Sıla'nın mesajlarını okuduktan sonra cevap vermedim. Gerekli sıkıştırmayı öğlen yapabilirdim. Özellikle intihar konusunu.
Telefonumdan arama motruna 'Randevularda ne yapılır' yazıp arattım. Konuya o kadar uzaktım yani. Ama çıkan sonuçların hepsi hastane randevusu ile ilgiliydi. Aramayı biraz daha değiştirip sevgili kelimesini öne getirdim. Çıkan sonuçlara kısaca göz atarak bir kafede oturma fikrini benimsedim.
Saat öğlene yaklaşırken üstüme rahat bir şeyler giydim. Saçlarıma şekil vermekle uğraşmayı sevmediğim için ve tabi kestirmeye de kıyamadığım için açık bıraktım. Önüme gelen bir kısmını arkada hafif bir şekilde toplamıştım ama genel olarak açıktı.
Parfüm sıkıp sıkmamak arasında gidip gelirken sıkmamaya karar verdim. Sıla'ya sarılırsam onun kokusu geçsin üstüme.
Ortamına göre makyaj yaptığımdan bu seferki hafifti. Hafif bir makyajdan sonra arabanın anahtarını ve küçük bir çanta alarak evden çıktım. Dışarı çıktığımı gören Zahide abla beni durdurdu.
"Yemeğe gelecek misin kızım akşam?"
"Belli olmaz." Diyerek onu yanıtladım. Randevunun sonunun bir otelde bitmesini elbette bende isterdim ama bu süreçte herhalde imkânsız gibi bir şeydi istediğim. Ama ne demişti Sıla, seni iç çamaşırınla gördüğümden beri aklıma dolan sahneleri ne yapacağız sevdiğim ne gibi sahneler olduğunu inanılmaz merak ediyordum mesela.
Arabaya atladığım gibi Sıla'nın evine doğru sürdüm. Ne zamandır aklımda motor almak vardı ama bir türlü kısmet olmamıştı. Gidip güzel bir yarış motoru alsam mı acaba? Motoru alıp Sıla'nın arkama bindiğini düşündüm. Belime sarılan kollarını düşündüm. Alıyorum.
Sıla'nın evine geldiğimde ablasıyla karşılaşma ihtimalim olduğundan zili çalmak yerine mesaj attım. Sıla utangaç olduğu için insanlarla konuşmuyordu bende pek insan sever biri olmadığım için.
İlay: Kapıdayım
Çiçeğim: Hemen geliyorum
Bunu yazdıktan yaklaşık 30 saniye sonra falan kapıdan çıkmıştı. Bahçeyi geçip dış kapının ardındaki arabamın ön koltuğuna kurulması ise başka bir 30 saniyeydi. Bindiğinde nefes nefese kalmıştı.
"Çok bekletmedim değil mi?"
Hayatımda duyduğum en saçma soruydu. Bir dakika bile olmadı mesaj atalı ve çok beklemek? Sıla'nın suratına baktığımda kafasını cama çevirdi. Bu tatlı halleri de ayrı bir hoştu.
Ben arabayı çalıştırırken,
"Nereye gidiyoruz?" diye sordu.
"Kafe?" dedim sorar gibi. Belli bir planım yoktu aslında. Sadece kafe seçeneğim vardı.
"Çok kalabalık." Deyip yüzünü buruşturduktan sonra, "Neyse seninle cehenneme olsa yine giderim. Götür beni gittiğin yere sevdiğim." Dedikten sonra kıkırdadı. Ben, ne diyor bu mal diyerek düşüncelere boğulmuştum. Sonra dediği şeyi fark edip utanç moduna girdi. Utanç modunda kendi kendine girdiği triplere gülümseyerek daha önce hiç gitmediğim hoş bir kafe arayışına girdim. Sık gittiğim bir yer olsaydı bütün ilgi üstümde olurdu ki Sıla yanımdayken bu isteyeceğim son şey.
Güzel ve elit görünen bir kafede durdum. Arabayı valeye verdikten sonra Sıla'nın yanıma gelmesini bekledim. Ama beni bir adım geriden takip ediyordu. Gözlerimi devirdikten sonra elinden tuttum ve yanıma gelmesini sağladım. Bu şekilde bile çoktan bayılacakmış gibi duruyordu ama kendini tuttu. Aferin sevgilime yavaş yavaş bayılma seanslarını azaltıyoruz.
Boş masalardan birine otururken karşıma geçti. Gözlerini benden kaçırsa da ara sıra bana bakıyordu.
"Randevuda ne yapılır?" diye sordum pat diye. Sonuçta onun tecrübesi vardı.
"Bana mı soruyorsun?" dedi suratıma boş boş bakarak.
"Bir çocukla çıkmıştın sen. Ondan soruyorum." Diyerek gözlerine baktım. Önceden anlattığında hiçbir şey hissetmemiştim ama şu an sesli dile getirince için bir tuhaf oldu. Nedense çocuğa sinirlenmiştim. Bu duygu da ne böyle be. Çocuğu elime verseler bir kaşık suda boğacak duruma gelmiştim. Yüzümü buruşturup Sıla'ya baktım.
Kafasını eğdi önce.
"Şey ona karşı bir şey hissetmiyordum. Sadece bir kere dışarı çıktık, onda da sahilde oturduk biraz. Elimi tutmaya çalıştığında atar yaptım, bırakıp gitti bir daha da arayıp sormadı zaten. Geçen güne kadar." Dediğinde gözlerimden lazer çıkarabilme ihtimalimi düşünüyordum.
"Geçen güne kadar?" dedim sorar gibi.
"Bizim okulda kendisi. Bir şekilde seninle iletişimim olduğunu öğrenmiş sanırım tekrar yazmaya başladı. Senin hakkında ağzımdan laf almaya çalıştı falan. Ama postayı koydum sevdiğim merak etme."
Bütün bunları gözleri yere bakarken söylemişti.
"Başını kaldırır mısın?"
Yavaşça kaldırıp gözlerini gözlerime sabitledi. En çok da bu tarif edemediğim duyguyu seviyordum. Gözlerime baktığı an karnımda hissettiğim karıncalanmaya anlam veremiyordum.
"Şimdi oldu." Dedim gözlerine bakarken.
Biraz havadan sudan konuştuktan sonra Sıla telefonundan bir resim gösterdi.
"Bunu az önce çektim ben bağcığımı bağlarken beni beklediğinde. Çok doğaldın dayanamadım."
"Galerine girsem tonlarca resmim olacağına bahse girebilirim." Dedim gülerek. Bakmıştım daha önce biliyordum. Sıla bugün bilmem kaçıncı kez utanç moduna girerken bende sırıtıyordum. Telefonu elinden alıp resmi kendime gönderdim.
"En sevdiğim demek." Dedim kaydettiği ada bakarken.
"Öyle değil misin?" derken gülümsedi. Bense yukarı kıvrılan dudaklarına bakarak iç çektim. Çok güzeldi. Haddinden fazla güzeldi.
"Resmi Instagram'da paylaşacağım." Diyerek telefonumu elime aldım.
"Instagram'ı kapatsan olmaz mı? Stalk yaparken bayağı işime yaradı evet de çok fazla gereksiz insan var." Dedi huysuz huysuz.
Kafamı iki yana salladım.
"Senin de bir hesabın var değil mi? Kullanıcı adını gir." Dedim uygulamayı açıp telefonunu eline vererek.
"Gizli benim hesabım." Diye açıklama yapıp telefonda bir şeyler yaptıktan sonra bana uzattı. Sonra kendi telefonunu eline alıp bakmaya başladı.
"Dört ay önce şu bildirim için birilerini öldürebilirdim." Dedi telefonun ekranını bana doğru tutarak.
'Lilay sizi takip etmek istiyor.'
Takip isteğimi onayladığında hesabına girdim. Çok fazla takipçisi yoktu ki bunun sebebini tahmin edebiliyordum.
Kendi hesabıma girip Sıla'nın çektiği fotoğrafı paylaştım. Altına da aklımdan geçen bir cümleyi yazarak.
![](https://img.wattpad.com/cover/154154650-288-k700114.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aptalın Biri (GirlxGirl)
Short StoryBaşlangıç Tarihi: 05.06.2018 Yarı Texting -,- Arkadaşlar sevişme çok (belki hiç) yok bu hikayede... Anonim: Ben bir ayyaşım Sekiz çizer ayaklarım Özlemişim sarhoşluğunu bu semtin sokaklarının Gecenin 1'i Aptalın biri Kalbinin dışında bekliyor içeri...