~122~

788 97 103
                                    

Ertesi sabah kayıtlarda, pratik odasında ve yemek yerken bunu nasıl istediğim an kullanabileceğimi düşünmüş, denemiş ve en sonunda anlamıştım.
Eğer karşımdakinin ne düşündüğünü duymak istiyorsam gözlerine bakmalı veya tamamen ona odaklanmalıydım. Başta bunu durduramayıp beynimin patlamasından falan endişelenmiştim ama neyseki korktuğum gibi olmamıştı.

"Hyung~ benimle egzersiz yapmaya gelsene."

Koluma giren Changbin'e kısa bir bakış attıktan sonra onaylar anlamda salladım kafamı. Genelde yalnız yapamıyorduk bu egzersizleri. Birbirimize ihtiyacımız oluyordu çünkü gaza gelmeliydik. Bir nevi birimiz diğerini ikna ediyordu işte.

Sırt çantamı salondaki tekli koltuğa bırakmış ve Changbin'in bedenimi yönlendirmesine izin vermiştim. Alt katta rahatça egzersiz yapabiliyorduk. Fazla eşya olmayan sade bir odaydı. Şirkette olsaydık pratik odasına giderdik.

Odaya girdiğimizde üstümdeki hırkayı çıkardım ve kapının arkasındaki askıya astım. Changbin de odanın köşesine istiflediğimiz spor için gerekli olan malzemeleri kurcaladı bir süre. İki mat ve iki dambıl alıp ortaya geçti. Iyh, birden yapmak istememişti canım.

"Bari sonra yemek yiyelim", dedim zerre vicdan azabı duymadan.
Gülerek matları yere serdi. Sonra ayakta ve yerde ısınma hareketlerine başladık. Güzel bir vücut için spor şarttı ancak insan kendini çok zorlamamalıydı. Basit egzersizler bile yeterli olurdu çoğu zaman.

Changbin dambıllarla çalışmaya başladığında matın üstünde oturmaya devam ettim. Bir şey yapasım yoktu nedense. Bu sırada kapı açıldı ve Chan hyung girdi içeri.

"Bensiz çalışma ha."

Ona cevap vermeyip ayağa kalktım. Oturmaya gelmemiştim sonuçta.

"Siz ısının sonra birlikte şınav ve mekik çalışırız."

Hafifçe başımı salladım Changbin'e. Böylece oturarak soğuduğum için yeniden Chan hyungla birlikte ısınma hareketleri yaptım.

"Gel", dedi omuzlarımdan tutup. Ne yapacağımızı anladığım için yüzümü buruşturdum. O omuzlarımdan tutarken eğilerek gerindim. Vay be, onunla ilk defa yapıyorduk bu esnemeyi. Normalde Changbin'le, Hyunjin'le hatta Seungmin'le bile yaptığım bir şeydi. Yüzlerimiz yakınlaştığından gözlerine bakma isteğine karşı koymadım.
Ne ara bu kadar kas yaptı bu çocuk?
İstemsizce gülüp diklendim ve karnına koydum elimi. Peki o bu kadar kası ne ara yapmıştı?

"Uuu, Chan hyung. Sahnede daha çok göstermelisin kaslarını. Stayler bayılacak."

Gülerek karnındaki elimi tutmuş ve ondan uzaklaşmamı sağlamıştı.

"Sen göster kaslarını", dedi bana arkasını döndüğünde.
Tabi canım başka isteğin?

"Hey, bana bak."

Yaşıtıymış gibi konuştuğumda gözlerini büyütüp bana döndü.
Tatlı.
Dudaklarımı birbirine bastırıp daha fazla bakmadım ona.

"Minho hyung canına susamış", dedi Changbin matına uzanırken.

Sessiz kalmayı seçerek ben de mata bıraktım kendimi. Böylece bir saatlik çalışmamız başlamış oldu.
Chan hyungla diğer üyelerle olduğum gibi değildim. Nedeni barizdi. Benden büyüktü ve ona karşı saygısızlık yapmak asla istemiyordum. Atıyorum, oda arkadaşım Hyunjin'le aramdaki ilişkide sözü geçen bendim. Büyük olan da ben olduğumdan ona istediğim gibi sataşıyordum ve o da korkaklığından karşılık veremiyordu. Chan hyungla aramdaki ilişki ise biraz farklıydı. Küçüklerimi kardeşim gibi görüp eğlenebiliyordum ama ona gelince arkadaş gibi oluyorduk. Her zaman mesafeli ve o kadar da yakın olmayan arkadaşlar gibi.





Banginho StoriesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin