4.Bölüm

215 18 0
                                    

İçimdeki heyecan paha biçilemezdi. Bu aksam Tuna ile yemeğe çıkacaktık. Yatağın içinde kıvranırken Azra Merve'nin sesini duydum,
Azra merve: Feyza bak Uyan daha Okul Var, daha yemek var, hazırlanacaksın Beyaz Atlı Prensin Bekliyor Seni.
Gülüşmeler...
Ben: Beyaz atlı prens mi? Merve, üstün bir mizah yeteneğin var.
Hilal: ne sandın tabi ki beyaz atlı prens.
Merve: bak Feyza'yı heveslendirmeyin, Tuna beyaz atıyla almaya gelecek zanneder şimdi.
Ben: hiç komik değil.
Esra: bu kadar şamata yeter bence hadi okula.
Ben: bence de yeter, size de malzeme olduk.
Azra merve: hadi o zaman prenses hazırlan da bizi bekletme. Hem bizi hem beyaz atlı prensini.
Ben: Of merve.
...........
Hazırlanıp aşağıya indiğimde kızlar kapının önündeydi. Bugün Ankara'da her zamankinden daha güzel bir hava vardı... yürüyerek gitmeye karar verdik ve yürümeye başladık.
Yürürken,
Esra: bugün benim dilden iki dersim var, onlar bitince az birazda rektörlükte işim var ondan sonra sizin de işiniz yoksa çıkalım. Hem Feyza'ya hem de kendimize bir şeyler bakalım olur mu?
Merve: olur da biz buraları bilmiyoruz ki.
Esra: ben sizi gezdiririm. okey?
Ben: hiç gerek, yok sanki ne olacak. bisürü kıyafetim var.
Hilal: olur mu öyle Feyza ?
Olmazdı tabi ki. kısa bir süre sonra
Ben: tamam Esra, sen çıkınca bizi almaya gelirsin. Bizimde Merve ile bir dersimiz var.
Esra: tamam o zaman anlaştık. Saat dört gibi gelirim.
Esra'yı fakültesine bıraktıktan sonra bizde kendi Fakültemize doğru ilerledik. Okula geldiğimizde Tuna, Erdem, Okan, Serter ve birkaç kişi bahçede yoğun bir şekilde konuşuyorlardı... sesleri geliyordu.

Tuna: tamam o zaman. Öyle yaparız. Ben eksikleri tamamlarım. Sizde Erdemle son dokunuşları yaparsınız.
Okan: tamam Tuna senin dediğin gibi olsun o zaman
Erdem: bana da uyar. Serterle hallederiz biz o işi.

Bunlar neden bahsediyordu? Içten içe merak etmiyor değildim. Bir süre sonra Tuna beni fark edip konuşmayı kesti ve yanıma doğru yaklaşmaya başladı. Bizim kızlar birer ikişer kaçıştıktan sonra Tuna tam olarak yanıma gelmişti,

Tuna: Feyza Naber nasılsın?
Ben: iyiyim, sen nasılsın?
Tuna:bende iyiyim, akşamı bekliyorum.
Ben: Tuna yapma böyle. Ufak bir yemek sonuçta.
Tuna: senin için ufak olabilir, benim için büyük.
Ben: tamam o zaman, ben derse gideyim.
Arkamı dönmüş gidiyordum ki,
Tuna: Feyza biliyor musun, sürekli gül, çünkü sana çok yakışıyor.
Ben: teşekkür ederim.

Gülümsedim.

Tuna: hadi git derse geç kalma.
Ben: görüşürüz.
Tuna: görüşürüz.

Sınıfta...

Merve azra: Feyza hoca sana doğru geliyor.
Ben: of, bir o eksikti.
Hoca: Feyza kızım tahtadaki notaları açıklar mısın?
Ben: şey, hocam...
Hoca: kızım aklın nerde senin?
Azra merve: ben biliyorum nerde olduğunu ama.
...
Okuldan çıkmıştık, Esra bizi almaya gelmişti.

Esra: kızlar hazır mısınız Ankara turuna?
Biz: hazırız.
Esra: hadi o zaman gidiyoruz.

Esra bizi çok güzel bir mağazaya getirmişti. Tek tek kıyafet deneyip çıkıyorduk. Fazlasıyla keyifliydi. Birbirimizi eleştiriyorduk aynı zamanda... toz pembe düz bir elbise giymiştim. Sadelikten hoşlanıyordum. Ama kızlar beğenmediler.

Esra: Tuna süslü kızlardan hoşlanır
Ben: beni olduğum gibi kabul etsin
Hilal: aynen, kesinlikle katılıyorum Feyza.

Alışveriş faslı bittikten sonra yurda yorgun argın bir vaziyette geldik ve biraz dinledikten sonra akşama hazırlanmaya başladım. Hazırlığım bitince de kızların yanına geldiğimde ağızları bir karış açılmıştı.

Merve azra: kızım bu ne?
Hilal: valla ben bayıldım 
Merve: Feyza, Tuna gözlerini senden alamayacak
Ben: utandırmayın beni. sizin kadar olamasam da.
Esra:  kızımıza bak sen ağzı da laf yaparmış. teşekkür ederiz.

Tuna'dan mesaj gelmişti. Aşağıya inmem için beni çağırıyordu. Ben aşağıya indiğimde kızlarda camdaydı. Tuna beni görünce kısa süreli bir şaşkınlık geçirdi.

Tunanın gözünden;

Feyza'ya Aşağı inmesi için mesaj attıktan beş dakika sonra aşağıya inmişti. Ben, ilk defa böyle oluyordum. Daha önce kimseye hissetmediğim güzellikte şeyler birikiyordu içimde.
.........
Ben: Tuna?
Tuna: feyza çok güzel olmuşsun.
Ben: teşekkür ederim, sende fena değilsin.
Tuna: gel canım.

Taksiye bindik ve yolculuk sonunda Çok güzel bir restaurant'a geldik.

Ben: Tuna bu kadar zahmete ne gerek vardı.
Tuna: olur mu öyle şey, senin için her şeye değer.

Masamıza oturduk...

Tuna:  nerden başlayalım?
Ben: sen anlat istersen.
Tuna: tamam, olur ben anlatayım. Feyza bak, beni az çok tanıyorsundur...
Ben: evet, biraz.
Tuna: Konservatuar okumaya Ankara'ya geldim. Ailem de burada. Bizim okulda bir grubumuz var çalıp söylüyoruz, ben solistim. Erdem, Okan, Serter var diğer işlerle ilgilenen.
Ben: Tuna sana bir şey sorsam, yanlış anlar mısın?
Tuna: yok, tabi ki sorabilirsin.
Ben: etrafımdakiler senin çok çapkın olduğundan bahsetti...
Tuna gülümsedi,
Tuna: yok öyle bir şey. Yani herkes öyle der ama bir laf vardır, adım çıkmış dokuza inmez sekize... ben ayrıca söz yazarıyım, çapkın bir insan öyle kolay kolay söz yazamaz.
Ben: haklısın... seni o kızla biraz fazla yakın görünce bende buna ihtimal vermiştim.
Tuna: onu ben sana açıklamıştım zaten. Bak Feyza, açık konuşmam gerekirse, ben daha önce hiç böyle olmamıştım.
Ben: hangi konuda?
Tuna: bilmiyorum, seni ilk gördüğüm andan itibaren hiç hissetmediğim tuhaf ama güzel şeyler hissediyorum içimde.
Ben: ben, teşekkür ederim.

Ne diyeceğimi bilememiştim. Slow müzik başlayınca biraz dans edip tekrar oturduk. Tuna... çok romantik, ruhu güzel, gönlü güzel, çok neşeli biri. Kısa sürede ona ısınmış ve sevmeye başlamıştım.

Yemek bitimi...
Tuna'dan ayrılacağım için biraz hüzünlüydüm. Yurdun önüne geldiğimizde sordu;

Tuna: feyza şimdi biz?
Ben: bana biraz zaman ver Tuna. Seni tanımam için, sana güvenmem için olur mu?
Tuna: tabi ki. Olur, ama uzak kalma benden olur mu?
Ben: olur. her şey için teşekkür ederim.
Tuna: rica ederim. Yarın görüşürüz.

Tuna'dan ayrılmak zor oldu. yukarı çıktığımda uyumayan kızlar beni soru yağmuruna tuttu.

Esra: feyza ne oldu?
Azra merve: ne konuştunuz?
Hilal: nereye götürdü?
Merve: sonuç ne?

Hepsine tek tek anlattıktan ve rahatlattıktan sonra uyumaya geçtik.
.
.
Sabah olmuştu kızlarla kalkıp her zaman ki gibi okula gelmiştik. Okul oldukça kalabalıktı. Bahçede biraz etrafıma bakındım. Başımı sol tarafa çevirdiğimde ise  gördüğüm manzara karşısında hepimiz şok olmuştuk... O da ne?

Bölüm sonu...

Çok AşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin