Sınavlarım bitti jsfkslfsd KALDIM ÇOĞUNDAN jshfksadlfasd
OLUM YORUM YAPSANIZA YA, JENLISA OKUSANIZA YA, O DA GIRL X GIRL, OKUSANIZA OLUM
<<<<<<<<<<
"Sılaaa, çabuk ol." Havaalanının tuvaletinde Sıla'nın kabininin önünde ona sesleniyordum.
"Lan bekle iki dakika."
İkimizde sıkışmıştık ve lavabo dehşet doluydu. Sıla beraber girme teklifimi şiddetle reddettiği için, büyük ihtimalle insan çokluğundan, sıramı beklemek zorundaydım.
Sıla çıkar çıkmaz arkasından girdim hatta girerken Sıla'yı ittirmiş bile olabilirdim. Çünkü omzunu tutup 'Ah' dediğini hayal mayal hatırlıyorum. İşimi gördükten sonra büyük bir rahatlama ile çıkıp elimi yıkadım. Sıla lavaboya dayanmış kollarını göğsünde birleştirmişti. Suratının her zerresinden bana kızgın olduğunu görebiliyordum.
Sıla'nın utangaçlığı geçince tepkileri daha doğal olmuştu. İsteklerini dile getiriyor, bencilce şeyler istiyor ve duygularını açıkça gösteriyordu. Bense sonunda bir ilişkimiz var gibi hissediyordum.
Normalde olsa hemen sıkıştırır gönlünü alırdım fakat her yer kalabalık olduğu için Sıla'nın gönlünü alamıyordum. Lavabodan çıkıp uçağın giriş kapısının olduğu yere, diğerlerinin yanına döndük. Sıla hala surat astığı için birinci önceliğim onu yumuşatmaktı.
"Dünya'nın en güzel seveni, yanlışlıkla omzuna vurduğum için mi kızgınsın?" diye sordum bütün tatlılığımla. Bu ifadem bir kez olsun yanılmamıştı, muhakkak Sıla'nın üstünde işe yarardı. Yüz hatlarının çoktan yumuşamaya başladığını görebiliyordum.
"Yanlışlıkla mı? En sevdiğim, omzumu çıkardın yerinden." En sevdiğime terfi etmiştim. Yelkenleri çoktan suya indirmişti.
"Özür dilerim." Diyerek dudak büzdüm. Bu son kozumdu. Ben bu hallere düşecek insan değildim ama Sıla söz konusuydu.
"Eh, insani bir durumdu." Diye mırıldanmaya başladı. "Çok sıkışmıştın, sende haklısın tabi." Yumuşatma başarılı. Yanına oturup elini tuttum.
"Siz hayırdır?" diye sordu Damla bize bakarak.
"Bir şey yok."
"Gökçe kavganın kokusunu sende alabiliyor musun?"
"Ay bunlar kavga ediyorlar mı ki?" Bu Gökçe çok değişmişti çok. Ship ship diye peşimizde dolandığı günleri bilirim ben. Hep Damla bozdu bu kızı.
Emirhan şapkasını kafasına yüzüne indirmiş uyku pozisyonu almıştı. Yanlışlıkla gecenin 4'üne bilet alan Damla'yı hepimiz ayakta alkışlamıştık. Oğuzhan da gelmek istemişti ama ilgilenmesi gereken işler vardı o Emirhan gibi boş gezenin boş kalfası değildi, şirkette babasına yardım ediyordu. O yüzden daha sonra bize katılacağını söylemişti.
"Anıl arıyor." Gökçe telefonunun ekranına bakarak telaşlı bir sesle duyurmuştu. Yemin ediyorum ben bu kadar yapışık insan görmemiştim. Gideceğimiz güne kadar resmen çocuğu başımızdan savarken biz yorulmuştuk ama o ısrarla geleceğim derken yorulmamıştı.
"Ver bana." Dedim elimi uzatarak. Yeterdi artık.
Telefonu açıp kulağıma götürdüm.
"Ne var Anıl?"
"Gökçe?"
"Gökçe değil İlay ben ne istiyorsun?"
"Gökçe nerede?"
"Uyuyor."
"Uyandır telefona ver."
"Vermiyorum Anıl. Biz tatile gidiyoruz ve sen davetli değilsin, tamam mı? Kudur amk çocuğu izin vermiyorum, gelmeyeceksin." Dedikten sonra telefonu yüzüne kapattım.
"İlay küfür ettin." Emirhan şapkasını yüzünden çekmiş sırıtıyordu. Hay ya, ağzımdan kaçırdım işte. Konu Anıl olunca kendime engel olamıyordum.
"Ne istiyorsun köpek?"
"Hakkımı sonra kullanacağım." diyerek esnedikten sonra tekrar şapkasıyla yüzünü kapattı.
Telefonu Gökçe'ye verdim. "Aramalarını neyim engelle şu çocuğun gidene kadar rahat versin bari."
"Bu salağın o kadar aklı yoktur ama telefonundan yerini bulmayı deneyebilir. Şahsen ben bekliyorum süprayz biçız diyerek Antalya'ya gelmesini." Dedi Sıla yüzünü buruşturarak.
"Kurtulamıyoruz mu yani?" Sinirlerim adım adım tepeme çıkarken Sıla yine o muhteşem sözcüğünü söyledi. "Şşş, sakin ol yiğidim."
Bu arada bahsetmeyi unuttuğum bir konu var. Sıla saçını boyattı. Artık kahverengi-kumral arası bir renkti saçı. Sarı da vardı. Ve bende ona özenerek saçımı beyaz sarı arası bir renge boyattım. Tam olarak ne rengi olduğunu kestiremiyorum ama çok açık ten rengi gibi duruyordu. Arada kahverengileri de vardı.
Ve bu haliyle çok beğenilmişti. Hoş benim her türlü güzeldi. Sıla sıkıntıdan Instagram'ında dolaşıyordu. Bugün çektiğim fotoğraflardan birini paylaştığını gördüm.
Beğenenler lilay
İlayinki: Bakmıyorum çek hadi
yorumlar kapatıldı.
Tabi ki ilk beğenen bendim. Beni Damla takip etti, sonra Gökçe derken gecenin bu saatinde bir sürü kişi beğenmişti bile. Minnak burnunu yediğim ya. Ee, kız güzeldi, onu beğenmeyeceklerdi de kimi beğeneceklerdi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aptalın Biri (GirlxGirl)
Historia CortaBaşlangıç Tarihi: 05.06.2018 Yarı Texting -,- Arkadaşlar sevişme çok (belki hiç) yok bu hikayede... Anonim: Ben bir ayyaşım Sekiz çizer ayaklarım Özlemişim sarhoşluğunu bu semtin sokaklarının Gecenin 1'i Aptalın biri Kalbinin dışında bekliyor içer...