-Bırak... lütfen bırak.
Kollarıma yapışan ellerden kurtulmaya çalışıyordum. Biraz uzağımda Arya beşiğinde yatıyordu. Tek isteğim kızımı kucağıma alıp onu bütün kötülüklerden korumaktı. Son kez gücümü toparlayıp beni tutmakta olan elleri var gücümle ittim.
-Bırak! Kızım, Arya!
..
Gözlerimi açtığımda kolumu tutan elleri hızla kenara ittim.
Ben:bırak beni!
Tuna: Feyza tamam sakin ol. Benim. Tuna.Geriye çekilip korku dolu bakışlarla karşımda duran adama baktım. O da benim kadar korkmuş ve neye uğradığına şaşırmış gözüküyordu. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Ellerimle yüzümü kapattım.
Bir süre kendime gelmeyi bekledim. Sakinleştiğimi hissettikten sonra kafamı kaldırıp tunaya baktım. Az önce söylediklerimin yanı sıra şimdi karşımda kırgın bir adam duruyordu.Ben: özür dilerim. Ben, ben kâbus görüyordum.
Tuna: anlamıştım. Arya ve seni kontrol etmek için yukarı çıktım. Tam aşağıya inecektim ki sayıkladığını duydum. Yanına geldim.Susmuştuk.
Ben: ben bu şekilde davranmak istemezdim. Kabusun etkisiyle, refleks olarak verdiğim bir tepkiydi. Özür dilerim. Çok üzgünüm.
Tuna: önemli değil. Bile isteye yapmadığını biliyorum. Görebiliyorum.
Ben: madem önemli değil gözlerin neden aynı şeyi söylemiyor?Uzun uzun gözlerine baktım.
Ben: çünkü önemli. Seni kırdım. Istemeden de olsa kırdım. Kırgınlığın gözlerinden, bakışlarından okunuyor.
Tuna: gerçekten önemli değil Feyza. Sen iyi ol ye-
Ben: ben iyi olayım yeter... Peki sen ne olacaksın? belki istemeyerek ama ben seni hep böyle kıracak mıyım?
Tuna: beni kırmıyorsun. Böyle düşünme.
Ben: Tuna kendini daha fazla zorlama.Derin bir nefes alıp verdikten sonra konuşmaya başladı:
Tuna: beni kırmıyorsun. Üzmüyorsun. Bu doğru. Ama gözlerimde gördüğün şeyi sana açıklayacak olursam şöyle diyebilirdim; bazen eski seni özlüyorum. Bu durum kalıcı değil. Tabi ki geri geleceksin. Yine eskisi gibi olacak her şey. Ama alışkın değilim. En zor durumlarda en çok bana sarılırken, sana iyi gelirken şimdi beni itiyor oluşuna. Iki yabancı gibi oluşumuza alışkın değilim. Aylarca beklediğimiz o güzel anın mutluluğunu bile doya doya yaşayamadık. Buna alışkın değilim. Bazen nasıl davranacağımı bilmiyorum. Beni ister misin yoksa iter misin anlayamıyorum. Sana daha önceden sorgusuz sualsiz sarilabiliyorken şimdi acabalarla yaşamaya alışkın değilim. Iste tam olarak bu. Gözüme baktığında gördüğün şey bu.
Ben: seni bu kada zorlandığım için üzgünüm. özür dilerim. Elimden gelen bir tek bu.
Tuna: Özür dileme. Bu durumun sorumlusu sen değilsin. Böyle olmasını sen istemedin. Hiçbirimiz istemedik. Zaten kalıcı bir şey değil. Bu yüzden özür dileme. Bu benim sorunum. Seninle hiçbir alakası yok. Sadece kendimle verdiğim bir savaş bu Feyza. Bu savaşta en zararsız olanı sensin.Gülümsedim.
Ben: Bana ne oldu tuna?
Sorduğum soru karşısında ellerine indirdiği gözlerini birden gözlerimin içine sabitledi. Afallamış gibi bir hali vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çok Aşık
Fanfictionİzmir'den Ankara'ya uzanan bir aşk... Tek tutkuları müzik olan iki insan, bir yanda başarılı ve yakışıklı solist Tuna,diğer yanda güzeller güzeli genç kız Feyza...Müzik yapmaktan başka bir hedefleri olmayan bu iki insanın yolları nasıl kesişti? -Nas...