Ay ben ne şerefsiz bi yazarım sırf reklam yapmak için gittim bölüm yazdım ya djsbjfnkslmdgşsdfgsfdgsdfgsdf
Gençler 20 bölüm fantastik kitap attım gidip onu okuyun :D
Neyse bunu bitirince ona geçin he :D
<<<<<<<<<<
"En sevdiğim." Gözlerim anında açılmıştı. Birinin beni uykumdan uyandırması için yaklaşık yarım saat falan uğraşması gerekirdi ama Sıla ne zaman en sevdiğim dese anında uyanıyordum.
"Sıla." Diye mırıldandım.
"Kahvaltın hazır." Görüşüm sonunda netleştiğinde Sıla'nın gülümseyen yüzünü gördüm. Sıla artık reşit olmalıydı. Son bir ay kalmıştı ve üniversiteye başlarken Sıla ile ayrı eve çıkmayı düşünüyordum. Çünkü her sabah uyanınca bu görüntüyü görmek istiyordum. Henüz Sıla'nın haberi yoktu ama teklif ettiğimde kabul edeceğini biliyordum.
Koltuğun önündeki sehpanın üstü doluydu.
"Kahvaltıyı buraya mı hazırladın?"
"Evde hep odamda yediğimden alışkanlık oldu bende buraya hazırladım o yüzden." Diyerek elini ensesine attı.
"Bütün bunları iki kat boyunca taşıdığına inanamıyorum Sıla." Diyerek güldüm.
"Merdivenlerde iki tane tabak kırdım... Tam çıkarken birileriyle karşılaştım elim ayağıma dolaştı düşürdüm." Dedi mahcup bir ifadeyle.
"Senden önemli değil ya." Diyerek gülümsedim.
"Ama insanların başına iş açtım. Yani şey..."
"Önemli değil Sıla."
"Peki."
Yere oturup sehbanın üzerinde ne varsa silip süpürdüm.
"Kızım yesene valla kalmayacak sana." Dedim reçel sürdüğüm ekmeği ağzıma atarken.
"Ben seni izlerken doydum zaten." Dedi gülerek.
"Ne yapayım, sen bir şey yapınca iştahım açılıyor. Gerçekten yaptığın şeyleri yemeyi seviyorum."
"Sen iste yeter ki en sevdiğim, ömrüm boyunca yaparım ben sana."
"Yap o zaman. Bende ömrüm boyunca yaptığın şeyleri yerim."
"Aslında seninle bir şey konuşacaktım." Diyerek koltuğa yaslandı.
Ne diyeceğini hiç bilmediğimden tahmin yürütemiyordum. Yüzünden okumaya çalışıyordum ama hiç açık vermiyordu. Kötü bir şey mi iyi bir şey mi onu bile çözememiştim.
"Hmm?" dedim ağzım dolu olduğundan.
"Şef olmaya karar verdim." Öksürmeden ağzımdakileri yuttuktan sonra cevapladım.
"Ne olmaya?"
"Şef. Aşçı. Restoran açmak istiyorum."
"Gastronomi mi okumak istiyorsun?" diye sordum. Beni onaylayarak kafasını yukarı aşağı salladı. "Bu harika." Dedim coşkuyla.
"Sevdin mi?"
"Sevdim tabi. Hatta restoranı sana ben açmaya bile karar verdim. İşletme okuyayım bari restoran zinciri falan kurarız." Diyerek güldüm.
"Bir tanem, ciddi misin?"
"Evet, ciddiyim."
"Benim yüzümden okumak istediğin bölümü değiştirmeni falan istemiyorum."
"Okumak istediğim bir bölüm yoktu ki. Spor bölümüne girecektim sonra fark ettim ki sporu her zaman yapabilirim. Madem sen restoran açmak istiyorsun, o restoranı ben sana açarım."
"Bebeğim ani kararla şey etme bak. Bütün hayatını etkileyecek bu..."
"Sıla'm." Dedim elinden tutup kendime doğru çekerek. "Dedemden kalan yeterince param var. Bütün hayatımı yatarak geçirsem bile torunuma kadar yetecek para var hesaplarımda. Bu yüzden sevdiğim şeyi yapmak istiyorum. Ve seni seviyorum. Buradan çıkan sonuç tabi ki seni yapmak istediğim değil." Diye giderek saçmalamaya başlamıştım ki Sıla kıkırdamaya başladı. "Neyse işte. Seni seviyorum ve senin mutluluğun için elimden gelen her şeyi yapmak istiyorum. Sıkılırsam bırakırım çokta umurumda değil." Diyerek omuz silktim.
Önüme düşen birkaç tutam saçı kulağımın arkasına sıkıştırıp yanağımı okşamaya başladı. "Hayatımda tanıdığım en güzel insansın."
"Eh, senin de bir giderin var." Dedim sırıtarak.
Eğilip dudaklarımı öpmeye başladı. Sıla'nın girişken hali hala beni şaşkına uğratıyordu. Alışkın değildim bu haline. Öpüşüne karşılık vermeyi akıl ettiğimde elimi beline sardım. Hiç rahat durmuyordum.
Sıla geri çekilip gözümün içine bakmaya başladı. Mavileri yine aşkla bakıyordu. "Of, çok seviyorum be." Dedi tekrar koltuğa yaslanarak. Güldüm.
"Bu girişken halini neye borçluyuz?"
"Artık böyle." Dedi sırıtarak. "Oramı buramı sıka sıka utangaçlığımı çok üst düzeye çıkardın. Öpüşmek falan küçük kalıyor."
"Hadi ya?" diyerek tek kaşımı kaldırdım.
"Temelde azgın olmam da bir sebep." Diyerek alt dudağını dişledi.
"Ah, biliyorum. Telefonu bir yerine sokacağım dediğimde buyur yap demiştin neredeyse." Diyerek güldüm.
"Hiii, demiştim değil mi?" dedi eliyle ağzını kapatarak. Kafamı salladım. Bir süre halde kaldı. Sonra ikimizde gülmeye başladık.
"En sevdiğim sen beni takip ettiğinden ve fotoğrafı paylaştığından beri tam 10.238 kişi takip isteği gönderdi." Diyerek telefonunu çıkarıp uygulamayı açtı.
"Bayağı popülersin bakıyorum da." Diyerek göz kırptım.
"Kabul etmedim ki hiçbirini. Reddetmeye de üşendim öylece duruyorlar."
"Yalnız kullanıcı adın tam bir random gibi." Diyerek güldüm. Sadece omuz silkerek karşılık verdi.
Telefonu elime alıp ayarlara girdim. Gizli hesap kısmını kapattım. Takip isteği gönderen kişiler birden onaylandı. Sıla'nın artık 10K takipçisi vardı.
"Aaaaaaa." Diyerek bağırdı. "En sevdiğim ne yaptın?"
"Sevgilimi asosyalden sosyale çevirdim. Hem de tek tuşla." Dedikten sonra resim yükleme kısmına geldim.
Birini seçip yükledim. Çok güzel çıkmıştı be.
Beğenenler damlasahiner, gokkkce ve 32 diğer kişi
Slbzdmr: En sevdiğimin en sevdiği 💋
yorumlar kapatıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aptalın Biri (GirlxGirl)
Short StoryBaşlangıç Tarihi: 05.06.2018 Yarı Texting -,- Arkadaşlar sevişme çok (belki hiç) yok bu hikayede... Anonim: Ben bir ayyaşım Sekiz çizer ayaklarım Özlemişim sarhoşluğunu bu semtin sokaklarının Gecenin 1'i Aptalın biri Kalbinin dışında bekliyor içer...