18.1

4.3K 340 13
                                    

Fincanların soğumasını beklerken havadan sudan konuştuk.

"Önce hangisine bakayım." Diyerek fincanları önüne çekti.

"Benimki." Dedim.

Benden taraftakini açarak bakmaya başladı. Zaten diyeceği şeyleri tahmin ediyordum klasik şeyler söylerdi. Senin için darlanmış, bir şeye canın sıkılmış vs vs.

"Senin kafan çok karışmış." Diyerek başladı. "Bu aralar sürekli bir şeyi veya bir kişiyi düşünüyor gibisin. Kötü değil bu düşünceler kesinlikle. Düşmanını düşünür gibi değil de daha çok sevdiğin kişiyi düşünüyorsun. Endişeleniyorsun onun için."

Biz aramızdakileri babama söylememiştik dolayısıyla Elçin ablanın haberinin olması imkansızdı.

"Bazı gelişmeler sonrası normal hayatının değişikliğe uğrayacağını, seni etkileyeceğini görüyorum. İyi veya kötü bir şey diyemiyorum."

"Sevdiğin insanın üstüne titriyorsun ve ona zarar gelmemesi için elinden geleni yapıyorsun. Herkese karşı böyle değil gibisin, çünkü tek bir kişi çıkmış. Özel gibi o, diğerlerinden farklı. O yüzden senin sağlığın yerinde olacak, kötü bir şeyler de görünmüyor ama etrafında olan birinin bazı sorunları var bu senin sağlığını da etkiliyor. Uykusuzluk gibi duruyor."

Ağzım açık kalmıştı. Sıla'ya baktığımda o da şaşkınlıkla bakıyordu. Göz altlarımız mor falan değildi, yüzümüzden uykusuz kaldığımızı kesinlikle okuyamazdı.

"Falında kocaman harflerle S A L harfleri çıkmış." Dedi gülerek. "Zorlasam muhtemelen I harfini de bulabilirim. Dileğin Sıla ile mi ilgiliydi?"

"Dileyecek başka bir şeyim yok." Diye yanıtladım. Sıla bana aşkla bakarken Elçin abla faldan başını kaldırmamıştı.

"Tatil planları var gibi. Gideceksiniz, yollarınız açık çıkmış. Biraz tehlikeli gibi sanki. Dikkat ederseniz bir şey olacağını sanmıyorum, yine de Allah korusun diyelim. Çiçekler açmış falında. Yakınlarda bir evlilik var sanki..." derken kafasını kaldırıp yüzümüze baktı. Sonra dünyaya dönmüş olacak ki koskoca kadın kıpkırmızı geçmişti.

"Evet, babam evleniyor." Dedim onu bozmadan.

"İşte, genel olarak güzel falın. Sadece bazı şeylere dikkat et, fevri davranırsan biraz sonuçları kötü olabilir. Bayağı sabırlı olmalısın."

"Tabi ki, sabır ikinci adım benim." Dediğimde Sıla bana bakıp güldü. Aylarca sevişmedim kızım ben seninle, bu sabır değil de ne?

"Okulda yükselişe geçeceğin bir dönem var." Dedi sırıtarak. "İyi demeye devam edelim en iyisi."

"Dileğin oluyor. Zamanla olacak bir şey dilemişsin o yüzden yavaş yavaş oluyor." Benim fincanımı lavaboya koyduktan sonra Sıla'nınkine geçti. Sıla'nın cevap vereceğini sanmıyordum, Elçin abla da öyle düşünmüş olacak ki hiç soru sormadan sadece ne gördüyse onları söyledi.

"Bazı olaylar karşısında çok fazla umutsuzluğa kapılmışsın ve kendine değer vermeyi bırakmışsın. Seni üzen çok fazla şey var etrafında, inatla mutlu olmaya çalışıyor gibisin. Geçmişinden gelen bazı problemlerin var, senin hiç hoşuna gitmiyor bunlar ve değiştirmek istiyorsun. Değişeceksin de öyle bir açılmış ki fincanın bambaşka biri oluyorsun. Mutluluktan başka bir şey göremiyorum burada."

Ama gerçek ama doğru, fala inanmasa bile bunlar Sıla'nın tam olarak duymak isteyeceği kelimelerdi. Elçin ablaya içimden binlerce kez teşekkür ettim.

"Geleceğin çok parlak görünüyor. İş bulma konusunda ya da herhangi bir konuda sıkıntın olmayacak. Sanki bugüne kadar yaptığın her şey için ya da katlandığın bütün zorluklar için ödüllendiriliyor gibisin. Yaklaşık 25 yaşından sonra öyle bir parlamaya başlıyorsun ki etrafındaki herkes tarafından çok seviliyorsun."

Ağzından bal damlıyordu resmen.

"Bir düşmanın var gibi. Sinsi bir yılan dolaşıyor etrafında. Sana zarar vermek istiyor. Bir yanlış anlaşılma görünüyor. Bir şeyleri yanlış anlıyor gibisiniz çünkü bu yılanın kötülüğü tamamen sana. Sen İlay'ı korumaya çalışıyorsun ama tam tersi. Onun hedefi sensin."

Buna şaşırmıştım. Aklıma Berfin orospusundan başkası gelmemişti haliyle. Ama Sıla'yı sevdiği için bizi ayırmaya çalışıyor sanmıştım. İyice düşününce bana dokunan hiçbir şey yoktu, ne yaptıysa hepsi Sıla'ya zarar vermişti.

Düşündükçe sinirleniyor, sinirlendikçe yumruklarımı sıkıyordum. Sıla fark edince elimi tuttu.

"Onun dışında, senin de dileğin kabul oluyor. Hatta aynı şeyi bile dilemiş olabilirsiniz. Etrafınız her zaman çok kalabalık, ikinizin de öyle. Sen bu kalabalığı seviyorsun ve onlarla vakit geçirmek seni mutlu ediyor."

Biraz daha inceledikten sonra falı lavaboya kaldırdı.

"İkiniz için de ciddi bir şeyler görünmüyor, mutlusunuz ya da mutlu olmaya çalışıyorsunuz. Buna devam edin, önünüz giderek açılıyor."

Başka kimseye fal baktırmazdım ben. Hele Elçin abla babamla bir evlensin, her gün gidip fal baktıracaktım.

Aptalın Biri (GirlxGirl)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin