~104~

590 85 262
                                    

Chan akşam yemeğinde Minho'ya eşlik etmişti. Onunla vakit geçirmek için her şeyi yapabilirdi ama bu kötü bir fikirdi. Şimdi başı dönerken ve bedeni giderek soğumaya başlarken bunun farkına varmıştı.

"Gözlerin bile yalan söyleyebiliyor", dedi Minho'ya bakarken.
Minho sessiz kalıp Chan'ın gözlerini yavaşça kapatışını izledi. Ardından sandalyeden kalkıp odanın kapısını açtı. Nöbetçi olan iki beta ona döndüğünde başıyla içeriyi işaret etti.

"Baş alfanızı zehirledim."

Onun bu sakin ifadesi ve sözlerine şaşıran betalar birbirlerine kısa bir bakış attı. Minho da gözlerini devirdi.

"Tedavi edilmezse ölecek. Ne duruyorsunuz?"

Betalardan biri içeri girerken diğeri Minho'yla birlikte kapıda kaldı. Çok geçmeden içerideki beta sırtında Chan'la birlikte odadan çıktı. Öteki beta Minho'yu kolundan tutup içeri girmesini sağladıktan sonra kapıyı üstüne kapayıp kilitledi. Ardından baş alfanın yardımcısı Na Jaemin'i bulmaya gitti.

Jaemin, betadan haberi alır almaz malikanenin revir bölümüne geldi. Hekimleri çoktan Chan'ı kontrol etmeye başlamıştı. Jaemin betadan olan biteni anlatmasını istedi.

"Baş alfa yemeği onunla birlikte yemeye karar vermişti. Birkaç dakika sonra Liexhelbeck'in alfası kapıyı açıp alfanızı zehirledim dedi. Ben de onu tekrar odaya kilitledim."

Jaemin başını onaylar anlamda sallayıp bir süre daha hekimlerin bir şey söylemesini bekledi. En sonunda bir hekim alfayı bilgilendirmek için muayene odasından çıktı.

"Zehirlenmiş. Ne zehiri olduğunu bulmak için birkaç test ve tetkik yapmalıyız. Zehiri bulduktan sonra panzehiri yapabiliriz. Bu da nerden baksanız haftalar sürer. Ne yazık ki baş alfanın bu kadar zamanı yok."

Jaemin dişlerini sıkarak sakin kalmaya zorladı kendini. Chan'ın böyle bir hata yapabildiğine inanamıyordu. Baş alfa ve yardımcısı nerdeyse hiç bir araya gelmiyordu bile çünkü her ikisi de görevlerini mükemmel bir şekilde yerine getiriyordu. Ancak Chan'ın bu hale düşmesi tüm düzeni alt üst etmişti.

"Siz elinizden geleni yapacaksınız. Testlere başlayın. Gerekirse tüm gece ayakta kalın ama bir an önce zehirin ne olduğunu bulun."

Hekimin bir şey söylemesine kalmadan yanındaki betayla birlikte ayrıldı ordan Jaemin. Hızlı adımlarla esirin bulunduğu odaya geldi. Beta kapıyı açtı, Jaemin öfkesini kontrol ettiğinden emin olduktan sonra içeri girdi.

"Söyler misiniz amacınız ne?"

Minho güvercinini severken istifini bozmadan omuz silkti.

"Bunu sizin öğrenmeniz gerek, söylersem bir anlamı kalmaz."

Jaemin derin bir nefes alıp koltukta oturan Minho'nun karşısına geçti.

"Baş alfayı öldürmek isteseydiniz, bunun için çok fırsatınız oldu, daha önce yapardınız. Söyleyin, panzehir sizde mi?"

Minho güvercini kafese geri koyup gülümseyerek ayağa kalktı. Beklediği gibi, Quexilherd'teki hiçbir yönetici aptal değildi.

"İki şartım var. Birinciyi yerine getirdiğinizde ikinciyi de söyleyeceğim. Ancak o zaman panzehiri veririm size."

Jaemin böyle bir şey geleceğini biliyordu. Başıyla onayladı isteksizce. Baş alfayı böyle kritik bir dönemde kaybedemezlerdi. Quexilherd'in durumu ne olurdu? Ayrıca Minho gibi birinin yalan söyleyerek riske girmeyeceğinin de farkındaydı Jaemin. En fazla serbest kalmayı isteyebilir diye düşündü.

Banginho StoriesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin