10.Bölüm

127 15 2
                                    

Mervenin basılmasının üzerinden iki hafta geçmişti. Taze aşıklar Merve ve Erdem okula el ele göz göze geliyorlardı. Merve dış dünya ile bağlantısını koparmıştı. Yani değim yerinde ise; tam bir 'leyla'.
Güzel bir bahar havasında daha bahçede Tuna ile el ele otururken Merve Ve Erdem okula girdiler.
Giriş ama o ne giriş! Sanırım yapışık ikiz bunlar.

Tuna: bizim yapışık ikizler de geldi.
Ben: ne de güzeller degil mi?
Tuna: ne o öyle? kıskandın mı?
Ben: Hayır tabiki, arkadaşımı neden kıskanayım. Mutlu oluyorum onları gördükçe.
Tuna: ne bu haller ozaman?
Ben: hiç, bir hal yok ortada.
Tuna: aşkım benim
Ben: şöyle davranmıyor musun yelkenler hemen suya iniyor.
Tuna: yelkenleri suya indirmek bizim işimiz. Velibaşoğlu farkıyla.
Ben: demek öyle, seni varya.
Tuna: ne beni varya?
Ben: seni.
Tuna: beni?
Erdem:  yanlış bir zamanda mı geldik?
Tuna:  sanki öyle oldu.
Ben: hiç yanlış bir zaman değil.
Tuna: neyse sonra hesaplaşırız.
Ben: her zaman bekleriz.
Merve: ne konuşuyorsunuz?
Ben: hiç. ne yapıyorsunuz?
Erdem: iyiyiz ne yapalım, yuvarlanip gidiyoruz.
Tuna: yüzünüzde de güller açıyor. 

Gülüşmeler başlamıştı. Esra ve azra Merve bize doğru yaklaştılar.  Azranı yanımıza geldiğini gören Okan hemen yanımıza geldi. Bir süre sonra hiç konuşmayan Okan söze girdi;

Okan:  Nasılsınız? Azra nasılsın?
Azra: iyiyim Okan sen?
Okan: bende iyiyim.

Tuna söze girdi,

Tuna: Biliyosunuz bahar Şenlikleri var kamp falan kurulacak bizde sahne alacağız kapta kalacaklar var mı?
Esra: biz kızlarla kalırız diye düşündük.
Ben: aynen.
Tuna: Feyza, biz beraber kalmayacak mıydık?
Erdem: biz de Merveyle kalırız ozaman.
Ben: bir dakika, öyle bir şey yok. Kızlar kızlarla erkekler erkeklerle kalıyor.
Tuna: aynen öyle olsun. Ama ben sizin çadırın önünden ayrılmam bilesiniz.
Okan: çadır önü kedisi Tuna.

Kahkahalar masayı süslüyordu. Kısa sürede böyle arkadaşlarım olduğu için ve  böyle iyi bir sevgiliye sahip olduğum icin oldukça mutluydum.  onları  seviyordum.
...

Öğle sonunda arkadaşlarla beraber bir kafeye yemeğe gittik. Masada otururken Azra Merve söze girdi;

Azra Merve: kızlar bir şey soracağım. Bu Okan, nasıl biridir?
Ben: valla Okan kadar efendi, Okan kadar dürüst bir insan tanımadım ben. Neden sordun?
Azra merve: Hiç, öylesine.
Esra: öylesine mi? Merve senide kaybettik sanırım.
Azra merve: Hayır, öyle bir şey yok .
Hilal: Okan da senden hoşlanıyor bence. Biliyoruz, görüyoruz henüz belli etmiyor ama. Oda seni seviyor, bence.
Azra merve:  öyle mi dersiniz?
Biz: katılıyorum. Hem, Senden iyisini mi bulacak?
Azra merve: bende ona karşı bir şeyler hissediyorum sanırım.  bilmiyorum çok tuhaf, anlam veremediğim bir şey.
Ben: sen de ondan hoşlanıyorsun bence. ben sana anlatayım, kabullenmek istemiyorsun, korkuyosun ama içindeki seste çok sevdiğini söylüyor değil mi?
Azra merve: nasıl tahmin ettin?
Ben: Cok zor olmadı.
Hilal: Feyza bilr tabi. az çekmedi.
Merve: aynen Feyzaya sor sen bunları.

Masadaki kahkahalar iyice artmıştı. Önümüzdeki hafta final haftasıydı. Bunun üzüntüsü de vardı biraz ama birbiri ile süre gelen günler  Tunayla birlikte çok güzel geçiyordu.

Bölüm sonu...

Çok AşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin