) yok bu hikayede... Anonim: Ben bir ayyaşım Sekiz çizer ayaklarım Özlemişim sarhoşluğunu bu semtin sokaklarının Gecenin 1'i Aptalın biri Kalbinin dışında bekliyor içer...