-Lee Minho-
Yağan yağmuru önemsemeden bankta oturmuş geçip giden arabaları izliyordum. O küfürbaz babayla aynı çatı altında olmaktan bin kat iyiydi.
Annem olacak kadın, ben küçükken bizi terk etmişti. Babam da onun gidişiyle psikolojik tedavi görmeye başlamıştı. Kazandığı paranın yarısı tedavilere gitti. Diğer yarısı ise, tedaviler bir işe yaramayıca içkiye. Her gün eve sarhoş bir halde geldi. Nerden bulduğunu bilmediğim paralarla istisnasız her gün içki aldı. Eski karısına yeteri kadar sövdüğünü düşündükten sonra sızdı kaldı. Her günüm böyle geçti. Beni, durumumu ve okulumu asla önemsemedi. Hal böyleyken kendi ayaklarım üzerinde durmayı çok erken yaşta öğrendim. Kendi paramı kazandım, kendi ihtiyaçlarımı kendim karşıladım. Dimdik durdum her şeye rağmen.
Onun için yapabileceğim hiçbir şey yoktu. Olsaydı, yapmazdım da. Benim hayatımı da kendininkini de mahvetmişti. O beni hiçbir zaman düşünmemişti, şimdi bencil olma sırası bendeydi."Hyung? Bu havada ne yapıyorsun dışarda?"
Kafamı tanıdık sesten yana çevirdim.
Jisung, tek ailem, beni yine yalnız bırakmamıştı."Ağlıyorum görmüyor musun?"
Ciddi bir şekilde söylediğimde endişeyle yanıma oturmuş ve yüzüme dikkatle bakmaya başlamıştı.
Onun bu tatlı hallerine gülüp "Sadece oturuyorum", dedim.Aniden kalkıp koluma yapıştı ve beni de kaldırmaya çabalarken söylenmeye başladı.
"Nasıl hyungsun sen. Ciddi bir şey var sandım. Kalk şurdan üşüteceksin. Benden daha fazla yaşadığın için bu tür şeylerde daha fazla tecrüben olması gerekmiyor mu."
Gülerek daha fazla acı çekmemesi için kalktım ve beni sürüklemesine izin verdim. Yol üstündeki bir kafeye girdik ve hemen oturduk. Jisung, çok geçmeden yanımıza gelen garsona sıcak bir şeyler ve kalın bir örtü getirmesini rica etti.
Onunla ortaokuldayken tanışmıştık. Sınıfımdaki bazı yaşıtlarım alt sınıflara zorbalık yapıyordu. Jisung da zorbalık görenlerden biriydi. O gün onu koruduktan sonra bir daha hiç bırakmadım. Kardeşim gibi sevdim ve o da beni abisi olarak gördü.
Onun bu telaşlı haline gülümsemeden edemedim. Hiçbir kan bağımız olmamasına rağmen beni düşünüyordu. Babamın aksine.
Garsonun elinden battaniyeyi alıp omzuma koymuş ve sıcak çikolata dolu bardağı önüme itmişti."Teşekkür ederim Jisung."
Gülümsemiş ve kendi bardağından bir yudum almıştı. Tam o sırada arkasındaki masada oturan Chan ve asalak arkadaşlarını görmüştüm.
"Hay böyle işe."
Söylenmemi duyan Jisung arkasına dönüp baktıktan sonra tekrar önüne döndü ve kaşlarını çattı.
"Bu çocuk, adı her neyse işte, seni neden geriyor bu kadar?"
Kafamı iki yanda salladım ve biraz dikleştim. Chan'ın beni böyle görmesi, isteyeceğim en son şeydi.
"O kim ki beni gerecek. Sadece onu sevmiyorum işte. Görmek bile canımı sıkıyor."
"Ama hyung, daha geçen gün saçlarının ve ten renginin çok güzel olduğunu söylüy..."
"Jisung, kes şunu. O şanslı biri, bu özellikleri yüzünden de nefret ediyorum ondan tamam mı?"
Başka bir şey söylemediğinde ona kısaca veda ettim ve ayağa kalkıp üstümdeki battaniyeyi bıraktım.
Tam o sırada Chan'la göz göze gelmemiz üzerine güçlü kalmaya özen göstererek, kaşlarımı 'ne var' anlamında kaldırdım. Beklediğim rezillik çıkmamış, Chan hiçbir şey söylemeden önüne dönmüştü. Ben de arkama bile bakmadan çıkmıştım kafeden.~
Chan
Bugün biraz farklıydın, bir şey mi oldu?Minho
Artık benle konuşmak için bahane üretmeye de başladın Chris.
Bundan ne çıkarmalıyım?Chan
Gerçekten...Nasıl bu kadar vurdumduymaz olabiliyorsun?Seninle neden konuşmak isteyeyim ki?
Minho
Vurdumduymaz değilim bence yanlış betimliyorsun.Bunu ben bilemem.
Hala bugünkü görünüşümün nedenini merak ediyor musun? O zaman bir şeyler yapman gerekecek.
Chan
Yine saçmalıyorsun Minho.Seni ilk defa sırılsıklam bir halde gördüm. Biraz şaşırdım doğrusu, sen dikkatsiz biri değilsindir. Yinede nedenini sormayacağım çünkü hayal gücün neler üretecek çok merak ediyorum, o yüzden kabul etmişim gibi düşünerek ne planladığını söylesene.
Minho
Doğru söylüyorsun geniş omuz, ben dikkatsiz biri değilimdir.Aslında senin için gayet insancıl bir şey seçmiştim. Tüm okula benimle baş edemediğini duyurman yeterdi. Tüh, şansını kaybettin.
Chan
Oh, demek bedenimi inceliyorsun. Bana olan hayranlığından dolayı mı saldırgan tavırların yani.Olağanüstü insancıl bir düşünce. Tebrikler Minho.
Yalnız bir yanlışın yok mu sence de? Seninle baş edemiyor muyum?Minho
Kendini bir şey sanmanı sağladığım için bana teşekkür etmelisin. Aslında omuzların o kadar çıkık ki onları görmemek için kör olmak gerekir. Eğer mükemmel bir şey görmek istiyorsan bana bakmanı öneririm.Elbette edemiyorsun. Ucuz planların beni güldürmeye bile yetmiyor Chris.
Chan
Sana baktığımda sadece insanların zaaflarını kullanan bir zavallı görüyorum.İnsanlık edip hastalanma diye tavsiye verecektim ama senin nasıl bir şizofren olduğunu unutmuşum.
Bana yeniden, ne kadar çirkin düşünceli biri olduğunu gösterdiğin için teşekkürler.Minho
Çirkin düşünceli...
Bu beni duraksattı galiba.~
Bölüm sonu!!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Banginho Stories
FanfictionBirbirinden bağımsız minchan hikayeleri. (10 ve 11. hikayeler hariç*) (2.KİTAP YAYIMDA🥳) //Tamamlanmış Hikayeler// 1.Black Swan 2.Dorm Love 3.Morbidezza 4.Omnino Mutare 5.Pandilla ~OneShot~ 6.Mélangé 7.Hopena 8.Tilfeldighet 9.Negaidīti 10.Pintas 11...