Seungmin
O gün yeteri kadar içimi dökemediğim için yazıyorum bunu.
Umarım Changbin de sen de mutsuz olursunuz. Çok adisiniz.Hyunjin
Şu an çok mu mutluyuz sanıyorsun.Seungmin
Bu ne demek şimdi? Oh, yoksa vicdan mı yapmaya başladınız, bu iyi. Çirkinliğinizi fark ederek kendinizden iğrenebilirsiniz.Hyunjin
Vicdan azabından daha farklı bir acı bu. Anlatsam da anlayacağını sanmıyorum Min-ah. Bizim aksimize, umarım sen de Felix de hep mutlu olursunuz.Seungmin
Bundan sonra ne düşündüğün ya da yaptığın umrumda değil Hyunjin. Pisliğinizde boğulun.-Lee Minho-
Oldum olası bana göre olmayan bir spordu basketbol. Yinede uğraş olarak hoştu. Bir yere kadar tabii.
"Vay vay kimler varmış burda. Sen insanlar dışında herhangi bir şeyle oynayabiliyor muydun Minho?"
Huzurumu kaçıran Chan'a bakıp elimdeki topu ona attım. Hemen yakalayıp arkamda kalan potaya üçlük attığında kısa bir an şaşırarak burdan bir an önce tüymeyi düşündüm. Ancak her zaman planlarımı bozan kişi yanıbaşımdaydı.
"Teke tek maça ne dersin Minho?"
Bu kadar öğrenci içinde 'hayır' diyemeyeceğimi biliyordu. Anlamadığım şey, fırsatı nasıl yakaladığıydı.
Birkaç adımda karşıma geçtikten sonra bu defa sadece benim duyabileceğim bir ses tonuyla devam etti."Nerdeyse tüm okul spor salonunda, ne tesadüf ama değil mi. Rezil olmak için harika bir ortam."
...
Bulduğum ilk fırsatta gitmeliydim. Bu şekilde daha fazla rezil olmuyor muydum?
Elimdeki topu kaptığında ve yine, üçlük bir sayıyı potaya attığında kıstığım gözlerimle ona öldürücü bir bakış atmıştım. Elimden gelenin bu olması, çok acıydı.
Topu aldığımda beni engellemeye devam etmesine rağmen şaşırtıcı bir şekilde birlik bir sayı kazandım.
Çok geçmeden yeniden sayı aldığında topu kapmış ve ilerlerken onu geçmeye çalışmıştım."Aklıma bir şey takıldı."
Aniden konuşması dikkatimi dağıttığında ve topu kaptığı gibi yine sayı kazandığında sinirle dudaklarımı dişledim.
Beni geçmeyip topu sektirirken yeniden konuştu."Changbin ve Hyunjin'i zorladığını biliyorum ama onları neyle tehdit ettiğini bulamıyorum."
Yeniden üçlük attığında yine şaşırtıcı bir şekilde topu kazandım ve önüme geçip hamle yapmadığında bir şeyler söylememi beklediğini fark ederek kısaca yanıtladım.
"Böyle düşünüyorsan ne olduğunu bulman gerekecek."
Hamlesinden kaçmış ve üçlük bir sayı kazanmıştım.
Bunları neden sorduğunu anlamıyordum ama böyle düşünebilmesi şaşırtıcıydı.
Amacı beni rezil etmek olan birinin, sadece benim duyabileceğim bir ses tonuyla konuşması, tam da Chan'lık bir şeydi. Arkadaşlarını o kadar önemsiyordu ki...bu beni şaşırtıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Banginho Stories
FanfictionBirbirinden bağımsız minchan hikayeleri. (10 ve 11. hikayeler hariç*) (2.KİTAP YAYIMDA🥳) //Tamamlanmış Hikayeler// 1.Black Swan 2.Dorm Love 3.Morbidezza 4.Omnino Mutare 5.Pandilla ~OneShot~ 6.Mélangé 7.Hopena 8.Tilfeldighet 9.Negaidīti 10.Pintas 11...