21.Bölüm

145 11 2
                                    

Iki Hafta Sonra.

olayların üzerinden iki hafta geçmişti. Şuan önceye göre biraz daha rahat hissediyordum kendimi. Rahatsızlığım geçmişti.  Bunu kontrol etmek için en yakın zamanda bir doktora görünmem lazım diye not ettim aklımın bir köşesine. Tunayla da aramız gayet iyiydi. Beni hiç bir zaman yalnız bırakmıyordu. Bazen bunalsam da onun ilgisi ve sevgisi beni iyileştiyordu.
Mert... Mertse Tunanın ona saldırmasından sonra gözden kaybolmuştu. iki hafta izin aldığını duymuştuk. ne kadar doğru ne kadar yanlış bilemiyordum. O yokken her şey herkes daha huzurlu geliyordu gözüme. Yanlız bir şey geçmemişti. Rüyalar. Sürekli aynı rüyayı görüyordum. hala. Ve bu durum sinir bozucu bir hal almaya başlamıştı. Tek bir fark vardı, artık eskisi gibi etkilenmiyordum, sanırım. Saatime bakmak için telefona uzandım. 07:00'yi gösteriyordu. Çok erken, biraz daha uyusam iyi olur diye geçirdim içimden. Elimde ki telefon titredi. Ekrana baktığımda Tunadan mesaj geldiğini gördüm. Kendisinin varlığı zaten beni mutlu etmeye yetiyorken birde Günaydın mesajı atmıştı...

'Mis kokulu çiçek... seni çok seviyorum. sen şimdi kalkmışsındır eminim.hadi hemen kalk kahvaltını yap yanıma gel bu adam seni çok özledi.Günaydın'

Tuna, bana her anlamda destek veren mükemmel biriydi. O olmasa veya hiç tanışmamış olsak ne yapardım nasıl bir yaşam sürerdim diye geçirdim içinden.
Yatakta mesaja bakarak gülümserken Merve odaya girdi,

Merve: Feyza hanımlar kalkmış.
Ben: kalktım tabi.
Merve: yüzünde güller açıyor yine. Tunadan mesaj mı var ?
Ben: evet.
Merve:senin ki atiyor da bizim ki atmıyor mu?
Ben: Havanı yesinler.
Merve: hadi kalk. kahvaltıya inelimde okula gidelim. bir sürü dersten eksik kaldık onların notlarını tamamlayalım
Ben: tamam.

Yerimden kalkmamla Esranın sesini duymamız bir oldu

Esra: sizde de ne çene varmış. dır dır dır bir susmadınız, bi uyutmadiniz.
Merve: Esra hanım kusura bakma
Ben: tamam esra ablacığım sustuk.
Esra: abla mı?  ne ablası? abla demeyin bana.
Ben: tamam sustum. hadi  kahvaltıya inelim. şimdi yurdun gardiyanı gelir bıt bıt öter. çekmem onu.
Merve: aynen zaten sana bozuk atıyor.
Ben: bir gün kavga edeceğiz ama bakalım.
Esra: aman sus yerinden yurdundan olma. seni attırır falan bir de tunayla uğraşmayalım. neden Feyzayı tutmadınız diye başımızın etini yer.
Ben:  okadar insafsız değil, yemez bence. Bir de benim huyumu biliyor.
Esra: hadi hilal, Azra Merve Aşağı iniyoruz haberiniz olsun.
Hilal:tamam geliyorum beş dakikaya.
Merve azra: aman bi uyutmadınız  geliyoruz. gidin siz .

Aşağıya kahvaltıya indik. Kahvaltıdan sonra okula doğru yürümeye başladık.
Okula geldiğimizde Erdemler bahçedeydi yanlarına gittik
Erdem merveye;

Erdem: aşkım hoşgeldin. Feyza sende hoşgeldin. 
Merve: hosbulduk aşkım.
Ben: hosbulduk erdem. Tuna nerde?
Erdem: Tuna ikinci kattaki laboratuvar varya, orada. dedi ki Feyzaya söyle, geldiğinde yanıma gelsin.  tekmiş laboratuvar da.
Merve:  ne demek tekmiş? ne yapacaksınız orda siz?
Erdem: valla bilmiyorum artık.
Ben: siz ne ima ediyosunuz? ben gidiyorum. hadi siz aşkınıza bakın.
Merve: hadi git bakalım.

Okulun içine doğru ilerlerken kapıda Okanla Azra Merveyi gördüm. Başımla selam verdim. çok mutlu gözüküyorlardı. Ayrıca çok da  yakışıyorlardı.
Içeri girdim. sınıfımda ki  arkadaşım Buse beni gördü ve selam verdi. Benden Notları istedi. ona notları verdikten sonra üst kata çıktım. laboratuvara doğru ilerledim. kapıya geldiğimde birden başım döndü ama aldırış etmedim. kapıyı açtım. içerde çalışan bir adam vardı.bu adam benim sevdiğim adamdı.

Ben: müsait miyiz acaba?
Tuna: sen varsan benim musait olmayan zamanım mı var? benim zamanım sensin zaten.
Ben: Tuna, yapma böyle. Hiç alışkın değilim. Şımaracağım.
Tuna: şımar aşkım. sana yakışıyor.

Sarıldık.

Ben: napıyorsun burada?
Tuna:   az biraz işim vardı da ondan seni çağırdım buraya. burada otur diye.

Uzun koltukta yanıma oturdu kolunu omzuma atarak sarıldı.

Ben: tamam sevgilim. o zaman sen çalış ben seni tutmayayım.
Tuna: dur. azıcık daha durayım  yanında özlemedin mi beni?
Ben: özledim ozlemez olur muyum? tamam kal ozaman.  istersen akşama kadar kalabiliriz böyle benim için farketmez.
Tuna: öyle mi? olur valla gel bakalım buraya.
ben: şaka yapmıştım. git işini yap.
Bu arada, neden ben tekim diyorsun Erdeme. Sanki bir şey var gibi. benimle dalga geçtiler.
Tuna: ne dediler?
Ben: imalı imalı konuşuyorlar. yok tekmişsinde yok ne işimiz varmışta ne yapcakmışızda
Tuna: o mesele. ne yapcaksak yapacağız deseydin.
Ben: bir şey demedim .
Tuna: hem istediğimizi yapamaz mıyız?
Ben: tuna, lütfen.
Tuna: ne lütfen? özledim seni.
Ben: hadi git işini yap
Tuna: tamam gel öpeceğim.

Tuna işini yaparken bende eksik ders notlarını çalışıyordum. Tunanın işi bittikten sonra,

Tuna: hadi aşkım gidelim. benim işim bitti.
Ben: tamam aşkım.

Elimden tutup kaldırdı, beni kendine çekti .

Ben: efendim canım?
Tuna: efendim mi?
Ben: evet efendim?
Tuna: canın seni yesin olur mu?
Ben: biraz düşünmem lazım. Sanırım,olur.
Tuna: başıma gelen en güzel şeyin sen olduğunu söylemiş miydim?
Ben: bilmem söyledin mi?
Tuna: söyledim ama bir daha söylüyorum başıma gelen en güzel şeysin.seni seviyorum
Ben: bende seni

masum ve güzel bi öpücük verdikten sonra,

Tuna: burada seninle kalabilirim ama malesef gitmemiz lazım.
Ben: olsun, bu bile yeter.

Elimi tuttu ve Laboratuvardan çıktık. Yürürken hiç istemediğimiz bir şeyle karşılaşınca afalladık.

Bölüm sonu.

Çok AşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin