Ne sabah ne de geceydi. Güneş doğmadan önceki kızıl ışıklar ve karanlık bir aradaydı. Belki de kilometrelerce uzakta, Japonya'nın Osaka kentinde, merkezden uzak ve tek tük evlerin bulunduğu bir sokakta uzun adımlarla yürüyordu. Elinde, parmakları arasında çevirdiği arabanın anahtarıyla birkaç kez etrafa göz attı ve önüne geldiği kapıya üç kez vurdu.
Pirinç tokmağın dibinden başlayıp, kapının öteki ucundaki pervaza doğru kıvrılarak uzanan yılan şekli, minik bir kilit sesiyle geri çekilmeye başladı. Yılan tamamen tokmağın dibine dolandığı vakit, kapı hafifçe aralandı ve siyahlara bürünmüş gölgeyi içeri aldı.
"Birkaç kişi daha buldum", dedi uzun koridoru geçtikten sonra. Salondaki kapalı perdelerin önünde, ayakta duran abisine yaklaştı yavaşça.
"Ne zamana kadar insan dönüştürmeye devam edeceğim? Şimdiden on kişi oldu, seneye kadar istediğinin üstüne çıkmaz mı?"
Dino öyle sıkılmıştı ki ona yalvarıp yakaran insanlarla uğraşmaktan, artık bunu yapmak istemiyordu. Yinede böyle önemli bir görevi verdiği için abisinin gözünde ayrı bir yerinin olduğunu anlamıştı. Bu her ne kadar hoşuna gitse de insanlarla içli dışlı olmak hala zorluyordu onu.
"Az kaldı kardeşim. Birkaç gün daha yapacaksın sonra bitecek."
Az da olsa memnuniyetle onayladı ve kanepelerden birine geçip oturdu Dino. Ona göre tüm bunlarla uğraşmak zorunda değillerdi. Ne kendisi ne de abisi. Yinede geçmişten gelen alışkanlıkların ve abisinin isteğinin anormal olduğunu düşünmüyordu.
"Micha'yi Harumi'nin yanına Seul'e gönderiyorum. Herhangi bir ihtiyacı olabilir, onunla bizzat ilgilen."
Dino onayladığında, araladığı perdeyi bırakıp dışarı bakmayı kesti ve kanepede oturan kardeşine döndü.
"Şimdi", dedi sakince.
Böylece Dino, abisini ikiletmeden kalktı ve salondan çıktı. Şimdi diyorsa bir bildiği vardı nasıl olsa.Hoshi, sağında kalan boy olarak uzun, en olarak dar şifoniyerin en üst çekmecesini açtı ve deri kaplamalı kalın, ortaboy bir defter çıkardı. Elinin altındaki telefonun ahizesini kaldırıp, defterin ikinci sayfasında bulduğu numarayı tuşladı.
"Evet?"
"Sevgili Harumi, zarfları başarılı bir şekilde bıraktığın için tebrik ediyorum seni. Gözlemlerin ne alemde?"
"Beni bu göreve layık gördüğünüz için teşekkür ederim efendim. Her şey tam da tahmin ettiğiniz gibi ilerliyor. Lee'ler konuyu tartışıp diğerlerine de anlatma kararı verdiler. İnsan olan direkt sizden şüphelendi."
"Hmhm, yapar öyle çılgınlıklar. Çocuğu izleyebiliyor musun?"
"Elimden geldiği kadarıyla peşindeyim efendim. Çok sık ziyaret ettiği bir insan var. Haftasonları onun evinde buluşuyorlar. Düşündüm ki o insanın da kimlerle bağlantısı olduğunu öğrenmek için izlemem gerekebilir. İzin verirseniz eğer?"
"Doğru düşünmüşsün Harumi. Çocuğu izlemeyi ertele ve buluştuğu insan hakkında bilgi topla. Micha'yla birkaç eşya yollayacağım sana. Onu da görevlendir, yardım etsin ve işleri hızlandırın. Bu yıl sonuna kadar izlediğiniz herkesle ilgili kesin bilgiler elimde olacak."
"Anlaşıldı efendim."
"Dikkat çekmeyeceğini bildiğimden önce seni gönderdim biliyorsun. Micha'yı kontrol altında tutacağını varsayarak yolluyorum yanına. Yapamayacaksan baştan söyle."
"Micha'yı kontrol etmemi istiyorsanız bu da bir görevdir ve ben ne pahasına olursa olsun görevimi layıkıyla yapacağım efendim."
"Niqie. Güvenimi boşa çıkarmamanı umuyorum Harumi, enjante."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Banginho Stories
FanfictionBirbirinden bağımsız minchan hikayeleri. (10 ve 11. hikayeler hariç*) (2.KİTAP YAYIMDA🥳) //Tamamlanmış Hikayeler// 1.Black Swan 2.Dorm Love 3.Morbidezza 4.Omnino Mutare 5.Pandilla ~OneShot~ 6.Mélangé 7.Hopena 8.Tilfeldighet 9.Negaidīti 10.Pintas 11...