~9~

1.4K 188 167
                                    

-Bang Chan-

Birlikte ilk kez gördüğüm evlerine geldiğimizde doğrusu biraz şaşırmıştım. Minho gibi bir takığın daha düzenli ve titiz olduğunu düşünmüştüm.

Minho, fotoğrafları getirmek için gözden kaybolduğunda, salona geçip koltuğa oturdum. Tam karşımdaki yemek masasının üstünde ve altında boş bira şişeleri vardı. Hatırladığım kadarıyla Minho içki içmiyordu. Üstelik evin kokusu da oldukça soğuk ve tatsızdı.
Ev, cidden buz gibiydi.

Çok geçmeden geri geldiğinde elindeki zarfı uzatarak hiç olmadığı kadar masum bir bakış atmıştı.
Kalkıp zarfı aldıktan sonra fotoğrafları göz ucuyla kontrol edip saydım ve tamam olduğunu düşünerek ona elimi uzattım.
Gülümseyerek karşılık verdiğinde, gülüşündeki sıcaklık ilk; elinin soğukluğu ise dikkatimi çeken ikinci şeydi.

Aniden gürültülü bir şekilde kapanan dış kapının sesiyle ikimiz de o tarafa döndük. Elindeki bira şişesiyle ve dengesiz adımlarla salona giren adam gözlerini üstümde dolaştırdıktan sonra geçip arkamda kalan koltuğa bıraktı kendini.
Bu kimdi şimdi?

"Ben seni geçireyim."

Minho'ya ayak uydurup peşinden gidiyordum ki adamın seslenmesiyle durdum.

"Hey çocuk! Minho'ya söyle, annesi olacak orospuya o kadar çok benziyor ki bazen onu öldürmek istiyorum!"

Kaşlarım istemsizce çatılırken Minho'nun kolumdan çekiştirmesiyle dış kapıya vardım.

"Git artık."

Daha fazla kendini kötü hissetmemesi için bir şey söylemedim ve son bir kez dağılmış ifadesine bakıp evden çıktım.

Bu adam babası olmalıydı. Annesi de bir ihtimal ölmüş ya da gitmişti. Lee Minho'nun, herkesin gözünde çizdiği mükemmel ebeveyn ve zengin hayat kavramıyla uzaktan yakından alakası yoktu.
Demek bu yüzden dışarıya karşı fazla katıydı. Babası yüzünden kim bilir ne kadar zorluk yaşamıştı. Belki de tüm o saldırgan tavırları ailesinden göremediği ilgisizlik ve sevgisizlik yüzündendi. 
Bunu öğrenmeme rağmen ona karşı kullanmayı düşünmedim. Belki ona yardım edebilirdim bile.




~




Minho
Çok özür dilerim. Seni hiç götürmemeliydim oraya.


Chan
Özür dileyecek bir şey yapmadın.
Hem orada yaşamadığını anlamıştım zaten.


Minho
Ne? Nasıl yani?


Chan
Senin gibi kokmuyordu.
...
Yani, demek istediğim sen içmezsin bile.
...
Neyse iyi geceler.


Minho
İyi geceler Chan.



-Lee Minho-

"Neticede pişman oldun değil mi? Herkes ikinci bir şansı hak eder."

Hyunjin'e gülümsedim hafifçe. En çok o çekmişti benden ama beni en çok anlayanın da o olduğunun farkındaydım.

Yanıma gelip sırtımı pat patladığında bakışlarım Changbin ve Felix'e döndü.

"Sonuçta bizden büyüksün ve özür diliyorsun. Bize de kabul etmekten başka bir şey kalmıyor."

Felix'ten onay alan Changbin de elimi sıktığında rahat bir nefes verdim. Seungmin pek mutlu gözükmüyordu ama elimden başka bir şey gelmezdi.

"Demek barış imzaları atıyorsunuz."

Çardağa giren Chan'la birlikte, Changbin hariç hepsi ona koşmuş ve sarılmaya başlamışlardı.
Gözlerimiz buluştuğunda gülümsemiş ve istemsizce ben de karşılık vermiştim ona. Ancak daha fazla bakamayacağıma karar verip Changbin'e dönmüştüm.

Banginho StoriesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin