Odadaki gürültü sağ olsun gözlerimi yarıya kadar açarak etrafı taradım. Ben kaç saattir uyuyorum ya?
Damla ve Emirhan gelmiş Sıla'yla tek taraflı sohbet ediyorlardı. Sıla utanç moduna girmiş onları cevaplamaktan kaçınıyor, onlar da ara sıra Sıla'yı dahil ederek sohbet etmeye çalışıyorlardı.
"Ne işiniz var burada?" dedim mırıldanarak.
"Oh, uyanmış sonunda. Biraz daha uyusaydın öldüğünü düşünecektik." Dedi Damla dudak büzerek.
"Ne işiniz var burada?" diye tekrarladım soruyu. Cevabını alamamıştım sonuçta.
"Sıla arkadaşım kaza geçirmiş tabi ki gelecektim."
"Sıla ne zamandan beri arkadaşın?"
"Tanıdığımdan beri. Sanırım." Dedi Damla kafasını öne arkaya sallayarak.
"Peki sen?" diye sordum Emirhan'a bakıp.
"Sıla arkadaşım kaza geçirmiş tabi ki gelecektim." Diyerek Damla'nın verdiği cevabın aynısını verdi. Sabah sabah beni sinirlendirmek için sözleşmişler miydi? Yeni uyanan bir İlay'dan daha huysuzu henüz hiçbir yerde yoktu.
"Tamam gördünüz iyi. Şimdi gidin." Diyerek kapıyı gösterdim.
"Yoo." Dedi Emirhan omuz silkerek. Senin ben ta...
"Evet ya sohbet ediyoruz ne güzel. Sen gelmiyorsun diye okula da gitmiyorum. Çok sıkıcı çünkü. Bu arada sana yeni haberler getirdim."
"Ne haberi?" bütün dikkatimi Damla'ya vermiştim.
"Hazal yurt dışına gidiyor."
"Desene babam kırk yılda bir işe yaradı."
"Dün okula gelip herkese veda etti. Tabi tek taraflı oldu bu veda. Çünkü senin bütün okula attığın mesaj yüzünden kimse onunla konuşmadı. Tek başına vedasını yapıp gitti. Açıkçası biraz üzüldüm onun adına."
"Bana ne, kendisi başkalarına zorbalık yaparken iyiydi. Hiç üzülemem valla iyi olmuş. En azından okuldaki otoritemi sorgulayan olmamış."
"Anıl da yeni bir kız bulmuş kendine."
"İşte o beni hiç ilgilendirmiyor." Diyerek kafamı geriye yasladım.
"Bu kız sizin takımdan ama."
"Devam et."
"Adı Gökçe." Demesiyle Sıla'yla birbirimize baktık.
"İkiniz de mi tanıyorsunuz?"
"Benim arkadaşım. Ve bütün yıl Hazal'la çıkarken Anıl'ın bana yürüdüğünü biliyordu." Dedi Sıla sonunda konuşmaya katılarak.
"Şerefsize bak sen, devam et." Dedim kafamı sallayarak. Sıla bir şeyi itiraf etmiş olmanın getirdiği utançla örtünün altına saklanmaya çalıştı.
"O kafanı soktuğun kumdan geri çıkar ve konuşmaya devam et. Mesela Anıl'ın sana yürüdüğü kısımdan." Diyerek onu zorladım.
"Ya işte bu Anıl sürekli benimle konuşmaya çalışırdı, bir yerlere davet ederdi. Tabi ben büyük bir ustalıkla başımdan savardım çünkü son erkek bükücü olma ihtimalim var. Hazal bunu duyardı, gerisini biliyorsun zaten. Genel olarak Hazal'la aramızdaki problem Anıl'ın bok yemesiydi."
"Benim anlamadığım Gökçe bunu yapacak kız değildi. Sonuçta kendisi okuldaki tek arkadaşım ve onu iki yıllık süreçte emin ol gayet iyi tanıdım. Anıl yüzünden Hazal'la yaşadıklarımı biliyordu o yüzden yeltenmezdi bile. Sevdiğim telefonumu uzatsana." Dedi yan tarafımdaki sehpayı işaret ederek. Odada hala Emirhan ve Damla vardı. Ve Sıla bana sevdiğim olarak seslenmişti. Bunu ne zaman fark edeceğini kafamda tatarken telefonuna uzandım ve ona uzattım. Telefonu eline aldığı an fark ederek tenini kırmızıya bürüdü.
Gökçe ile ne konuşacaklarını aşırı merak ettiğimden koltuktan kalkıp Sıla'nın yanına oturdum. Bunu bekliyormuş gibi kafasını omzuma dayadı.
"Biz çıkalım o zaman." Dedi Emirhan öksürerek.
"Bir zahmet." Dedim kapıyı işaret ederek.
"Daha buradaymışsınız, kuzen istediğin bir şey varsa mesaj at getireyim." Diyerek ayağa kalktı.
"Ben de gidiyorum ikinizin yanında sap olmak beni bir miktar üzdüğünden kendime sevgili bulacağım. En kötü Emirhan'a kalırım." Dedi Damla da.
"Hah sanki mümkünmüş gibi." Dedi Emirhan.
"Haklısın mümkün değil sana kalmam."
"Bana kurban ol sen."
İkisi atışarak çıkarken gözüm Sıla'nın elindeki telefona kaydı. Mesajları okuduğumu fark etmişti ve bir şey dememişti. Bu demek oluyordu ki okumaya devam edebilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aptalın Biri (GirlxGirl)
Short StoryBaşlangıç Tarihi: 05.06.2018 Yarı Texting -,- Arkadaşlar sevişme çok (belki hiç) yok bu hikayede... Anonim: Ben bir ayyaşım Sekiz çizer ayaklarım Özlemişim sarhoşluğunu bu semtin sokaklarının Gecenin 1'i Aptalın biri Kalbinin dışında bekliyor içer...