33.Bölüm

109 10 1
                                    

Otobüs yolculuğumuz başlamıştı.
Tuna elimi tuttu. epeyi heyecan yapmışa benziyordu. birazda gergindi.

Ben: aşkım... sakin ol. gerilme. heyecan yapma.
Tuna: yok aşkım heyecandan değil de ne bileyim bir garip oldum. şöyle bir düşündüm de ben seni ne kadar çok seviyorum
Ben: bende seni hayatım.

Tunanın telefonundan seçtiğimiz müziklerle ve paylaştığımız kulaklıkla başımı tunanın omzuna yaslamış bi şekilde yolculuğumuz devam ediyordu. biraz sonra gözlerim uykuya yenik düşmüş olmalı ki uyuya kaldım.

Tunanın gözünden;

Otobüs yolculuğumuz başlamıştı. fazla heyecanlı ve birazda olsa gergindim. acaba feyzanın ailesi beni sevecek mi? Beğenecek mi? Düşünüp duruyordum. aslında bunların bir önemi yoktu. begenmeseler, sevmeseler bile biz feyza ile birbirimizi seviyorduk ve evlenecektik. buna kimse engel olamazdı. onu çok seviyordum. yanımda yanıbaşımda olması  bana dünyanın en büyük huzurunu veriyordu.  başını omzuma yasladığı an Her seyi unutuyordum. elini bir an bile bırakmak istemiyordum. ömür boyu el ele göz göze gecirecegimiz zamanlarımız olacaktı. normalde hiç bu islere gireceğim aklımın ucundan bile geçmiyordu.  kimsenin buna inanası da gelmiyordu. ailem herkese tuna sözlenecek dediğinde ilk tepki

'Tuna? Bizim bildiğimiz tuna? hayret nasıl oldu?'

Şeklinde oluyordu. aslında doğru insanı bekliyormuşum. kalbim şimdi feyza için çarpıyor ve ondan ayrı kalmaya dayanamıyorum.
Meleğim. uyuya kalmış. nasılda güzel uyuyor. bakmaya kıyamıyordum. Ceketimle üzerini örttüm.

saat akşam 21:00 olmuştu ve biz ilk mola yerimize gelmiştik. feyza hala uyuyordu. onu uyandırmaya  kıyamıyordum ama biraz hava almamız gerektiğini düşündüm.

Ben: feyza. güzelim. hadi kalk sevgilim. bak mola yerine geldik.
Feyza:  geldik mi? neredeyiz?
Ben: mola yerine geldik aşkım. hadi kalk biraz hava alalım.
Feyza: tamam, kalktım.

oturduğumuz yerden kalkıp ilerlemeye başladık. araçtan indiğimizde oksijeni cigerlerimize cekmemiz bir oldu.

Ben:  dünya varmış.
Feyza: aynen, yol insanı mahvediyor. bende senin omzunda uyuyakalmışım.  gece heyecandan uyuyamadım. bir de yorgunluk eklenince malum.
Ben: sen bana dünyanın en güzel şeyini yaşattın. omzumda öyle uyuyakal hep. benimle kal.
Feyza: hep seninleyim.
Ben: hadi bir şeyler yemeye gidelim. buralarda bir yerlerde restaurant olması lazım. 
Feyza: tamam.

Feyzanin gözünden;

Tunanın omzunda uyuya kalmıştım . bu yorgunluk beni bitirecekti. mola alanına gelmemizle Tuna beni uyandırdı ve temiz hava almak için otobüsten indik. sonuçta şurda izmire varmamıza az kalmıştı. bir şeyler yemek için alandaki bir restaurant'a girdik. küçük ama şirin bir yerdi.

Masaya oturduğumuzda menüler geldi. yemekleri sipariş ettik. bir süre sonra yemekler gelince çok acıkmış olmalıyız ki hemen başladık. tuna zaten beni beklemedi bile, canım sevgilim. bi süre sonra telefon çaldı arayan 'cansu'ydu. telefonu açtım.

Ben: alo cansu?
Cansu: nerde kaldınız. öldük  meraktan. 
Ben: geliyoruz az kaldı. mola alanında bir şeyler yiyoruz tunayla.
Cansu: afiyet olsun canım
Tuna: teşekkür ederiz
Cansu: Tunaya cok selam söyle. Hadi ben seni tutmayayım. Biz sizi bekliyoruz.
Ben: tamam canım onun da sana selamı var. Görüşürüz .

Telefonu kapattıktan sonra yemeğe devam ettik.

Tuna: hadi bakalım bittiyse kalkalım da otobüse gidelim.
Ben: hadi gidelim.

Yemeğimiz bitince masadan kalktık. tuna hesabı ödeyince  dışarı çıktık.  tunanın telefonu çaldı. arayan Erdem miş...

Erdem: alo abi Nasılsınız  ne yaptınız?
Tuna: iyiyiz erdem. şimdi mola yerinde bir şeyler atıştırdık da otobüse gidiyorduk.
Erdem: iyi. yenge nasıl?

Ordan hemen atılıp

Ben: iyiyim erdem.
Tuna: bak duydun, iyiymiş.
Erdem: iyi bakalım. izmire inince ara tamam mı? dikkat edin kendinize. biz sizden haber bekliyoruz. okan serter falan da burada.
Tuna: tamam tamam sizde kendinize dikkat edin olur mu?
Erdem: tamam hadi görüşürüz

Erdemle tunanın konuşması bitince otobüse bindik ve yerimize kurulduk. biraz sonra otobüs hareket etti.

Saat 02:00'dı...Tuna uyuyakalmıştı. ne kadar güzel uyuyor diye geçirdim içimden.  koluma sarılmış başı omzumda... uyandırmak istemiyordum. yorulmuş ve stres yapmıştı belli. izmire varmamıza az kalmıştı. biraz yorgundum uykuya yenik düşmüş olmalıyım ki gözlerim kapandı.

3 saat sonra.

"Evet Izmir! İzmir yolcusu kalmasın evet son durak Izmir!''

Otobüsün ortasında dolaşan koltuklara dokunan mauavinin sesiyle irkilmiştik.

Ben: tuna. aşkım kalk hadi geldik.
Tuna: Geldik mi? Izmire mi?
Ben: yo ne izmiri... tabiki izmire.
Tuna: kaç saat geçmiş.
Ben: hadi toparlanalım.
Tuna: tamam.

Ayağa kalkıp üstümüzü başımızı düzelttik. çantaları toparladık. nihayet hazırdık.  tuna elimden tuttu. gözlerime baktı ve gülümsedi. ilerleyip otobüsten indik. ayağım yere basar basmaz izmirimin güzel havasını içime çektim.  bu hava başka hiçbiyerde  yoktu. tuna da aynı şeyi yapmıştı.

Ben: havasını içine çektiğine göre izmiri biliyorsun?
Tuna: biliyorum. teyzemler burada oturuyor. yazları buraya gelirdik. bura bi başka.
Ben: hayret ben senin gibi bi yakışıklıyı nasıl oldu da farketmedim.
Tuna: bende senin gibi bi güzeli nasıl görmemişim bu zamana kadar.
Ben: demek kaderimiz Ankarada birleşecekmiş.
Tuna: aynen canım.

Kocaman bir sarılma sonrası yola doğru ilerledik tuna bir taksi çevirdi . Taksiye bindik, Seferihisar'a sürmesini söyledi. beni eve bırakacaktı evim Seferihisar'daydı.

Tuna: aşkım ailene söyleyecek misin yarın?
Ben: tabiki .
Tuna: tamam ozaman. birazdan evine kavuşacaksın. heyecanlı  mısın?
Ben: hemde ne.
Tuna: feyza. seni seviyorum.
Ben: bende seni.

Taksi ile yaptığımız yolculuğun sonunda eve gelmiştik. taksiden indik ve tuna valizlerimi indirip adama beklemesini söyledi. oda kuzeninde kalacaktı.
Bana döndü. Alnıma bir öpücük kondurdutan sonra kollarımdan tutup

Tuna:  seni seviyorum. yarın görüşürüz. tamam mı?
Ben: tamam. senden ayrılmayı hiç istemiyorum ama.
Tuna: bende. gel kokunu bi içime çekeyim.

Sarıldıktan sonra beni kapıya bırakıp taksiye bindi, el salladı ve gitti. evet artık tuna yoktu. evimdeydim. kapıyı çaldım.

Bölüm sonu.

Çok AşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin