15.5

4.7K 342 31
                                    

Tekrar görüşmelere gittik, ben işimi halledene kadar Damla yine aşağıda bekledi. Avukatlar daha fazla uzatırsam anlaşmanın iyi gitmeyeceğini sürekli söylüyorlardı bu yüzden babamı arama gereği duydum.

"Efendim, kızım." Yine içim bir tuhaf olmuştu.

"Benim pek anlaşmalardan anladığım söylenemez. Yine de tuhaf bir durum olduğunu seziyorum o yüzden imzalamıyorum. Sana belgelerin resimlerini atacağım. Biraz inceleyip öyle karar ver. Her şey aşırı bir şekilde kitabına uygun hazırlanmış. Eğer imzala gitsin dersen yarın imzaları atacağım."

"Tamam gönder bana ilgileneceğim. Avukatlar bir sorun bulmadılar değil mi?"

"Hayır, imzalamam konusunda ısrarcılar."

"Bekliyorum, gönder." Telefonu kapattıktan sonra fotoğrafları çekip gönderdim.

Otele geri dönüp eşyaları bıraktıktan sonra Damla yine beni bir yere çekiştirdi. Sıla ile sabah yaptığım görüntülü konuşma sınırına ulaşmış, beni bu kadar idare edebilmişti. Burnumda tütüyordu artık ve bu kadarı gerçekten abartıydı. Sıla'nın dediği gibi biz asla ayrı kalamazdık, eğer kalırsak ikimiz de çökerdik.

Yolda giderken Sıla'yı tekrar aradım. Meşgule attığında ise şaşırıp tekrar aradım. İkincide açtığında rahatlayarak gülümsedim.

"Yanlışlıkla kapattım." Açıklamasını yapana kadar aslında rahatlamadığımı öyle sandığımı anladım.

"Neredesin?"

"Kızların zoruyla alışveriş merkezine geldim. Aslı ve Gökçe deli gibi alışveriş yapıyorlar Elif'le biz de faydasız olan onları durdurma çabamızı sürdürüyoruz. Aslı çoktan üçüncü kredi kartına geçti ve çoktan onunda limiti dolmak üzere."

"Ne dertleri varmış?"

"Sence?" dedi gülerek.

"Anladım anladım. Bir tane de burada var alışveriş manyağı. Damla her gördüğü mağazaya giriyor şu anda."

"Bence biz bunların arasını falan yapalım ya. Olmayacak böyle." Bu teklifi Sıla'dan beklemiyordum.

"Karışmayalım diyen sendin."

"Ama karışılmayacak gibi değil." Dedi bıkkın sesiyle. "Gökçe'nin üç lafından biri Damla. Ama sorsan sevmiyor. Aslı ile Elif konusuna hiç girmiyorum zaten bir şeyler karıştırdıkları kesin. Karışmak istemiyorum ama merak ediyorum."

"Ben Damla'yı buradan işlerim diyeceğim de kendisi çoktan tav. Sen Gökçe'yi işle."

"Tamamdır sevdiğim, elimden geleni yapacağım."

"Kendine dikkat ediyorsun değil mi?"

"Ediyorum tabi ki. İlay, sensiz 18 yıl yaşadım ben abartma." Diyerek güldü.

"Vay be, sevgimizin adı abartı oldu. Tamam ya tamam. Kapatıyorum."

"Şaka yapıyorum bir tanem. Merak etme bakıyorum kendime."

"Peki o zaman, görüşürüz yine."

"Görüşürüz. Çok seviyorum seni."

"Bende seni seviyorum."

"Biliyorum." Dedi kıkırdayarak. Sesi kulaklarıma dolar dolmaz kalbim sızlar gibi oldu. Sikeyim ama böyle işi, bu ne.

"Kapatıyorum."

"Tamam. Gökçe dur amına koduğumun kızı..." derken kapatmıştım. Son anda küfrü duymamla azmıştım. Sıla'nın küfür etmesi beni çok etkiliyordu, Allah da belamı böyle vermişti işte benim.

"Sevgilin miydi?" Sude'nin sesini duymamla kafamı kaldırıp baktım. Ne kadar bakarsam bakayım hala güzel geliyordu, affet Sıla.

"Öyle." Diye yanıtladım soğuk sesimle. Güzel buluyor olmam samimi bir şekilde konuşacağımı göstermiyordu.

"Az önce çok sevimliydin halbuki, nasıl birkaç dakika içinde ruh halin değişebildi?" diyerek kıkırdadı. Oh, ben Sıla'yı gerçekten seviyordum. Şu görüntüyü görüp de düşmeyecek bir tane insan tanımıyorum çünkü.

"Kişisine özeldi o."

"Demek ki çok seviyorsun."

"Öyle." Diye yanıtladım tekrardan.

"Ne konuşuyorsunuz?" Damla ortamızda biterek ikimizin de koluna girdi.

"İlay'ın sevgilisi ile konuşmasını duydum da bambaşka biri gibiydi."

"Sıla buna büyü mü yaptı nedir İlay uzun zamandır İlay gibi değil." Dedi Damla gülerek. "Sen bir de onu Sıla'nın yanındayken gör, dünyanın en sakin en uysal kızı. Bakışları bile yumuşuyor yoksa nasıl böyle şımarıklık yapabilirdim?"

"Damla'nın dayak yeme vakti gelmiş. Ben uzun bir süredir sana vurmuyorum değil mi? Gel bir tane geçireyim, yoksa içimde kalacak."

"Ve işte, Sıla yokken de bu şekilde. Şu an özlem denen duyguyla sınanıyor."

"Sevgilisi kız mı?" Sude bir hayli şaşırmış gibiydi. Bunlar benim hesaplarımı takip etmiyor muydu ya? Henüz buraya ulaşacak kadar ünlü değil miydim yoksa?

"Instagram'dan stalklasana. Dünyalar güzeli sevgilisi."

"Yavaş." Dedim kolumu kurtarıp iki adım sağa kayarken.

"Övsem ayrı dert, sövsem ayrı dert. Bir karar ver be."

"Bir şey deme sen."

"Çok sıkıcısın." Dedikten sonra Sude'ye gülerek ilişkimizi anlatmaya başladı.

"Cidden şanslı kızmış." Derken Sıla'dan bahsetmişti. Orada onu düzeltme gereği duydum.

"Şanslı olan benim. Sıla'ya sahip olduğum için, beni tüm kalbiyle sevdiği için şanslı olan benim." Böyle de düşünüyordum. Ben hala onu yeterince sevemediğimi düşünüyordum. Ne kadar seversem seveyim asla Sıla'nın sevgisine yetişemeyecekmişim gibi hissediyordum. Bambaşka seviyordu çünkü o, iliklerime kadar hissediyordum sevildiğimi. Of yine Sıla'yı özlemiştim işte.

Aptalın Biri (GirlxGirl)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin