14.Bölüm

133 14 0
                                    

Tuna elimden tutmuştu. Arşiv odasından bir hız çıktık.

Tuna: Neden Böyle oluyor sürekli anlamıyorum. neden biz başbaşa kalmıyoruz?
Ben: benim suçum ne? bana neden kızıyorsun?
Tuna: haklısın Özür dilerim.
Ben: önemli değil.
Tuna: ben seni özledim. Bu yüzden  başbaşa kalmayınca sinirlerim bozuldu.
Ben: herzaman kilitlemeyle başbaşa kalınmıyormuş. öğrenmiş olduk.
Tuna: aşkım yapma lütfen.
Ben:  bir şey yaptığım yok.
Tuna: gel seni biryere götüreceğim.
Ben: nereye gidiyoruz?
Tuna: sorma işte, gel.

Okuldan çıkıp yürümeye başladık. Uzunca bir yürüyüşten sonra Aşıklar tepesine gelmiştik. Burası sessiz ve sakin bir yerdi. Etrafta kimse yoktu. Sakinlik, en sevdiğim şeydi.

Tuna: şimdi oldu bak. Sessizlik ve sen.
Ben: sessizliği, sakinliği ve seni.
Tuna: en çok seni.

Uzun bir süre bir şey konuşmadan oturduk. Sessizliğin ve manzaranın tadını çıkarıyorduk. son bir kaç gündür beni rahatsız eden konu aklıma takıldı.

Ben: Tuna, sana söylemem gereken ve canımı sıkan bir şey var.
Tuna: nedir o?
Ben: ben mi yanlış anlıyorum bilmiyorum ama,
Tuna: Feyza, artık ne olduğunu söyler misin?
Ben: tamam. Bu Mert nasıl biri? sanki sürekli gözü üstümüzde, sürekli bizi inceliyor gibi hissediyorum. Ne zaman görsem etrafımız da.
Tuna: bilemiyorum hayatım. Ters bir hareketini görmedim. Ama endişe etmene gerek yok. Ben yanındayım.
Ben: biliyorum, yanımdasın. Belki benim kuruntumdur.
Tuna: bundan sonra ben de dikkat ederim. Eğer ters bir hareketini görürsem uyarırım.
Ben: boşver. Hiç uğraşma.
Tuna: ne demek uğraşmak hayatım. Sen o güzel aklını böyle şeylerle doldurma olur mu?
Ben: olur birtanem.
Tuna: mis kokulum benim.

Sarıldık. Biraz daha oturduktan sonra Tunayla yürümeye başladık. Beni yurda bıraktı. yurdun kapısına geldiğimizde,

Tuna: zar zor buluştuk ama iyi ki buluştuk. Kendime geldim resmen.
Ben: bir de bana sor. Seni seviyorum
Tuna: bende seni.

Yanağıma öpücük kondurup beni yurda uğurladı. Tunadan ayrılmanın hüznü ile yukarı çıktım. Kızlara sarıldım. Oturduk. sohbet ettik, finallerden onların yüzünü bile zor görüyordum...

Esra: kumru gelmiş.
Ben: esra ...
Hilal: kumru ki ne kumru.
Merve: Aşıklar tepesine mi gittiniz?
ben: nerden bildin?
Merve: Okandan duydum. Ankara da aşıklar tepesinin anlamı büyüktür sen biliyor musun?
Ben: Hayır bilmiyorum. Neymiş anlamı?
Merve: Aşıklar tepesine ilişkisinde ciddi düşünen çiftler gidermiş. yani erkek ciddi düşünüyorsa sevdiğini oraya götürürmüş.
Ben: gerçekten mi?
Merve: gerçekten. Orada bir söz verilirmiş. birbirlerini bırakmama  sözü.

Bir an için düşündüm.

Ben:  biz bunların hepsini yaşadık. Tuna hiç çaktırmadı. Ben bilmiyordum.
Esra: Feyza, yakında gelin de olursun sen.
Hilal: gelin Feyza. düğününde de nedimeleri biz oluruz.
Ben: kızlar alemsiniz. yarın bunu soracağım Tunaya.

Aşıklar tepesinin ne anlama geldiğini öğrenince oldukça şaşırmıştım. Aynı zamanda kendimi Çok mutu hissediyordum.

Bölüm sonu.

Çok AşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin