0.6

12.5K 899 212
                                    

Revire gittikten sonra bileğim sargılı bir şekilde çıkmıştım. Bir ders boyunca revirdeki yatağın keyfini de çıkarmıştım tabi ki. İşemem gerektiği aklıma gelince 3. Katta fazla kullanılmayan lavabolara gittim. Klozete oturduğum gibi rahatladım. Şu dünyada işemek kadar güzel hissettiren bir şey yoktu bence.

Birkaç ayak sesi duyduğumda kaçlarımı çattım. Buraya insanlar çok nadir gelirdi.

"Kızım ben sana demedim mi Anıl'a bakmayacaksın diye?" Bu kızın sesini tanıyorum. 'Aha geldi orospu.' Dedi iç sesim hatırlatarak. Hazal'dı.

"Bakmadım zaten." Ses kulaklarıma dolduğu an böyle bir ses var olabilir mi diye düşündüm. Biraz kısık ve tiz bir sesti. Çok hoştu.

"O zaman niye konuşuyordu seninle sürtük?"

Sesini duymayı beklemiştim ama cevap gelmemişti.

"Bana bak, Anıl'dan uzak duracaksın. Benim sevgilim o."

"Git tasma tak o zaman benimle konuşmasın." Sesi yine kısık çıkmıştı. Bu söylediklerine içten içe kahkaha atmıştım.

"Ne dedin lan sen?" diye gürleyen Hazal'ın ardından şak diye bir ses geldi. Tokat mı attı o? Gerekli işleri yapıp kapının kilidini açtım. Dört kişi vardı, siyah saçlı kızı çevrelemişlerdi. Duyduğum sesin onun olduğuna emin olmuştum. Topallayarak yanlarına ilerlemeye başladım.

Yüzünü inceledim ister istemez. Beyaz tenliydi. Mavi gözlerini çevreleyen uzun kirpikleri çok güzeldi. Yanağındaki ize baktığımda kaşlarımı çattım. Hazal'a döndüm. Ayağımı gördüğü gibi laf attı.

"Hayırdır İlay, sakatlandın mı?" dedi keyifle.

"Kaybol." Dedim buz gibi sesimle.

"Ne?" Yüzündeki gülümseme silindi.

"Defol." Dedim sesimi biraz daha yükselterek. Zaten benden korkardı, anında çıktı lavabodan.

"Ee- be-ben teşek-şekkür e-ederim." Dedi kız yüzünü yere eğerek.

"Senin için değildi."

"Yine de teşekkür e-ederim." Dedikten sonra çıktı lavabodan. Bende hiç acelem yokmuşçasına elimi yıkayıp çıktım. Anonimden mesaj var mı diye telefonu kontrol ettiğimde olmadığını gördüm. İster istemez suratım asılmıştı.

Hazal da keyfimin içine etmişti zaten. Yüzüm asık bir şekilde sınıfa girip en arka sırada Damla'nın yanındaki yerime oturdum.

"Bileğin çok kötü mü?" diye sordu Damla.

"Yoo, niye?"

"Hiç bir saat boyunca revirde kaldığın olmamıştı. Çok ağrıyor herhalde diye düşündüm."

"Yatıyordum."

Devamını dinlemek istemediğim için kafamı sıraya gömdüm. Derse giren fizikçi bir şeyler anlatırken hiç oralı olmadım. Kafamı da sıradan kaldırmadım. Telefonuma gelen bildirim sesiyle kafamı hızla kaldırdım. Tabi sessiz sınıfta bildirim sesini duyan sadece ben değildim. Herkes kafasını çevirmiş bana bakmıştı.

Fizikçi ders anlatmayı bırakmış bana bakıyordu.

"İlay niye telefonun sessizde değil?" diye sordu ciddi görünmeye çalışarak. Görünmeye çalışarak diyorum çünkü bana ciddileşemezdi.

"Mesaj bekliyordum ondan. Kontrol ediyorum şimdi siz anlatmaya devam edin." Dedim omuz silkerek.

Hocaya atar yaptığıma değil, daha çok mesaj bekliyordum lafına takılmıştı sınıf arkadaşlarım. Doğru ben mesaj beklemezdim. Mesajı açmamla yüzümde nedensiz bir gülümseme oluştu. Daha fazla milletin ağzına laf vermemek için hemen gülümsemeyi silip soğuk yüzümü takındım.

Anonim: Bugün seni bir kere daha sevdim.

Anonim: Sen başıma gelen en güzel şeysin

Anonim: O ayağın gözümden kaçmadı

Anonim: Revire gittiğin için teşekkür ederim

Aptalın Biri (GirlxGirl)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin