43.Bölüm

94 11 3
                                    

Tunanın gözünden;

Ben: feyza hastanede. hemde bu saatte ve bana söylemiyorsunuz öyle mi? Gitme diyosun öylemi? Erdem sen ne saçmalıyorsun? Gidiyorum ben.
Erdem: feyzanın iyiliği için.
Ben: feyza bensiz yapamaz. onun bana ihtiyacı var. Merve aynı durumda olsaydı sen ne yapardın?
Erdem: haklısın. tamam ozaman gidelim. hadi serterle okanı uyandırmayalım.
Ben: tamam hadi.

Feyzanın hastanede olduğunu duyunca kan beynime sıçramıştı. üstelik erdem gitme diyordu. beni kimse tutamazdı.gitmeliydim. Feyza'nın bana ihtiyacı vardı.

Arabaya atladığımız gibi hastanenin yolunu tuttuk.
Hastaneye geldiğimizde hemen arabadan indim ve hastanenin içine doğru koştum. danışmaya geldiğimde feyzanın kaldığı odayı sorup öğrendim. yukarı çıktığımda odanın kapısında merve duruyordu. beni görünce şaşırdı.

ben: feyza nerde? nasıl? içerde mi?
Merve: senin ne işin var burda? Ah erdem sanada söylememem gerekirdi.

Ben: ne diyosun merve sen? Feyzanin bana ihtiyacı var diyorum. o orda içerde yatarken ben evdemi duracaktım? Bana nasıl haber vermezsiniz?
Merve: tuna.! Feyza'nın seni görmesi onu daha da kötüleştirecek. biliyorsun.
Ben: yok. Yok ben dedelireceğim. Bana nasıl haber vermezsiniz?
Merve: sus! Bağırma. burası hastane bir sürü hasta var.

Istemsizce ve sinirle sesimi Yükseltiyordum. Hemşirenin uyarısıyla kendime geldim.

Hemşire: beyefendi lütfen sesinizi kontrol altına alırmısınız.Burası bir hastane. birçok hasta bulunuyor. eğer böyle devam ederseniz güvenlikle sizi dışarı attırmak zorunda kalacağım.
Ben: haklısınız, kusura bakmayın. benim bir hastam var onu görebilirmiyim? ismi feyza.
Merve: Hayır.
Ben: sen Karışma.
Hemşire: hanımefendi haklı. şuan  göremezsiniz.  müşade altında. kimsenin görmesine izin vermiyoruz. bir kişi. refakatçi hariç.
Ben: onun bana ihtiyacı var. lütfen. hemşire: malesef beyefendi. bu mümkün değil. Ancak yarın görebilirsiniz .
Ben: tamam. burda bekleyebilirim ama değil mi?
Hemşire: tabiki .
Ben: sağolun.

Hemşire gittikten sonra merveyle kötü kötü birbirimize bakıyorduk. ben ona bana haber vermediği için oda bana feyzayı üzdüğüm için kızgındı. konuşmamayı tercih ediyorduk. konuşursak birbirimizi kuracağız biliyorum. az sonra erdem ve esra geldi.

Erdem: ne oldu. bu ne hal?
Merve: bir şey yok erdem birşey yok.
Ben: merve bunun için erdemi suçlayamazsın. onun bir suçu yok. o bana gitme dedi. ama ben dinlemedim.
Erdem: evet merve. Özür dilerim.
Ben: senin başına böyle bir şey gelseydi. ve ben erdeme haber vermeseydim. sence erdem seni orada bırakır mıydı?
Merve: haklısın tuna. ben... sadece feyzanın daha fazla üzülmesini istemedim.onu böyle görmeye dayanamıyorum.
Ben: haklısın. ben onu çok üzdüm.ama affettirecegim kendimi biliyorum.
Merve: sanmıyorum tuna. affedeceğini sanmıyorum. ama şundan eminim. seni seviyor hemde çok seviyor. sana çok Aşık.
Ben: bende onu seviyorum hemde çok. ona bunu yapmayı emin ol hiç istemezdim. suan yanımda olmasını bana sarılmasını o kadar isterdim ki. ama o nerde bak...içerde. hemde benim yüzümden.

Erdem: insanlık hali hepimiz sinirlenince gözü kimseyi görmüyor emin olabilirsin. tuna..bizde çok kez merveyle kavga ettik biliyorum. seni anlıyorum. umuyorum feyza seni affedecek.
Ben: inşallah.
Merve: getirdigimizde durumu kötüydü. doktorlar, ne olacağı hakkında bir bilgi vermediler. doktor tuna diye sayikladigini   söyledi.

Çok AşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin