bu bir geçiş bölümüdür.
4 SENE SONRA...
Sabah uyandığımda masada duran nişan yüzüklerime baktım. Nasıl geçmiş dört sene diye düşündüm. Hepimiz şuan farklı hayatlar yaşıyorduk. Geçmişe karşı büyük bir özlemim vardı. Eksik kalan her şeye karşı. en çokta tunayı özlüyordum. nerdedir, ne yapıyodur ve kiminledir...
Dört sene geçmesine rağmen benim için hiçbişey değişmemişti. tunayı hala ilk günkü gibi seviyordum... ona kızgındım aslında. ama sevgimden hiçbişey kaybetmemiştim. Acaba o da beni hala seviyor mudur?geçen dört sene içerisinde hayat insanı çok olgunlaştırdı. Artık ne yapmasını bilen birer bireyler olduk... Geçen Dört sene içinde neler mi oldu? Anlatayım...
Tunayı bırakıp izmire ailemin yanına döndüğümde kendimi hiç toparlayamadım...peşimden geldi. beni hiç bırakmadı. Bana ulaşmaya çalıştı şu son iki seneye kadar. İzmirde okulu bitirince ani bir Kararla İstanbul'a taşındım. Orada bir is buldum. Nereye gittiğimi ailem haricinde kimse bilmediği için Tunadan daha sonra hiç haber alamadım. ne adını duyuyordum nede yüzünü görüyordum. sadece azra merve ve merveden duyduğum kadar biliyordum... bir şirketi varmış. beni ona tercih ettiği bir şirketi. bizi unuttuğu bi şirketi. bunun için hem kızgın hem de kırgınım.
Diğerlerine gelince, Azra merve ve Okan Evlendiler. Hatta Yakınlarda bir zaman tatlımı tatlı bir çocukları oldu. düğünlerine tuna ile karşılaşırız diye gidememiştim ama kınasında hep beraberdik. çok yakıştıkları kaçınılmaz bir gerçekti.
Erdem ve Merve nişanlandı onlarda düğün telaşıyla koşturuyorlar. gördüğüm en tatlı çiftlerden biri. erdem tunanın yanında çalışıyor merve de onlara yardımcı oluyordu.
Esra dil eğitmeni olarak yurtdışında göreve gitti. mesleğini büyük bir aşkla yaptığı için yurtdışına tayin etmişler. en az onun kadar sevinmiştim.
Serter ve Cansu da okan ve azra merveden kısa bir süre sonra evlendiler. serterde yine aynı zamanda gurubun işleriyle ilgileniyor ve tuna ile çalışıyordu.Bana gelecek olursak, bende istanbula yerleştim. burada kendime bir düzen kurdum. bir prodüksiyon şirketinde üst düzeyde çalışmaya başladım ve devam ediyordum. halbuki bu gibi hayalleri hep tuna ile kurardık.
Telefonum çaldı. arayan işyerindeki sekreterim Zeynep' ti
Ben: efendim zeynep?
Zeynep: feyza hanım bir iş görüşmesi için geldiler. yeni bir proje varmış. size danışmak istiyorlar. ne zaman ofiste olursunuz?
Ben: öylemi? Yarım saate ordayım zeynepcim. haber verdiğin için teşekkür ederim.
Zeynep: ne demek efendim görüşmek üzere
Ben: görüşürüzTelefonu kapattıktan sonra hemen hazırlanmaya başladım. bikaç parça bir şey seçtikten sonra yüzüğümü de takıp dışarı arabama doğru ilerledim oturduğum yer cihangirdi. cihangirden iş yerim fazla uzak olmadığından hemen vardım.kapıda beni zeynep karşıladı
Zeynep: hoşgeldiniz feyza hanım toplantı salonunda sizi bekliyorlar
Ben: tamam canım birazdan geliyorumKendi ofisime girdim. üstüme başıma tekrar bir çeki düzen verdikten sonra tuna ile birlikte nişanımızda erdemin çektiği duvarda asılı duran fotoğrafımıza gözüm ilişti. nasılda mutluyuz...mutluyduk. Şimdi ben başka şehirde o başka şehirdeydi. ona karşı öyle büyük bir özlem var ki içimde, yaşamımın % 90'ında tunayı düşünürken buluyorum kendimi. özlemekten şehirleri kaldırasım var.
Yine ağır gelen özlem duygumu dağıtmak için başımı iki yana sallayarak toplantı salonuna doğru ilerlerdim ve içeri girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çok Aşık
Fanfictionİzmir'den Ankara'ya uzanan bir aşk... Tek tutkuları müzik olan iki insan, bir yanda başarılı ve yakışıklı solist Tuna,diğer yanda güzeller güzeli genç kız Feyza...Müzik yapmaktan başka bir hedefleri olmayan bu iki insanın yolları nasıl kesişti? -Nas...