~102~

571 80 218
                                    

"Böyle bir şeye nasıl kalkışabildi?"

Hyunjin sinirle dudaklarını dişleyip gözcüye çıkmasını işaret etti. Quexilherd'e saldıramazlardı çünkü sonu belli olmayan bir savaş olurdu bu. Minho böyle bir riske asla girmezdi. Ancak şimdi Minho yoktu. Hyunjin sakinleşmeye çalışarak ellerini şakaklarına koydu. Minho'yu kurtarması gerekiyordu. Tek bildiği buydu.

"Efendim, Komutan Jeno geldiler."

Hyunjin yumduğu gözlerini açarken "Gelsin", dedi. Beta çıktıktan sonra Jeno girdi odaya. Baş alfanın yardımıcısını hiç iyi görmüyordu. Rengi soluk ve güçten düşmüş bir haldeydi Hyunjin.

"Gözümüz kulağımız Quexilherd'ten gelecek haberde olmalı. Baş alfanın isteğini yerine getirmek için bizzat gideceğim sınıra. Endişelenmeyin."

Hyunjin kaşlarını çatıp komutana anlamadığını belirten bakışlarını yolladı. Ne isteğinden bahsediyordu?

"Baş alfa size söylemedi mi? Gözü gibi baktığı güvercini kafesiyle birlikte batı sınırına getirmemizi istiyor. İki gün sonra haberi alırsınız, almazsanız sorun yok demektir dedi."

Hyunjin komutanın açıklamasıyla birlikte mümkünmüş gibi daha da çattı kaşlarını. Minho neden böyle önemli bir bilgiyi paylaşmamıştı onunla? O kafesin ne olduğunu bir Minho bir de Hyunjin biliyordu zaten.
Hyunjin bunu düşünmemeyi seçerek başını onaylar anlamda salladı. Kendini yeteri kadar halsiz hissediyordu zaten. Bir de savaşla falan uğraşamazdı.

"Siz iyi misiniz?"

Jeno itinayla sorduğunda amacı, eğer bir terslik olur da baş alfa geri dönemezse, velayetini alacak alfanın sürüyü ve elindeki toprakları yönetebileceğinden emin olmaktı.

"İyiyim", dedi Hyunjin. Değildi ama dik durmak zorundaydı. Sık sık sinirlenip kendini daha da güçsüz düşürüyordu. En azından pozitif olmaya çabalayarak halsizlikten daha az etkilenebilirdi.

"İzninizle."

Jeno hafif bir selam verip odadan çıktığında Hyunjin koltukta geriye yaslanıp gözlerini kapadı. Her zaman olduğu gibi yine Minho'ya güvenecekti. Bir planı olmasa Quexilherd'e öylece gidecek değildi zaten. Şimdilik bekleyecekti.

Odanın kapısı açılıp içeri biraz önceki beta girdiğinde başını kaldırdı Hyunjin. Baş alfalık cidden zor olmalıydı. Kapı bir an durmuyordu resmen.

"Efendim, eşiniz geldiler."

Hyunjin içine dolan öfkeyle başını sallayıp betayı yolladı. Ne oluyorsa çok sevgili(!) eşinin abisi yüzünden olmuyor muydu?
Seungmin odaya girdiğinde ayağa kalktı Hyunjin.

"Minho hyung...Esir mi alındı cidden? Yani, onu abim mi..."

"Cevabını bildiğin soruları neden soruyorsun? Abinin Minho'nun canına, senin de benim canıma kastın var. Hayatımıza girdiğinizden beri hiçbir şey yolunda gitmedi."

Seungmin kıstığı gözleriyle alfayı süzmüş ve ona alayla cevap vermişti.

"Tabi canım tüm suç bizde. Kızgınlıktaki bir omegaya yaklaşan ahmak kimdi acaba?"

Hyunjin dişlerini sıkıp birkaç adımda Seungmin'in karşısına geçti ve alev saçan gözlerle baktı onun gözlerine.

"Sana dokunayım diye yalvarıyordun. Hangi alfa böyle arsız bir omegaya karşı gelebilir."

Seungmin yanaklarının yanmaya başladığını hissederek gözlerini kırpıştırdı. Utanmayacaktı. Kendine söz vermişti.

"Demek karşına çıkıp böyle söyleyen her omeganın istediğini yapacaksın?"

Banginho StoriesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin