~70~

596 80 164
                                    

Üç gündür hasta bakıcılığı yapıyordum resmen. Geceleri uyanıp Chan'ı kontrol ediyor, üstünü açmışsa kapıyor ve terleme yöntemiyle iyileşmesini hızlandırmaya çalışıyordum. Sabahleyin de sağlıklı sebze yemekleri ve çorbalarla besliyor, Felix'in onun için aldığı ilaçları aksatmamasını sağlıyordum.
Bugün ayaktaysa eğer, kesinlikle benim sayemdeydi. Bir de üniversitenin nihayet tatile girebilmesi çok işimize gelmişti.

"Hyung acele etmeseydin. Daha iyileşmedin tam."

Changbin'in ilgili cümlelerine karşı kocaman gülümseyip bana bakarken yanıtladı onu.

"Minho sayesinde çok daha iyiyim. Bir an bile başımdan ayrılmadı. Hem merak etme Changbin, işimiz uzun sürmeyecek."

Ona dönerek cümlesini bitirdiğinde üstümde hissettiğim bakışların sahibini aradım kısaca. Felix'ti. Gözlerimiz buluştuğunda minnettar bir gülümseme yerleştirdi yüzüne. Ona göz kırparak karşılık verdim.

"Pekala, planı tekrarlayıp çıkalım mı artık?"

Hyunjin'in önerisini onaylayıp devam etti Chan.

"Felix, Minho, Jeongin arabada kalıyor. Hyunjin ayarladığımız binaya konuşlanıyor. Changbin, Jisung ve Seungmin benimle içeri geliyor.
Olası bir aksaklıkta önce Hyunjin devreye girecek ancak biz de her an tetikte olacağız. Felix'le bağlı kalıyoruz, Minho ve Jeongin de Felix'in hacklediği kameraları sürekli kontrol ediyor. İhtimal vermiyorum ama olur da sıkışırsak eğer imkanınız varsa yardıma geliyorsunuz, yoksa önünüze bakacaksınız.
Bilgi alamama durumumuz için casusumuz devrede olacak, uzun sürebilecek olsa da kesin çözüm alırız. Herkes gözünü dört açarsa bir sorun çıkmaz."

Hepimiz başımızla onayladık onu. Zaten üstüne düşünülmüş ve her ihtimali değerlendirilmiş bir plandı bu.

"B planını en ince detayıyla anlattığım bir video laptopta. Olur da lazım olursa diye."

Arabada kalacak kişilerden biriydim ama heyecanlanmıştım yinede.

"Sorusu olan?"

Kimseden ses çıkmayınca yeniden gülümsedi. Sanırım bu defa ben hastalanıyordum. Midem bir garipti.

"O halde yola çıkalım."




...




Felix son kez kulaklıkları kontrol ederken Seungmin Jisung'a TP9 SFX'in genel özelliklerini anlatıyordu kısaca. Zamanında en iyi tabanca seçilen bir Amerikan silahıydı. Açıkçası benim ilgimi uzun namlulu silahlar ve keskin nişancılar çekiyordu. Tabancalar değil.

"Gidip Seungmin hyunga şans öpücüğü vermeliyim."

Yanımdan fırlayıp giden Jeongin'in arkasından yüzümü buruşturarak baktım. İkilinin yanına gittiğinde Jisung'a kısaca bir şeyler söyleyip Seungmin'in dudaklarına yapıştı. Mümkünmüş gibi yüzümü daha da buruşturup başka yöne çevirdim başımı. Chan, Hyunjin'i karşısına almış sakince bir şeyler söylüyordu ama Hyunjin pek dinliyor gibi gözükmüyordu. Gözlerini takip ettiğimde yiyişen ikiliye baktığını anlayarak sırıttım. Hep o mu şerefsizlik yapacaktı, keyfi kaçan tarafta olmanın nasıl bir şey olduğunu anlardı belki. Çok sürmeden yanlarına giden Han'la birlikte toparlanmış ve Chan'la konuşmasını bitirip yerleşeceği binaya doğru ilerlemeye başlamıştı.

"Evet, her şey yolunda gibi görünüyor."

Felix'in sesiyle ona döndüm ve karşısındaki laptopda gezdirdim gözlerimi. Hızlıca tuşlara basmış ve kamera açılarının elinde tuttuğu tablete yansımasını sağlamıştı. Tableti bana uzatırken öteki eliyle laptopta bir şeyler yapmaya devam ediyordu. Bu grupta yeteneklerini küçümseyen bir Chan bir de Felix'ti cidden.

Banginho StoriesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin