~7~

1.4K 187 82
                                    

-Lee Minho-

İyi olmalıydım. Neden boşlukta hissediyordum?
Bu garip hislerin anlamı neydi? Neden bu kadar çok düşünmeye başlamıştım?
Chan yokken beni rahatsız eden hiçbir şey kalmamalıydı ama daha çok rahatsız oluyordum sanki. Belki de kafamı dağıtan yegane şeyi hayatımdan çıkarmakla doğru bir hamle yapmamıştım. Evet, kesinlikle buydu sebebi! Başka ne olabilirdi ki?

"Han!"

Bağırmamla yerinden sıçrayan Jisung, bana büyülttüğü gözleriyle bakmaya başladı. Giderek daha da tatlılaşıyordu bu sincap kafa.

"Bana bir şey söyle. Ne yapacağımı bilmiyorum."

Kaşlarını çatıp ciddi bir tavır takındıktan sonra elindeki mısır tabağını masaya bırakıp dikleşti.

"Chan hyungla ilgili yine değil mi? Gitmiş işte daha neyi düşünüyorsun?"

Oflayarak koltukta daha da yayıldım. Jisung'dan bir şeyler saklamak beni zorluyordu.

"Bu kadar takıyorsan ondan hoşlanıyorsundur hyung."

Zaten karmakarışıktım. Jisung da hiç yardımcı olmuyordu.
Elime geçen ilk yastığı ona attım ve boşluğuna gelip yakalayamadığı için tam yüzüne geldi.
Kahkaha attığım sırada telefonum çalmaya başladı. Kendimi dizginleyip koşar adım bahçeye çıktım ve telefonu cevapladım. Jisung'un söylenişlerini duyabiliyordum.

"Minho hyung, istediğini yaptık. Chan hyung da gittiğine göre fotoğrafları verebilirsin artık."


"Onlar sizi parmağımda oynatmam için mükemmel birer fırsatlar. Nasıl öylece verebilirim?"


"Sorunun Chan hyunglaydı. Seungmin ya da Felix'le değil. Bizi ne hale getirdiğini görmüyor musun?
Bu zamana kadar hep yanındaydık. Ben de Changbin hyung da. Nasıl böyle bir şey isteyebilirsin ki?"


"Onlar Chan'la arkadaş olarak baştan hata yapmışlar Hyunjin. Bu benim sorunum değil.
Sanki sizin çıkarınız yokmuş gibi konuşuyorsun. Sana kendini göstermeyi, özgüvenli olmayı kim öğretti? Changbin duygularından emin değilken kim arkasında durup onu destekledi?
Sizden sadece bir oyun oynamanızı istedim ama siz nankörlük ettiniz."


"Bundan basit bir şeymiş gibi bahsedemezsin. Sevgilimin gözü önünde hyungumla öpüştüm ben!"


"Basit bir oyundu. Durumu mahveden sizden başkası değil."


"Neyse ne tamam mı, istediğin oldu. Artık fotoğrafları ver yoksa..."


"Yoksa ne Hyunjin? Büyüğüne bir kez karşı geldin bak ne oldu. İkinci bir hata yapmak istediğine emin misin?"

Sessizliğinden anladığım kadarıyla elinde, blöf yapmaktan ileri gidebileceği bir fırsatı yoktu.

"Ben de öyle düşünmüştüm.
İyi geceler Hyunjinie."

Telefonu kapadıktan sonra salona geçtim. Jisung yarı uykulu bir şekilde yatak odasına çıkıyordu. Ona yetişip kolundan sürüklemiş ve yatağa girdiğimizde bana sarılmasını sağlamıştım.
Başka şansım yoktu. Oluşturduğum bu maske benim bir parçam haline gelmişti çoktan. Hayat bana acımasız davranmıştı, ben de ona göre oynuyordum.
Gerçekte kim olduğumu, nasıl olduğumu bir tek Jisung biliyordu. Ona da maskemi gösteremiyordum. Eğer etrafımdaki insanlara bu tarz şeyler yaptığımı öğrenirse beni engellemeye çalışır hatta benimle konuşmayı bile keserdi. O benim tek gerçek ailemdi. Onu da kaybedemezdim.




~




"Yine ne için çağırmış sizi?"

"Yoksa tekrar mı tehdit ediyor?"

Seungmin'in yanına oturan Hyunjin sıkıntılı bir nefes vermiş ve "Sayılır", demişti.
Changbin ise ondan daha öfkeli ve çaresiz hissediyordu.

"Aynen öyle Lix. Bildiğin şizofrene bağladı. Artık tımarhaneye yatması gerek."

Felix kaşlarını çatarak Hyunjin'e döndü.

"Bu defa ne istiyormuş?"

Hepsi Hyunjin'e odaklandığında dalgınlığından kurtulan Hyunjin söze başladı.

"Chan hyungu geri dönmeye ikna etmezsek fotoğrafları yayacağını söyledi.
Seungmin bir daha banyo yapmıyorsun."

Son cümlesini sevgilisine dönüp ilettiğinde Seungmin ona gözlerini devirerek karşılık verdi.

"Cidden sorunu ne bunun?"

Felix'in isyanına "Dengesizin teki işte", diyerek katıldı Seungmin.

"Chan hyungla konuşmalıyız, hadi."

Changbin'i engelleyen Hyunjin'di. Kolundan tuttuğu gibi geri, yerine oturmasını sağladı.

"Zaten bizim yüzümüzden gitti. Bir de gururunu hiçe sayıp sırf Minho hyung istiyor diye geri mi gelecek? Yine bizim için. Kusura bakmayın ama ben böyle bir şeyi kabul edemem."

Herkes sessiz kaldı Hyunjin'in söylediklerine. Aynı şeyi düşünüyorlardı çünkü. Bu çok fazla olurdu. Bir şekilde kendileri halletmeliydi fotoğraf sorununu. Ama nasıl?





~




Bölüm sonu!!!

Banginho StoriesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin