~145~

492 80 143
                                    

"Bilekliğini getirmiştim."

Hyunjin ifadesiz kalmaya çalışarak Seungmin'in uzattığı bilekliğini aldı.

"Saklamana şaşırdım", dedi keskin bir sesle.
Seungmin'in ondan neden ayrıldığını anlamak istiyordu sadece. Durduk yere, hiçbir sorun yokken.

"Değer verdiğin bir şey olmalı."

Seungmin kısaca açıkladığında başını salladı Hyunjin. Kısmen değerli sayılırdı. Çalışıp kendi parasıyla kendine aldığı ilk eşyaydı. Ona her zaman ne kadar güçlü olduğunu hatırlatıyordu.

"Kimmiş?"

Felix koşar adımla kapıya varmıştı. Minho pastaneye gitmek için Felix'in eve dönmesini beklemişti ve o gelmeden önce Hyunjin gelmişti. Minho gidince Jeno, Hyunjin ve Felix evde yalnız kalmıştı.

"Oh, yolunu şaşırmış bir köpek yavrusu."

Felix dalga geçerek kapı pervazına yaslandı. Hyunjin'i ilk kez yıkılmış bir halde görmesinin sebebi, şu an karşısında duran çocuktu. Ona sinirliydi.

"Bilekliğimi vermeye gelmiş Lix. Gidiyordu zaten."

Seungmin ikisinin de, davranışlarına dikkat etmesine gerek kalmadan farklı olduğunu anlamıştı. Hyunjin'in boş boğazlık ettiği zamanlarda Felix'le iyi geçinemediğini söylediğini net bir şekilde hatırlıyordu. Ne olmuştu da bu ikisi yandaş olmuşlardı?

"Aslında konuşmalıyız", dedi Seungmin.
İnsanlardan olabildiğince uzak duracaktı artık ancak bu bir istisnaydı. Ne olduğunu öğrendiğinde gidecekti. Sadece zamana ihtiyacı vardı.

"Üzgünüm ama sizi yalnız bırakmayacağım."

Felix'in açıkça belirtmesi üzerine gülümsedi Seungmin. Bu iyi olurdu çünkü onu da gözlemlemek istiyordu.

"Öylece çekip gittikten sonra ne konuşabilirsin ki?"

Hyunjin dışarı çıkıp Felix'i arkasında bıraktı. Seungmin'le yüzleşmeyi her şeyden çok istiyordu. Bir cevap bekliyordu.

"Benim zorunluluklarımı bir kenara bırakalım. Sen nasıl bu kadar iyi olabilirsin?"

Hyunjin hayretle güldü. Felix ise hala kapıda durmuş kıstığı gözlerini Seungmin'e dikmişti.

"Ne yapacaktım, beni bir çöp gibi kenara attığın için yas mı tutacaktım? Gözlerim ağlamaktan şiş mi olmalıydı? Zayıflayıp güçten mi düşmeliydim? Durumumu kontrol etmeye mi geldin Seungmin? Acaba ne kadar hasar verdim diye değerlendirme yapmaya mı geldin?"

Hyunjin'in giderek yükselen sesi, Felix'i endişelendirdi. Yine kendine yüklenmesini istemiyordu. Bir şekilde Seungmin'den uzaklaşması gerekiyordu ama ona karışamazdı. Hiçbir zaman tam anlamıyla karışmamıştı zaten.
Seungmin kapıda dikilen Felix'e kısa bir bakış atıp Hyunjin'e sahte olduğu belli olan bir gülümseme sundu.

"Sen duygusal bir çocuksun Hyunjin", dedi ellerini arkasında birleştirip.
"Beni sevmeye başlamıştın bu yüzden toparlanman uzun sürecekti, hala daha öyle ama kısa süreli de olsa toparlanmışsın. Muhtemelen bunun çok kıymetli(!) arkadaşın Felix'le bir ilgisi var."

Hyunjin istemsizce gözlerini kaçırıp bir adım geriledi. Seungmin'in neden böyle davrandığını, neden buraya kadar bir bileklik için geldiğini anlamıyordu. Çekindiği bir şey yoktu sadece hislerini saklayamıyordu.

"Evet", dedi Seungmin emin bir şekilde.
"Kesinlikle onunla alakalı. Söyler misin Felix, bu tarz duygusal bir çocuğu iyileştirmek için ne yaptın? Ona sarıldın mı? Saçlarını sevip onun haklı olduğunu, kaybedenin ben olduğunu mu söyledin?"

Banginho StoriesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin